Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim yoğun mu yoğun…
Önceki gün nihayet yüz yüze görüşme fırsatı bulabildim.
KIB-TEK ‘özelleşecek’ mi yoksa ‘kendi ayakları üzerine kalkacak’ mı tartışmaları arasında ‘hummalı’ bir çalışma var kurumda…
Yurttaşın gündemi ise bambaşka: Elektrik enerjisini daha ucuza alabilecek miyiz?
***
Gördük ki, KIB-TEK adeta “batsın” ve “özelleştirilsin” diye çaba harcanmış, yıllar yılı.
Bir yanda ‘siyasi otorite’ oymuş altını…
Öte yandan ‘çalışan’ kimi ‘açık gözler’ isimler…
6 isim hakkında ‘SORUŞTURMA’ var örneğin...
3'ü 'yarı ödenek’le kurumdan uzaklaştırıldı.
3 isim hakkında da yönetim karar verecek, yine ‘yarı ödenekle uzaklaştırma’ için...
Ve ‘görevden alma’ gündemde.
***
- “Kurum zarara uğratılmış. Kurumun kaynakları ile eşe dosta avantaj sağlanmış. Bu suçlar görevden almayı gerektirir. Ancak siyasetçileri devreye koyuyorlar. Cumhurbaşkanı Eroğlu dahi aradı, ne yapıyorsun, diye soruyor. Ne yapıyorum, kimse kurumu çalmasın diye uğraşıyorum" diyor İsmet Akim.
***
Örneğin 45 ayrı dosta var…
Tek kuruş tahsil edilmeden elektrik bağlanmış…
Tüm altyapı kaynakları Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’ndan kullanılmış üstelik…
***
Onlarca dosya var, “ödemesi” yapılmadan elektrik bağlanan.
Üstelik tüm bu işlemler, kurumla ilgisi olmayan, İçişleri Bakanlığı’ndaki eski bir müdürün talimatıyla yapılmış.
“Bunlar siyasi avantaj sağlamak için yapılan işler” diye düşünüyor Yönetim Kurulu Başkanı.
***
Bir başka örnek, bir ‘turistik tesis’e ait…
Borcu 460 bin lira...
Ve ‘yapılandırma’ için bir ‘çalışan’ 5 ayrı çek almış.
Tesise elektriği bağlamış…
Ancak eldeki çeklerin toplamı 126 bin TL.
Bu çeklerden de sadece birini hesaba yatırmış…
Diğer 4 çeki geri vermiş….
Borcu da “öldürmüş”, yani pasife aktarmış!..
Tüm bu örnekler için ‘soruşturma memuru’ görevlendirildi şimdi…
Ve ‘işten uzaklaştırma’ var.
***
“İç denetim mekanizması yok” kurumun ve Yönetim Kurulu Başkanı da bunu oluşturma çabasında…
Ama o kadar çok örnek var ki, elektrik bağlama öncesi hazırlanan hesap bildirimlerinde sahtekarlık yapıldığı, haksız kazanç elde edildiği ya da kurumun ciddi maddi kayba uğratıldığına dair…
***
Sadece 2012’de “parası ödenmemiş, mukavelesi dahi olmayan 5 milyon 460 bin TL'lik uygulama yapıldığı” raporlara yansımış…
Anlayınız durumu…
Ve korkunuz…
Hem ne hale gelmiş ‘insan’ımız…
Hem de nasıl ‘başıboş’ bırakılmış kurumlarımız…