Kim demiş KKTC’de para sıkıntısı var diye ? Kim demiş Sayın Başbakan’ın, iç politikanın aynı, dış politika ile de ilgisi yok diye ? Kim demiş KKTC unutuldu , unutturuldu diye ? Kim demiş Sayın Başbakan, Ankara’dan başka hiçbir başkentin yolunu bilmez diye ?
Böyle iddialarda bulunan tüm muhaliflerinin ağzını bir çırpıda kapatıverdi Sayın Başbakanımız.
Önce sordu, soruşturdu, danıştı ve ABD gezisinin çok çok önemli olduğuna karar verdi.... Sonra, bu çok önemli gezi için gerekli 3-5 kuruşu buluverdi.... Arkasından, bu çok önemli görevde kendisine eşlik edecek olan akil insanların kimler olabileceğinin listesini yaptı özenle... Herşeyi yoluna koydu sessiz sadasız. Günü gelince de aldı yanına akil insanlarını ve kutsal mı kutsal bir görev için taaa Amerikalara uçtu.
Şaka değil, ABD’deki geleneksel Türk Günü’nde ilk kez KKTC’yi temsil eden Başbakan ünvanını kazanacaktı. Ama bu işin sadece görünen tarafıydı. Görünmeyen tarafta ise ‘Resmi temaslar’(!) vardı....
ABD’de resmi temaslarda da bulunacaktır. Bulunacaktır, şaşırmayın. Bakın ilk haberler gelmeye başladı bile. Bir iş yemeğinde ABD Dışişleri Bakanlığı-Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcı Eric Rubin’le görüşmüş. .
Başbakanımız, Sayın Müsteşar Yardımcısına ne anlatmıştır dersiniz ?
Emin olun ki önce, unutmuş olabilir veya bilmiyor olabilir düşüncesiyle, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’mizi anlatmış vede hatırlatmıştır kendisine... “Bakmayın siz dünyada hiç tanınmadığımıza. Biz varız ve taş gibi oracıkta duruyoruz. Ben de işte o Cumhuriyetin Başbakanırım” demiştir....
Sonraaa, örnek demokrasimizi anlatmıştır... Seçimlerimizi anlatmıştır... Özgür irademizin seçimlerde sandığa, nasıl mükemmel bir şekilde yansıdığını anlatmıştır.....
Güney komşumuzu da unutmamıştır. Belki de Güney’i ekonomik krizden kurtarmanın formüllerini de masaya koymuştur çaktırmadan...
Çözümsüzlüğün çözüm olmadığını da anlatmıştır adamcağıza... Kıbrıslı Türkler’in (!) de kendisinin de çözüm için nasıl çırpındığını anlatmıştır... KKTC’nin resmen tanınması halinde çözümün nasıl ‘şık’ diye kendiliğinden geleceğini anlatmıştır...
ABD’li Müsteşar Yardımcısı Rubin, Sayın Başbakanımız sayesinde herşeyi ama herşeyi çok daha iyi anlamıştır emin olun.... KKTC’nin Başbakanı’nın anlattıklarını çok ciddiye almış, bir kenara not etmiştir. Bu ‘resmi’ ve düzeyli ‘üst-düzey’ görüşmenin etkisi, sonradan görülecektir, hiç endişe etmeyin sakın...
Dedikodu yapmayın Sayın Başbakanımızın ardından... Haksızlık yapıp, akil insanlardan oluşan heyetini de sorgulamayın.... Öküz altında buzağı aramayın lütfen. Böylesine önemli bir dış gazide Dışişleri Bakanı heyette neden yok ? Bayındırlık Bakanı’nın bu heyette ne işi var ? Müftü neden yok ? Velhasıl, falanca neden var, filanca neden yok gibi saçma sapan şeylere takmayın kafanızı.
Hiçbirşey olmamışsa en azından, Başbakanımız ve heyeti, Türk Günü’nde, Kuzey Kıbrıs Türk’ünün nasıl kahramanca yürüyebildiğini göstermiştir cümle aleme.