Ersin Kaşif
Geçtiğimiz hafta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 30. yılında yapılan kutlamalardan biri de, Lefkoşa’nın en iyi ilkokulları’ndan biri olan, 9 Eylül İlkokulu’nda yapıldı. Okulun tüm C şübelerinin aktif katılımıyla gerçekleşen etkinlik, çok renkliydi. Okulun müzik öğretmenleri, Sadiye Esenyel Özdemir ve Eser Atamtürk Buran önderliğinde, şiirler okundu, günün önemi ve anlamı öğrencilere anlatıldı. Orkestra şarkılar çaldı. Okul korosu ise, şarkılar seslendirdi. 30 sene önce kurulan ve dünyada sadece Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, genç nesillere öğretmenleri tarafından anlatıldı. Devletin kurucuları hatırlatıldı yeniden. Genç nesillerin, geçmişte yaşananları doğru bilmesi çok önemli. Genç ve yeni nesillerin geleceklerine umutla bakabilmeleri ve bu umudu hissetmeleri çok önemli. Genç nesillere iyi bir gelecek inşaa etmek, yaşadıkları topraklarda özgürce ve adalet içinde kurulan düzende yaşamalarını sağlamak çok önemli. Çocuklar, çok güzel ve sözleri anlamlı şiirlerle sahnedeydiler. Orkestra koroya eşlik etti. Şarkılar, marşlar çaldılar. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurucuları, Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş anlatıldı onlara. Neden ve niçin kurulduğunun bilgisi verildi yeniden. Ben KKTC’nin kurulduğu tarihte bir ortaokul öğrencisiydim. Oğlum ise, ilkokul birinci sınıf şu anda. Ve tekrarlamak istiyorum yeniden; Genç nesillerin, geçmişte yaşananları doğru bilmesi çok önemli. Genç ve yeni nesillerin geleceklerine umutla bakabilmeleri ve bu umudu hissetmeleri çok önemli. Genç nesillere iyi bir gelecek inşaa etmek, yaşadıkları topraklarda özgürce ve adalet içinde kurulan düzende yaşamalarını sağlamak çok önemli. Bu görevin ne kadar başarıldığı ise, bugün şiirler okuyan, şarkılar söyleyen çocuklar tarafından büyüdüklerinde çok iyi anlaşılacak. Tıpkı bizim de büyüyüp anladığımız gibi…
*******************
Haftanın Genç Yeteneği;
“Haftanın Genç Yeteneği” köşemize yoğun ilgi sürerken, bu haftaki genç konuğumuzun ismi Hacer Çubukçuoğlu. Hacer, viyola eğitimi alıyor. Şirin köyümüz Yıldırım’da oturuyor. Aynı zamanda benim lefkoşa Güzel Sanatlar Lisesi’nde viyola öğrencilerimden biri. Kemana benzerliğiyle bilinen Viyola’nın kemandan farkı, sadece boyutu ve “Do Anahtarıyla” çalınmasıdır. Onun dışında teknik olarak tamamen aynıdır. Gerisini Hacer’den dinleyelim; “Merhaba, benim adım Hacer, soyadım ise Çubukçuoğlu. Lefkoşa Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde sekizinci sınıfta eğitim almaktayım. Çaldığım enstrumanlar piyano ve viyola’dır. Birçok kişi benzerliğinden dolayı keman çaldığımı zannetse de, benim enstrumanımın adı viyola’dır. Okulumdan çok memnunum ve öğretmenlerimi çok seviyorum. Viyola ve piyano da seviyemin ilerlemesi için çok çalışıyorum. Müzik eğitimi aldığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bir enstruman çalıyor olmak çok zevk veriyor. Boş vakitlerimde, özellikle klasik müzik dinlemekten hoşlanıyorum. Çok sevdiğim yabancı müzik türleri de var. Gelecekte müzik alanında üniversite okumak istiyorum. Hedeflerime ulaşmam için de, çok çalışmam gerektiğini biliyorum. Sanatı, sanat okulunda okumak çok önemli. Bütün arkadaşlarıma ise, müzikten uzak durmamalarını öneriyorum.”