2015-2016 Öğretim yılı için ihtiyaç duyulan öğretmen münhalleri Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından ilan edildi. Münhal duyurusunda Genel Ortaöğretim ve Mesleki Teknik Öğretim kadroları için; genel lise ve ortaokullara 35, meslek liselerine 20 olmak üzere toplam 55 münhal, ilköğretim kadroları için; ilkokul öğretmeni 13, okul öncesi öğretmeni de 6 olmak üzere toplam 19 münhal yer aldı. Bu durumda 2015-2016 öğretim yılında eğitim sistemine dahil edilmek üzere 74 öğretmen münhali ilan edildi.
Öğretmen ihtiyaçları doğru hesaplandı mı? Okullarımızda öğretmen fazlalığı yok muydu? Gerçekten ihtiyaç duyulan alan ve sayılarda mı öğretmen istihdam ediliyor? Gibi tartışmalı soruları bir kenara bırakıyorum… Ancak bir şeyi de söylemeden edemeyeceğim. Münhallere bir göz attığınızda hem lise ve ortaokullarda hem de ilkokulların tamamına yakının Karpaz bölgesinde olduğunu görebilirsiniz. Başka bir ifadeyle şu anda Karpaz bölgesindeki okullarımızda öğretmen yok demek. Olur ya hiçbir öğretmen istihdam edemezsek bu okullarımız öğretime başlayamayacak… Peki, ama burada görev yapan bu öğretmene ne oldu?
Öte yandan anlamakta zorlandığım bir şey daha var: İngilizce dilinde Kimya, İngilizce dilinde Biyoloji, İngilizce dilinde Tarih, İngilizce dilinde Coğrafya öğretmenliklerinin Dipkarpaz Recep Tayyip Ortaokulu’nda işi ne? Bu okulda böyle dersler yok… Niye bu alanlarla ilgili münhal yer hep burası gösterilir? Bu durum öğretmeni kandırmak değil midir? Öğretmeni bir okula istihdam edip sonra da başka yere görevlendirmek doğru bir şey mi?
Bu soruları artırabiliriz… Ancak hep gözlerden kaçırdığımız bir şey daha var. O da öğretmeni nasıl istihdam ettiğimiz… Öğretmen adaylarının hangi yeterliliklerini, hangi düzeyde ve ne biçimde ölçüyoruz? Daha açık söyleyecek olursam; yapılacak öğretmenlik sınavları gerçekten en iyi öğretmeni seçmemizi sağlayacak mı? Bu sınavların geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapıldı mı? Yazılı ve sözlü değerlendirmelerin inandırıcılık ve tutarlılık gibi özellikleri belirlendi mi? Yoksa bu işlerde hâlâ “hükmü karakuşi” olarak mı devam ediyor… İşte her şeyden önce yanıt bulmamız, tüm topluma açıklamamız gereken sorular bunlar…
Bizim ülkemizde nasıl öğretmen olunduğunu bilmeyen yoktur: İlgili alanda bir üniversite mezunu olmak, pedagojik formasyona sahip olmak ve devletin yaptığı sınavda başarılı olmak... İyi de bu sınav gerçekten kaliteli öğretmeni mi seçiyor… Çünkü eğer kaliteli öğretmeni seçemiyorsa, eğitime yaptığınız yatırımlar da boşa gidiyor demektir. Kaliteli bir eğitim sisteminin olmazsa olmazı kaliteli öğretmendir. En iyi okulu da kursanız, en iyi kitabı da yazsanız, öğretmeniniz iyi değilse hiçbir işe yaramaz. Eğitimde her şey öğretmeniniz kadar iyidir…
Öğretmeninizi kaliteli seçemiyorsanız, öğretmenlik mesleğinin statüsünü de erozyona uğratıyorsunuz demektir… Eğitim Bakanlığı da, öğretmen sendikaları da, bir bütün olarak eğitim sistemi de erozyona uğrar demektir…
Öğretmenlik mesleğini yükselmek; öğretmenlik mesleği ve mesleki idealleri, daha en başından yani öğretmeni istihdam ederken yozlaştırmamaya özen göstermektir. Etik ve bilimsel anlayışların yerine, siyasi çıkarları koymamaktır. Galiba bütün bunlar için de atılması gereken ilk adım; Kamu Hizmeti Komisyonu’nun yapısını çağdaş bir hale ivedilikle getirilmesi, bu komisyon tarafından yapılan her anlamdaki ölçme-değerlendirme uygulamalarını toplumsal ihtiyaçlar, bilimsel süreçler ve 21. Yüzyıl becerileri çerçevesinde yeniden oluşturmak olmalıdır… Aksi durumda alacağının öğretmeninin sayısının da, kim olduğunun da pek bir önemi yoktur…
-----------------------------------------------------------------------------
Biliyor muydunuz?
Tam Öğrenme
Ünlü Eğitim Bilimci Bloom’un, geliştirmiş olduğu tam öğrenme modelinde okul ortamı gibi toplu öğrenmelerde gözlenen bireysel farklılıkların nedenlerini incelemekte ve bu tür bireysel farklılıkları öğrenci, okul ve toplum yararına olacak şekilde en aza indirmek için alınması gerekli önlemleri açıklamaya çalışmaktadır.
