Türkiye'nin Doğu Akdeniz'e yolladığı ikinci sondaj gemisi Yavuz'un Kuzey Kıbrıs'ın doğusuna ulaşmasının ardından ABD'den de "Türk yetkililere bu operasyonları durdurması çağrısında bulunuyoruz" açıklaması geldi. Rusya, AB ve Mısır da daha önce Türkiye'nin sondaj çalışmalarının yoğunlaşmasıyla ilgili "kaygı duyuyoruz" açıklamaları yapmıştı.
"ABD,Türkiye'nin Kıbrıs açıklarındaki sularda yaptığı sondaj çalışmalarını sürdürmesinden ve son olarak sondaj gemisi Yavuz'u Karpaz bölgesine göndermesinden derin kaygı duymaktadır. Bu provokatif adımlar, bölgede tansiyonu artırmaktadır. Türk yetkililere bu operasyonları durdurması çağrısında bulunuyor ve tüm tarafları, bölgede tansiyonu artıracak adımlardan uzak durmaya ve kaçınmaya davet ediyoruz…Adanın doğalgaz ve petrol kaynaklarının, kapsamlı bir uzlaşma halinde, diğer tüm kaynaklarda olduğu gibi, iki toplum arasında eşit şekilde paylaştırılması gerektiğine inanıyoruz."
Mısır Dışişleri Bakanlığı da "Uluslararası hukuka saygı duyulması ve uygulanmasının önemine ve gerilimin artırılmaması gerektiğine vurgu yaptı" ve Kahire'nin, "Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de gerilimi artıracak tek taraflı adımlar atmakta ısrar etmesinden kaygı duyduğunu" bildirdi.
Pazartesi günü de Rusya ve Avrupa Birliği'nden açıklamalar geldi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde konulan açıklamada "Kıbrıs'ın egemenliğine saygı duyulması gerektiği" ifadeleri yer aldı:
"Bir başka Türk araştırma gemisinin de Kıbrıs'ın münhasır ekonomik bölgesine girdiği haberlerinin ardından, bölgedeki gelişmeleri kaygıyla izliyoruz. Kıbrıs'ın egemenliğinin ihlâl edilmesinin, Kıbrıs sorununa kalıcı, adil ve uygulanabilir bir çözüm için şartların sağlanmasına yardımcı olmayacağına inanıyoruz."
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de "Türkiye'nin Kıbrıs'ın kuzeydoğusunda illegal şekilde yeni bir sondaj çalışması yapma niyetini ilan etmesi, büyük bir endişe kaynağıdır." açıklaması yapmış ve yaptırımların değerlendirilebileceğini söylemişti:
"İkinci planlı sondaj çalışması, Kıbrıs'ın egemenliğini ihlâl eden kabul edilemez bir gerilimdir."
Türkiye, Mayıs ayı başında Fatih sondaj gemisini adanın batısına göndermiş ve burada çalışmalar başlamıştı.
Kıbrıs'taki Rum hükümeti de bir açıklama yayımlayarak ikinci bir sondaj gemisinin bölgeye göndeirlmesini kınadı. Rum hükümeti, Fatih sondaj gemisinin egemenlik bölgesine girdiği gerekçesiyle mürettebatı için tutuklama emri çıkarmıştı.
Doğu Akdeniz'de gerilim nasıl tırmandı?
Son dönemde giderek artan gerginliğin geçmişi, 2000'li yılların başına, yani Doğu Akdeniz'de zengin doğalgaz kaynaklarının yer aldığına ilişkin bilimsel öngörülerin ortaya çıkmaya başladığı döneme dayanıyor.
Kıbrıs Cumhuriyeti, 2002'den itibaren Doğu Akdeniz'de başta Mısır olmak üzere diğer kıyıdaş ülkeler Lübnan, Suriye ve İsrail ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmaları yapmaya başladı.
Türkiye ise bu anlaşmaların Kıbrıs Türkleri ve Türkiye'nin haklarını çiğnediği gerekçesiyle konuyu BM'ye taşıdı ve kendi münhasır ekonomik bölge haritalarını BM nezdinde onaylattı.
Türkiye'nin BM nezdinde itirazlarına rağmen Kıbrıs, 2007'nin başında 13 adet arama sahası ilan etti ve büyük petrol şirketlerine ruhsat verme aşamasına geçti. Buna karşılık olarak Türkiye, Doğu Akdeniz'de kendi ekonomik bölgesinde Kuzey Kıbrıs'ta adanın kuzeyi ve doğusunda belirlediği bölgelerde TPAO'ya arama ruhsatları verdi.
Kıbrıs'ın 13 parselinden 1, 4, 5, 6 ve 7 no'lu parsellerin bir bölümü, Türkiye'nin TPAO'ya ruhsat verdiği bloklarla kesişiyor. 3 no'lu parsel ise Kuzey Kıbrıs'ın TPAO'ya verdiği ayrıcalıklı alan ile çakışıyor.
Türkiye-Kıbrıs arasındaki gerginliğin boyutu, 2010'dan itibaren Doğu Akdeniz'de zengin hidrokarbon yataklarının keşfedilmesi ve uluslararası büyük enerji şirketlerinin bölgeye akın etmesiyle birlikte daha da arttı.
Türkiye'nin Kıbrıs'ın bu hamlesine yanıtı gecikmedi. İlk sondaj gemisi Fatih'i Türk savaş gemilerinin korumasında Akdeniz'e çıkaran Türkiye, kendi kıta sahanlığında kalan bölgelerde doğalgaz arama faaliyetlerine başladı. Ardından da ikinci sondaj gemisi Yavuz'u bölgeye gönderdi.
Fatih gemisine gelen tepkilerin ardından bir açıklama yayımlayan Türkiye Dışişleri Bakanlığı, AB'yi Kıbrıs sorunun çözümü konusunda şu ana kadar hiçbir olumlu adım atmamakla suçlaydı ve Doğu Akdeniz'deki enerji denkleminden dışlanmasına dönük çabalara karşı çıkacağını kaydetti.