“6 yılda 7 hükümet gördüm, sistem yok”

Eski Yüksek Mahkeme Yargıcı ve kısa süre önce görev süresi sona eren Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı, YENİDÜZEN’e konuştu

Fayka Arseven KİŞİ

Görev süresi sona eren Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı, “6 yılda 7 hükümet gördüm, kamuda sistem yok” diyerek, “Bazen bir şey istiyoruz kayıt yok, belge yok veya varsa kim bilir nerededir… Bunlarla yüz yüze kaldık” ifadesinde bulundu.

 Dizdarlı, “Bizim amacımız herkese eşit uygulanan, ayrımcılığın ortadan kalktığı, şeffaf bir yönetim olmasını sağlamaktı. Biz de elimizden gelen her şeyi yapmaya çalıştık” dedi.

Dizdarlı, “Ülkemizde uzun vadeli plan, program maalesef yok. Hedef yok. Günü birlik yaşıyoruz. Geleceğimizle ilgili ciddi sıkıntılar olduğunu düşünüyorum” diye belirtti.

 Gerekli yasal düzenlemelerin yapılamadığına da işaret eden Dizdarlı, “Hiçbir zaman Meclis zamanında toplanamadı ve bu halka karşı görevini yerine getirmedi” eleştirisinde de bulundu.

  • YENİDÜZEN: 6 yıl Ombudsmanlık döneminin ardından emekliye ayrıldınız. Nasıl bir 6 yıl geçti?
  • Emine DİZDARLI: Şu an vicdanım çok rahat. Elimden geldiğince hem daire, hem personel hem de toplum için yapabildiğim her şeyi hemen hemen yaptım.
    Tabi ilk başlangıçta benim için hedefler çok çok daha zordu. İlk daireye gittiğimde daire Lefkoşa’da bir apartmanın 4’ncü katındaydı. Hiç kimse nerede ve dairenin görevinin ne olduğunu bilmiyordu.
    İlk etapta gerçekten bu ülkeye yakışan, içerisine girildiğinde resmi görevi olan bir kurum haline getirmem gerekirdi. İlk 3 ayda daireye yer buldum ve hemen girişimler yapıp taşındık. Son 6 yıldır da İnönü Meydanı’nda çok güzel, ağırlığı olan bir merkezi binada görevimizi sürdürdük.
    Oraya taşınmakla da iş bitmedi. Her personelin odası, ihtiyaçları, kliması, bilgisayar gibi ihtiyaçları vardı.  Özellikle arşiv çok önemliydi. Çünkü dairenin hafızası o arşivde olacaktı. Bu nedenle arşivi kurduk. Şu an kim isterse başvursun orda çok detaylı arşivimiz vardır. 
    İlk başladığımızda 3 denetçi vardı. Teşkilat yasamıza göre 7 denetçi 3 baş denetçi olmalıydı. Baş denetçi de 2 kişiydi. Biri ayrılmıştı. 4 denetçi kadrosunu doldurduk. Baş denetçi olabilmesi için de 3 yıl aynı pozisyonda çalışılması gerekir. Son ayrılmadan önce son 3 baş denetçi kadrosunu doldurduk. Bu defa alt boşladı. İnşallah yeni gelecek olan Ombudsman o kadroları da doldurur.
    Hep özverili çalıştık. Herkese kapımız açıktı. Kim görüşmek isterse asla geri çevirmedik. Yetkimiz dahilinde olmasa bile yönlendirmeye çalıştık.
    Belirli bir duruş sergileyerek, korkmadan   görüşlerimizi açıklayarak bugüne kadar geldik.6 yıl içerisinde sessizlerin sesi olduk.

 “Biz yasalara baktık”

