Ülkede son yıllarda yıllık ortalama 800 ile bin ton çeşitli nar üretimi yapılırken, bunun 200 - 300 tonu ihraç ediliyor, geri kalanı ise iç piyasada tüketiliyor. Bol yağışlı kışın ardından nar hasadında bu yılki rekolte yüzleri güldürdü, gözler ihracatta…
Geçmiş yıllarda önemli ölçüde nar ihracatı yapan ALNAR, bu yıl kapılarını sadece iç piyasa için açmaya hazırlanırken, narenciyenin yurt dışına açılan kapısı olan Cypfruvex, şimdi de nar ihracatına soyunuyor.
Fehime ALASYA
Ülkede son yıllarda yıllık ortalama 800 ile bin ton çeşitli nar üretimi yapılırken, bunun 200 - 300 tonu ihraç ediliyor, geri kalanı ise iç piyasada tüketiliyor. Bol yağışlı kışın ardından nar hasadında bu yılki rekolte yüzleri güldürdü, gözler ihracatta…
Geçmiş yıllarda önemli ölçüde nar ihracatı yapan ALNAR, bu yıl kapılarını sadece iç piyasa için açmaya hazırlanırken, narenciyenin yurt dışına açılan kapısı olan Cypfruvex, şimdi de nar ihracatına soyunuyor.
Üreticilerin ise kimisi sadece iç piyasaya ürün hasat ederken, kimisi de ürününü bireysel girişimleri doğrultusunda İngiltere pazarına hazırlıyor.
Bu yıl ilk kez nar ihracatı gerçekleştireceklerini belirten Cypfruvex Genel Müdürü Cemal Redif, üreticiden gelen talep ile Türkiye’deki pazara 200 ila 300 ton arasında nar göndermeye hazırlanıyor.
Ülkede yıllık ortalama 800 ile bin ton çeşitli nar üretimi yapıldığını dile getiren Redif, bunun 200 ila 300 tonunun ihraç edildiğini, geri kalanının ise iç piyasada tüketildiğini belirtti. Son birkaç yıldır rakamların bu seyirde olduğunu anlatan Redif, çeşitli düzenlemeler ile üretimin ve ihracatın arttırılabilineceğine değindi.
Bu yıl yurt dışına ihracat yapmayacaklarını belirten ALNAR Ortaklarından Doğan Bağkur ise ihracattaki giderlerin çok yüksek, devlet desteklerinin ise yetersiz olduğunu
Verimli yağışların ardından bereketli bir yıl geldiğini belirten nar üreticileri, bu yılki rekoltenin daha iyi olduğunu anlattı.
Rekolteden memnuniyet dile getiren üreticiler, ihracatın yapılmasıyla iç piyasadaki dengelerin korunacağını işaret ederek, devletin bu bağlamda üreticiye destek vermesi gerektiğini kaydetti.
Özelde nar üretimi, genelde ise üretimdeki sıkıntıları dile getiren üreticiler, girdi maliyetleri, su ve elektrik ücretleri, navlun desteğinin yetersizliği, tüccarlarla ilgili sorunlarını anlattı.
İç piyasadaki talebi etkileyen en önemli unsurlardan biri olarak ise erken hasat ve basındaki kirlilik haberleri olduğu ifade edildi.
Devletin ihracatı daha çok teşvik etmesi ve önünü açması gerektiğini savunan üreticiler, nar tahlillerinin de dünya normlarına uygun yapılması gerektiğini savundu.
Cypfruvex Genel Müdürü Cemal Redif:
“Önemli olan ürünlerin dalında kalmaması ve üreticinin üretimden kopmaması”
Bu yıl ilk kez nar ihracatı gerçekleştireceklerini belirten Cypfruvex Genel Müdürü Cemal Redif, üreticiden gelen talep ile Türkiye’deki pazara 200 ila 300 ton arasında nar göndermeye hazırlanıyor.
Nar ihracatının nasıl geliştiğini ve ileriki döneme dair öngörülerini YENİDÜZEN’e anlatan Redif, şunları dile getirdi:
“Yönetimimize nar üreticilerinden gelen taleple bu yardım elini uzattık. Piyasanın kabul göreceği fiyatlarda yardıma soyunduk. Önemli olan ürünlerin dalında kalmaması ve üreticinin üretimden kopmaması. Bu amaç yola çıktık. Üreticiler bizim nar ihracatımız için talep ettiler. Bize talep yurt dışından gelmedi.
