A gu gu!

Cenk Mutluyakalı

Bir ömür bunu anlatan çocuklar var.
“Ben belediye başkanı olmuştum...”
“Ben Meclis Başkanı...”
“Ben Cumhurbaşkanı.”


***
23 Nisanların şaşmaz görüntüsüdür, koltuklar çocuklara devredilir.
Bir anlığına…
Yalancıktan…
Sevinsinler diye...
O çocuklar bile "seçilirler" aslında...
Kimi çok zeki olduğu, yaratıcı yanıtlar verdiği, sempatik göründüğü için...
Kimi de hatırla, gönülle...

***

"KKTC Cumhurbaşkanı" olabilsin diye bu ülkenin iradesi, haysiyeti ve demokrasisi yıkıntılar altına bırakılan isim şu günlerde “23 Nisan” çocukları gibi...
“Dünya sahnesi”ne oturuyor, geçici bir hevesle…
Yalancıktan!
Göstermelik!
"Şu koltuğa otur" diyorlar.
Agu gu gu, ba bu bu!
"Sen şimdi başkansın!"
Bir alkış bir alkış...
"Sen şimdi Cumhurbaşkanı..."
Bayrak tut, salla...
Yan yana dur, otur, gül, konuş...
- “Söyle bakalım şimdi sen ne yapacaksın?”
- “KKTC’yi tanıtacağım.”
- “Yaşşa!”
Sonra?
"Şimdi siz bizi tanıdınız mı?"
Yok!
"Şimdi biz uluslararası toplumun içine mi girdik?"
Yok!
"Şimdi bizim gençlerimiz İslam ülkeleri ile birlikte bu organizasyonda mı olacak?"
Yok!
"Şimdi biz kendi kararlarımızı, kendimiz mi vereceğiz."
Yok!
“Şimdi bizim dünyada toplumsal bir kimliğimiz, yerimiz, konumumuz var mı?”
Yok!

***

"Şimdi siz sayın başkanla yan yana oturacaksınız, hep birlikte 'KKTC'yi tanıyormuşuz gibi yapacağız, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni de tanımıyormuş gibi... Sonra siz oradan kalkacak ve gideceksiniz. Biz Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımaya devam edeceğiz, siz seyirci kalacaksınız.”
- “Peki biz ne yapacağız?”
- “Siz nutuk atacaksınız.”

***

Agu gu gu, ba bu bu!