Stefan Füle
Avrupa Komisyonu'nun Genişleme ve Komşuluk politikasından sorumlu üyesi
Adaya Haziran 2012’de yaptığım son ziyaret sırasında, Lefkoşa’nın tarihi suriçinde çok güzel bir şekilde restore edilmiş olan Bandabuliya’nın açılışına katılma fırsatını yakalamıştım. Bandabuliya’nın yeniden açılması, her iki topluma da ortak alanlarını birlikte keşfetmeye ve genişletmeye, ve bu alanlara yeniden hayat vermeye bir çağrıda bulunur nitelikteydi.
Bu ziyaretimde, iki toplumlu yeni Lefkoşa atık su arıtma tesisinin açılışına katılma şansım olacak. Yeni tesis, Kıbrıslıların on yıldan fazla bir süredir, Avrupa’nın son bölünmüş başkenti olan büyükşehir Lefkoşa’nın atık su sorunlarını çözmek amacıyla bıkmadan usanmadan nasıl da çalıştıklarının önemli bir kanıtıdır. Yerel liderlerin ortak bir alan yaratma çalışmalarını sürdürmek için nüfusun ihtiyaçlarını öncelikli görmeye devam etmiş olmalarından büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Avrupa Birliği 2006 yılından beri Mali Yardım Programı aracılığıyla Kıbrıs Türk toplumuna yardım sağlamaya devam ediyor. Mali Yardım Programının genel amacı, Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik gelişimini destekleyerek Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini kolaylaştırmaktır. Bu amaç, birleşik bir Kıbrıs’a gidecek kapsamlı çözümün başka hiçbir alternatifi olmadığı mesajını açıkça ortaya koymaktadır.
Mali Yardım Tüzüğü çerçevesindeki çalışmalar için 2013 yılının sonuna kadar 337 milyon EURO tahsis edilmiştir. Çalışmaların yapıldığı alanlar oldukça geniştir ve su, atık su, katı atık yönetimi, doğa koruma, hava kalitesi ve bitki ve hayvan sağlığı alanlarına önemli destek sağlanması bu alanlara dahildir. Tüm bu çalışmaların amacı AB müktesebatının gerekliliklerine denk strandartlara ulaşılmasıdır.
Belediyelerin, iş insanlarının ve dini liderlerin iki toplumlu girişimleri gibi, sivil toplum aktörlerinin ziyadesiyle takdir edilen çabalarının küçümsenemeyecek etkisi sayesinde kapsamlı çözüm çalışmaları hız kazanmıştır. Tüm bu taraflar, toplumların mevcut zorlukları birlikte nasıl fırsatlara dönüştürebilecekleri konusunda olumlu bir görüntü oluşturarak müzakere sürecini güçlendirmeyi ve böylelikle adanın ortak geleceğini şekillendirmeyi amaçlamışlardır. Bu, çözüm müzekerelerinde mevcut engelleri aşarak başarıya ulaşmaları için liderlere ve müzakerecilerine güçlü bir destek sağlamaktadır.
Avrupa Birliği, tarafların ve Birleşmiş Milletler’in, en yararlı olacağını düşündüğü her türlü desteği sağlamaya devam edecek. Çözüm müzakerelerinin yeniden başlamasından itibaren, Komisyon Başkanı Barroso’nun Özel Temsilcisi Pieter van Nuffel her iki toplumun da Komisyon’un uzmanlığından doğrudan yararlanabileceği şekilde, sürece aktif olarak katkıda bulunmaktadır.
Bu nedenlerle, Kıbrıs Türk Toplumunun AB yasalar bütününü uygulamaya hazırlanmasına yönelik çabaların sürmesi ve hızlandırılması önem arz etmektedir. Bir çözümün ardından Avrupa Birliği’nin, bir Üye Devlet olarak taahhütlerini yerine getiren, etkin ve verimli bir birleşik Kıbrıs’a güvenebilmesini birlikte sağlamalıyız. Bu sadece diğer Avrupa Birliği Üye Devletlerine karşı değil, birleşik Kıbrıs’ın vatandaşlarına karşı da bir yükümlülüktür.