Biz, kapımızı çalan üreticiye yardım ediyoruz. TC’ye iç piyasaya ihracat yapacağız. İhracat rakamı 200 ton da olabilir, 300 ton da olabilir, bu rakam artabilir. Biz kar amaçlı bunu yapmıyoruz, tek hedefimiz üreticiye yardım etmek. Türkiye’den nar ürünümüze talep çok var. Önemli olan oradaki piyasayı dengelemek. İhracattaki navlun payları, bazı giderler de hesaplanınca piyasada rekabet edebilir olursak bu ihracat artacaktır. Bu teklif şimdi hasat zamanı geldi ve girişim yaptık önümüzdeki yıl belki daha organize çalışır bunu arttırırız.
Gerek paketleme, gerek ambalaj malzemesinde, gerekse hasat aşamasında, bilgi birikimlerimizi de aktaracağız.
“Yerli tüketim arttırılmalı”
İç piyasadaki talebin artması gerektiğine değinen Redif, durumu örneklerle açıkladı. Redif, “Yerli halkın maalesef çok fazla talebi yok. Yerli otellerimizin, gerek nar, gerek nar suyu olarak değerlendirmeye alması ülkedeki tüketimi attırabilir.” dedi.
“Her geçen yıl artış yaşanıyor”
Ülkedeki nar üretimindeki rekolteyi değerlendiren Redif, şu ifadeleri kullandı:
“Yıllık 800 ile 1000 ton gibi tüm çeşitlerden nar üretimi var, sadece belli ürünler ihracata yönelir, 200-300 tonu ihraç edilir, diğeri de iç piyasaya dağılır.
Bu rakamlar geçen yıl da ortalama aynı rakamlardaydı, her geçen yıl artış yaşanıyor, çünkü nar ağaçlarımız çok genç.”
ALNAR Ortaklarından Doğan Bağkur:
“Bu yıl ihracat yapmayacağız”
ALNAR’ın bu yılki işleyişiyle ilgili bilgi aktaran ALNAR Ortaklarından Doğan Bağkur, yurt dışına ihracat yapmayacaklarını belirtti.
İhracattaki giderlerin çok yüksek, devlet desteklerinin ise yetersiz olduğunu ifade eden Bağkur, iç piyasadaki girdi maliyetlerinden de dert yandı.
Bu yıl yurt dışına ihracat gerçekleştirmeyeceklerini ifade eden Bağkur, iç piyasadaki talep ve nar suyu üretimi ile tüketimin sağlanacağını, bu yönde bir endişeleri bulunmadığını anlattı.
YENİDÜZEN’e konuşan Bağkur, özetle şunları dile getirdi:
“Erkenci hasat başladı fakat tam olarak nar hasadı henüz açılmadı. Bu yıl ihracat yapmayacağız sebebi ise ihracatın çok pahalı olmasıdır. Bir tırın Hollanda’ya gitmesi bize 12 bin 500 Euro’ya mal oluyor. Ortalama satış fiyatımız orada 1 Euro’dur. Bize bir tırdan 7 bin 500 Euro kalıyor. Nar, portakal ihracatı gibi değil, pazara erken ulaşsın diye tır ile yolluyoruz, ömrü kısadır çünkü. Bir tırın nakliyesi 6 bin Euro, nakliye ücreti 500 Euro, 500 Euro ile bin Euro arası da TC’deki gümrükçü, paketlemedeki karton kutuların maliyeti 5 bin Euro, 600+700 Euro Bulgaristan’da alınan tahsis ödemesi ile 13 bin Euro’ya yakın giderlerimiz oluyor. Bize kalan 7 bin 500 Euro, ürün parası, işçilik ve fabrika masrafları derken bizi çok kurtarmıyor. Bu yıl ihracat yapmayacağız dedik. Zaten elimizdeki ürün de çok fazla değildir. Şimdilik görüntü sadece iç piyasaya çalışacağımız yönündedir, belki bir miktar Türkiye’ye gönderilir.
Bizim bu kararımız iç piyasadaki üreticilerin rekabetini etkilemeyecek çünkü iç piyasada da talep oldukça iyidir. Bunun yanında iç piyasanın nar suyuna çok ciddi bir talebi var, bu yönde de çalışmalarımız sürecek. Biz kendi ürünümüzü ve nar suyunu değerlendirecek kapasitedeyiz. İç piyasada satış yapabiliyorsak neden zararına ihracat yapalım? Devletin navlun destekleri çok azdır, yetersizdir. İhracattaki giderler yüzünden sıkıntı yaşıyoruz. Bu yüzden ihracattan vazgeçtik.