  • YENİDÜZEN: Sizin döneminizde aslında hukukçu geçmişinizin de etkisiyle Ombudsmanlık daha da anlamlı ve aktif oldu. Hatta dönem dönem yaptığınız açıklamalarla da siyasilerle karşı karşıya geldiniz. Bir Ercan raporu, Meclis baskınıyla ilgili açıklamalarınız halen hafızalarda.  Hiç bu dönemlerde zorlandığınız oldu mu?
  • Emine DİZDARLI: Siyaset hiç yapmadık. Şöyle ki; 38\96 sayılı Yüksek Yönetim Denetçi Ombudsman Yasası’na göre bize belirli yetkiler verilmiştir. Hatta görevimiz bağımsız şekilde hiçbir taraftan baskı altında tutulmadan bu görevi yürütebilmektir. Ombudsman yayınladığı görüşlerden ve keza raporlardan dolayı dava edilemez. Çünkü biz yasal olarak anayasal bir kurumuz ve bağımsız başkanlıklardan da biriyiz.
    Ama şu şekilde rahatsızlık oldu; Sanki ben bir bakanım gibi yorumlandı, bazı siyasetçiler tarafından.  Hatta beni arayıp da ilgili dönemde başbakan kimse ‘başbakanla acaba istişare etse miydin’ gibi talepler geldi.
    Oysa bizim ne başbakan ne de bakanlarla hiçbir ilgimiz yoktu. Bağımsız daire başkanlığı olarak görevimiz idare tarafından yapılan işlemleri ve eylemlerin yasal mevzuata uygun olup olmadığını denetlemekti.
    Dolayısıyla kimse ile istişare etme durumumuz yoktu. Biz yasalara bakarız ve her verdiğim bilgi veya her yazdığım rapor da tamamen yasalara dayandırılmaktadır.

 “Bizim amacımız herkese eşit uygulanan, ayrımcılığın ortadan kalktığı, şeffaf bir yönetim olmasını sağlamaktır. Biz de elimizden gelen her şeyi yapmaya çalıştık.”

  • YENİDÜZEN: Görev sürenizde sizi en fazla zorlayan ne oldu?
  • Emine DİZDARLI: Ercan olayı önemliydi. Orman arazileri konusu da çok önemli. Belirli raporların bize ders olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü biz kimseyi eleştirmek için bu dairede görev yapmıyoruz. Biz doğruyu bulmak için ve hataların tekrarlanmaması için raporları yazıyoruz. Bir ikaz olsun, bilinsin ve doğru yönetim orda olsun. Doğru yönetilmiyorsa hem bu devlet zarara uğrar hem eşitsizlik, ayrımcılık hat safhaya ulaşır. Bizim amacımız herkese eşit uygulanan, ayrımcılığın ortadan kalktığı, şeffaf bir yönetim olmasını sağlamaktır. Biz de elimizden gelen her şeyi yapmaya çalıştık.
     
  • YENİDÜZEN: Hep şeffaflıktan bahsediyoruz. Özellikle kamu kurum ve kuruluşları ne kadar şeffaf?
  • Emine DİZDARLI: Hayır maalesef hepsi değil. Bazı bakanlıklar gerçekten en azından yaptıklarını bir şekilde koruyabiliyor ama tüm icraatlar şeffaf değil.
     
  • YENİDÜZEN: En çok şikayeti nereden alıyordunuz?
  • Emine DİZDARLI: İçişleri Bakanlığı’nın icraatları her daima şikayet konusu olmuştur. O da şöyle; insanın hayatını idame ettirdiği ve en çok başvurulan bakanlıktır. Dolayısıyla o alanda yüksek başvuru sayısı olması doğaldır. Çünkü kimlik, vatandaşlık, tapu, kaymakamlık, belediye, muhtarlıklar gibi günlük hayatımızda.
     
  • YENİDÜZEN: Tempo yoğundu…
  • Emine DİZDARLI: Özellikle Kıbrıs gibi bir yerde temponun yüksek olması normal. Çünkü her gün yeni bir icraat, yeni bir olay. Dolayısıyla hem bu olayları yakından takip etmek, o olayları yasalarımıza göre değerlendirmek gerçekten ciddi bir takip istiyor.
     
  • YENİDÜZEN: Ombudsmanlık sizden sonra aynı şekilde devam eder mi, yoksa çok da önem arz etmez mi?
  • Emine DİZDARLI: İnanın beni şu an en çok endişelendiren demeyim ama ben de uhde olan konudur. Çünkü gelecek olan Ombudsman gerçekten işini siyasetten arındırılmış şekilde yapmalıdır. Çünkü anayasal bağımsız bir dairedir. Herkese aynı mesafede ve eşit davranması gerekir. Kapısı açık olmalıdır. Dolayısıyla mevcut hükümeti ve gelecek olan hükümetin icraatlarını takip etmesi benim için önemli. Bu toplum için verilen ücretsiz bir hizmettir ve insan hakları dünyanın her yerinde önde gelir. Biz ihlalleri ortadan kaldırmak ve daha eşit hizmet verilmesini sağlamak amacındayız. İnşallah gelecek olan Ombudsman bıraktığım yerden devam edecek.