Okulda öğrenme kuramı ya da tam öğrenme modeli, ek zaman ve öğrenme olanakları sağlandığında, tamam yakın öğrencilerin okullarda öğretilmek istenen tüm yeni davranışları öğrenebileceğini ileri sürmektedir. Bloom’a göre; insanlar arasında zihinsel güçler bakımından doğuştan gelen bazı farkların bulunduğunu inkar edilemez. Ancak bunlar eğitimin ürünü olarak sonradan meydana getirilmekte olanların yanında hemen hemen bir hiçtir.
Okulda öğrenmeyi birçok faktör etkilemektedir. Bunların bir bölümü öğrencinin olgunlaşma düzeyi, genel yeteneği, öğretmenin kişilik özellikleri, ailenin sosyo-ekonomik statüsü gibi öğretme-öğrenme süreciyle doğrudan geliştirilemeyecek faktörlerdir. Diğer bölümü ise öğrencilerin dersle ilgili ön öğrenmeleri; ilgisi, tutumu, başarılı olabileceğine olan inancı, öğretim hizmetinin niteliği gibi okullardaki öğretme-öğrenme süreci yoluyla değiştirilebilir değişkenlerdir.
Eğitimin, dolayısıyla da okulların etkililik ve verimliliğini en yüksek düzeye çıkarabilecek koşulları belirlemeye çalışan tam öğrenme modelinin üç temel değişkeni vardır.
1.Öğrenci nitelikleri
2.Öğretim hizmetinin niteliği
3.Öğrenme ürünleri
Bu değişkenlerin niteliği yükseldikçe tam öğrenme de yerine getirilmiş olunur. Şimdi, yukarıdaki değişkenleri dikkate alarak karar verin. Bizim okullarımızda tam öğrenme gerçekleşiyor mu?
-----------------------------------------------------------
Aklınızda Bulunsun
Eğitim Haberleri
Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst’ün Ankara Temasları
Geçtiğimiz hafta Ankara’ya giden Milli Eğitim Bakan Kemal Dürüst, TC Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç ile bir araya gelerek temaslarda bulundu. Bakanlığın resmi web sitesinden yapılan açıklamada basına kapalı olarak yapılan görüşmelerde hem genel eğitim sistemi hem de yükseköğretim alanındaki birçok konuda görüş alış-verişinde bulunuldu.
2015-2016 Öğretim Yılında Kullanılacak Kitapların Listesi
2015 - 2016 Öğretim Yılında okullarımızda okutulacak olan ders kitaplarının listesi Talim Terbiye Dairesi yayımlandı. Liste, Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi web sitesinden elde edile bilinir.
2015-16 Öğretim Yılı Haftalık Ders Dağılım Çizelgeleri Yayımlandı
2015 - 2016 Öğretim Yılında İlköğretim ve Genel Ortaöğretim Dairesi Müdürlüğüne Bağlı Okullarımızda uygulanacak olan Haftalık Ders Dağılım Çizelgeleri Talim Terbiye Dairesi Müdürlüğü tarafından yayınlandı. Çizelgelere Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi web sitesinden ulaşıla bilinir.
-------------------------------------------------------------------
Anlayana Gülmece
Doğru Yanıt Ne?
Küçük Ali okula başladığından beri her gün öğretmeni Aysel Hanım'a gidip, “Öğretmenim beni yanlış sınıfa koydunuz, benim yerim birinci sınıf değil, ablam üçüncü sınıfta ama ben en az onun kadar akıllıyım, hiç olmazsa beni üçüncü sınıfa alın" diye şikayet eder...
Bundan sıkılan Aysel Öğretmen bir gün Ali'yi kaptığı gibi okul müdürüne çıkmış ve olayı anlatmış. Okul müdürü: "Peki" demiş, "Bu çocuğu bir imtihan edelim, yeri üçüncü sınıfsa o sınıfa koyalım" ve bunun üzerine Aysel öğretmen sormaya başlamış:
- İki kere iki?
- Dört
- Sekiz kere dokuz?
- Yetmiş iki
- Kaç mevsim var?
- Dört
Aysel öğretmen: “Aferin Ali hepsini bildin ama şimdi zeka soruları soruyorum bunları da bilirsen üçüncü sınıf olacaksın” der.
- Söyle bakalım Ali, ineklerde dört tane ama bende iki tane var, bu nedir? Ali’den “Ayak” yanıtı gelir. Aysel öğretmen devam eder:
- Peki, senin pantolonunda olup, benim pantolonumda olmayan şey nedir?
Ali hemen yanıtlar “cep”. Bunun üzerine Aysel Hoca müdüre dönerek:
- Üçe koyalım hocam çok zeki çocuk.
Müdür: :
- Hocam, bu çocuğu üçe değil beşinci sınıfa koyalım, zira son iki
soruya ben doğru cevap veremedim.