Nar elimizde kalacak diye hiçbir kaygımız yok. Şunu da belirtmek isterim, portakal suyu piyasada KDV’siz satılırken neden nar suyu KDV’li satılıyor incelenmesini istiyoruz.
ÜRETİCİLER BU YILKİ REKOLTEDEN MEMNUN, BAZI PROSEDÜRLERDEN DERTLİ…
İnanç Yüksel: “Nara hem iç piyasada hem de yurt dışından talep var”
“Bu ülkede talep edilen ile arz edilen arasında farklılık var. Eğer ihracat olmazsa üretici zora düşer. En az 100, 150 ton nar ihracatı yapmazsak bu süreçte üreticiler, birbirimizin emeğini, ürününü kırarak piyasaya süreceğiz. Bu ürünün süresi 15 gündür, kısa ömürlüdür. Hasadını yaparız, imkânı olan soğuk hava buzluklarına, olmayan ise tonaj veya kapatma ile elinden çıkarıp iç piyasaya sürer. Tüketim talebi 600 ton ise, üretimimiz ise 750 ton civarındadır. Geçen yıl rekolte bin ton civarındaydı, bu yıl da yine böyle olacak. Bu yıl verim çok güzel. Çok fazla yağmur oldu, verim arttı ama narların üzeri çok yüklendi diye kalite biraz düştü. Kaliteyi de korumak için üretim sırasında ağaçların yükünü inceltmek zorunda kaldık ki kaliteyi arttıralım. Kıbrıslı Rumların kuzeydeki nara olan talebi de arttı.
İç piyasadaki talep de geçen yılla aynı orantıdadır, talep düşmedi. Bu talebi etkileyen birkaç unsur var, bunarın başında erken hasat ve ilaç kalıntısı haberleridir. Bu nedenler iç piyasadaki talebin düşmesine neden oluyor. Üreticiler nar hasadını iyice pişmesini bekledikten sonra kesmeli, basın ise bu haberlere yer verirken çok dikkatli olmalı.
Hem birinci hem de ikinci sınıf nar talebine yurt dışından hala var, ALNAR’ın ihracatı yok fakat Cypfruvex, 200 ton civarı nar ihraç etmeye hazırlanıyor. Bu olursa çok güzel gelişme demektir.
Ben geçen hafta Lefkoşa’da pazara nar bıraktım, kilosunu 2,8 TL’ye verdim, pazardaki tabelaya kilosu 6 TL yazıldı. Üreten ben, ayağına giden ben… Siz olsanız ne düşünürsünüz?”
Halil Turay: “Kilosunu 50 kuruştan verdim, markette kilosu 5 TL…”
“Devlet laboratuarında da iş yok. Nar tahlilleri çok hassas bir konudur. Test edilmesi, tahlilin alınması, yapılması farklıdır, yanlış uygulama felaketle sonuçlanıyor. Geçen yıllarda bizde yapılan tahliller kirli çıktı, Türkiye’ye yollandı, orada aynı narlar temiz çıktı. Bu nasıl olur? Ben bu yıl yaklaşık 20 ton nar hasadı yaptım. Tonunu 500 TL, yani kilosunu 50 kuruştan verdim, markette kilosu 5 TL…
Toptancı sorunu en büyük dertlerden biri. İki veya üç tüccar bu ülkedeki üretimin kaderini belirliyor. Hal yasası acilen getirilmeli. Geçen yıla oranla verim ve kalite çok güzel oldu. Yağışlar etkili oldu.”
Olgun Özdoğal: “Devlet kendi ayağına kurşun sıkıyor, ihracatın önü açılmalı, teşvik edilmeli”
“Gerek nar, gerekse diğer üretim konusunda, siyasilerimiz üreticiyi üretimden koparmak için her türlü kılığa giriyor. Bundan 20 yıl önce sera olayı gündeme geldi, herkes battı. Sonra greyfurtta tüm bahçeler kesildi, greyfurt değere bindi, üretici nar ekimine teşvik edildi, herkes nar ekti, destek yok, ihracat için yeterli girişim yok, sonu hüsran. İhracat arttırılmalı, desteklenmeli, nar ekenlerin bir kısmı sökmeye başladı bile. Hükümet önce teşvik eder, sonra geri çekilir, bu olur şey değil. Bizde tahlil yapıyorlar, kirlidir diyorlar, Türkiye’de aynı ürün temiz çıkıyor. Daha tahlil yapmayı bile bilmiyoruz. Devlet kendi ayağına kurşun sıkıyor.”