 “6 yılda 7 hükümet gördüm. İnanın hükümet değiştiğinde sıfırdan başlarsınız. Çünkü yeni gelen bakan kendi müsteşarını kendi müdürünü, sekreterini taşıyor. Bu ne demektir; gelen geçmişi bilmiyor.”

  • YENİDÜZEN: Keşkeleriniz var mı?
  • Emine DİZDARLI: Çok fazla keşkem yok. Sadece benim keşkem şöyle; 6 yılda 7 hükümet gördüm. İnanın hükümet değiştiğinde sıfırdan başlarsınız. Çünkü yeni gelen bakan kendi müsteşarını kendi müdürünü, sekreterini taşıyor. Bu ne demektir; gelen geçmişi bilmiyor. Çok istisnai kişiler oradaki memurlar o üst düzey yöneticilere destek değilse kör gibidirler. Çünkü geçmişte ne oldu, nasıl bir yol izlendiğini bilmiyorlar.
    Dolayısıyla Cuma gün bir yetkili ile konuşup, pazartesi o yetkiliyi yerinde bulmamak çok zordur. Çünkü yeni gelene her şeyi yeniden anlatacaksınız. Soru gönderdiyseniz o soruları tekrardan gönderip gerekli bilgilendirmeyi yapacaksınız. Onlardan da bunun üzerine bir araştırma veya ne ise yaptıkları bir inceleme ve geri dönüş bekleyeceksiniz. O en zor yüzleştiğimiz durumlardan biridir.
    Ben o nedenle ilk o daireye gittiğimde arşiv gerçekten çok önemliydi. İster bir başkası ister ben orada olayım daireye gidip bir şey istediğimde onu geme bakıp bulabilmek gerek.
    Bazen bir şey istiyoruz kayıt yok, belge yok veya varsa kim bilir nerededir… Bunlarla yüz yüze kaldık.
     
  • YENİDÜZEN: Çok dağınık bir kamu sistemi mi var?
  • Emine DİZDARLI: Evet çok dağınık kamu sistemi var. Dolayısıyla onlardan vazgeçmemiz gerekir. Müdürler her daima yerlerinde kalmalıdır ve her hükümet değiştiğinde üst düzey yöneticilerin değişmemesi gerekir.

“Adalet Bakanlığı sıkıntılı” 

“Adalet Bakanı bir siyasi parti tarafından atanacaksa hiç olmasın. Çünkü siyaset olmaması gerekir. O nedenle ciddi tereddütlerim vardır. Şu an ona da olanak yoktur. Ama olursa da Adalet Bakanı’nın bağımsız, belki de yargıdan gelen birinin olması gerekir. Bu çok ciddi bir şekilde düşünülmelidir.”

  • YENİDÜZEN: Tabi yargı geçmişiniz de var. TC Elçiliği’nde Adalet Müsteşarlığı’nın görevlendirilmesi konusu gündeme geldi. Daha önce de zaman zaman Adalet Bakanlığı’nın kurulması yönünde fikirler vardı. Sizin bu yöndeki fikriniz nedir? Yargı sisteminin buna ihtiyacı var mı?
  • Emine DİZDARLI: Adalet Müsteşarlığı’nın Kıbrıs’a geldiğini ve TC Büyükelçiliği’nin de bu hususu onayladığını basından okudum. Aslında görevi nedir, ne değildir hiç bilmiyorum. Görevde olmuş olsaydım belki daha kısa bir sürede tanışmış olabilirdik.
    Zaman zaman özellikle Merkezi Cezaevi’nden dairemize yapılan başvurularda ciddi sıkıntılar olduğunu gördük.
    Şöyle ki; 22\88 sayılı TC-KKTC arasında yapılan anlaşmanın uygulanmasında bizde bazı uyumsuzluklar veya o anlaşmaya göre ve ilgili yasaya göre değil de daha da kendimize göre bir uygulama var. Zaman zaman TC Elçiliği’nin hukukçuları ile bunu istişare ettik. Onlar da aynı sıkıntıyı hissettiklerini söylediler. Dolayısıyla belki bilmiyorum tam amacı nedir ama müsteşar belki de bunların giderilmesi için oradadır. Ama dediğim gibi bilmiyorum çünkü tanışma fırsatımız olmadı.
    Ben 1992 yılında hakim oldum ve 92’den 2015 yılına kadar evet belirli dönemlerde Adalet Bakanı olsun diye tartışmalar oldu.
    Adalet Bakanı bir siyasi parti tarafından atanacaksa hiç olmasın. Çünkü siyaset olmaması gerekir. O nedenle ciddi tereddütlerim vardır. Şu an ona da olanak yoktur. Ama olursa da Adalet Bakanı’nın bağımsız, belki de yargıdan gelen birinin olması gerekir. Bu çok ciddi bir şekilde düşünülmelidir. Çok küçük bir toplumuz. Türkiye veya Avrupa’ya kıyasla baktığımızda KKTC bir ülkenin şehri yerindedir. Dolayısıyla evet konuşuluyor, talep edenler de vardır, yargının her şeyi de mükemmeldir deme olanağımız da yoktur tabi ki dava sayısı çok arttı, sıkıntılar var, görevde olduğumuz süre içerisinde de tebliğ ve icrada, usulde belki de daha hızlı ilerlemesini sağlayacak bazı tadilatlar yapılabilir. Ama Adalet Bakanlığı sıkıntılı.

“İrade olmadığı için de hiçbir zaman Meclis zamanında toplanamadı ve bu halka karşı görevini yerine getirmedi.”

  • YENİDÜZEN: Meclis’in randımanlı olmaması da yasal düzenlemelerin yapılması açısından sıkıntılı değil mi?
  • Emine DİZDARLI: Ombudsman Yasası’nda bir değişiklik yasası hazırladım. Ama maalesef son 2 yıl çalışan bir Meclis olmadığı için de hiçbir zaman işleme konulmadı.
    Milletvekillerinin Meclis’e gelmesini sağlayacak mevzuat var. Ama bunu uygulamaya koyacak o irade yok. Meclis Başkanı İç Tüzüğe göre gerekeni belki yapsaydı en azından bir çalışan Meclis’e dönüşür müydü soru işaretlerim var. İrade olmadığı için de hiçbir zaman Meclis zamanında toplanamadı ve bu halka karşı görevini yerine getirmedi.

“Ülkemizde uzun vadeli plan, program maalesef yok. Hedef yok. Günü birlik yaşıyoruz. Geleceğimizle ilgili ciddi sıkıntılar olduğunu düşünüyorum.”

  • YENİDÜZEN: Ülkemizde her konuda adaletsizlik ve eşitsizlik söz konusu. Bunlar nasıl giderilecek?
  • Emine DİZDARLI: Şu an ülkenin durumu karışık. Bilmiyorum değişen hükümetlerden kaynaklanan bir husus mu ama bizim ülkemizde uzun vadeli plan, program maalesef yok. Hedef yok. Günü birlik yaşıyoruz. Geleceğimizle ilgili ciddi sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Bir noktaya gelen hayatımızda, kariyerimizde bir noktaya gelen insanlarımız ama bizim çocuklarımız, torunlarımızın geleceği çok düşündürüyor beni. Ben iyi yönetim ilkelerinin oturtulmasında bu nedenle çok çaba harcadım. İnanın belki bir sistem oluşur. Sistem yoksa sistemsizlik çözüm değildir.
     
  • YENİDÜZEN: Dönem dönem adınız siyasetle de anıldı. Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunu vardı. Şimdi bundan sonrası için düşünceleriniz nedir?
  • Emine DİZDARLI: Beni Cumhurbaşkanlığı koltuğuna laik gören toplumun bir kesimi olmuştur. Hatta o şekilde bana başvurup da ‘lütfen bunu düşün’ diyen. Görev süremde siyaseti samimi söylerim hiç düşünmedim. Hatta bu seçimler için bazı teklifler aldım. Ama aslında tam ne yapmak istediğimi bilmiyorum. Şu an eşimle birlikte güzel bir emeklilik diye yola çıktım. Ama tüm arkadaşlarım ‘kendini kapatma’ diyor. Kapatma düşüncesinde değilim. Gerektiği yerde görüşümü açıklamaya da hazırım. O nedenle şu an bilmiyorum.

 

Röportaj Haberleri