Avrupa Birliği dönem başkanlığını, 1 Ocak 2015 itibarıyla bir Kuzey Avrupa ülkesi olan Letonya devralacak.
2004 yılındaki büyük genişleme dalgasında AB üyesi olan Letonya’yı, zor bir dönem başkanlığı bekliyor.
Letonya’yı bekleyen en önemli sorunlardan biri kuşkusuz işsizlik.
Ekonomik krizin etkilerini ciddi anlamda yaşamaya devam eden AB ülkelerinde, özellikle de Güney Avrupa ülkelerinde, çok büyük bir oranda işsizlik yaşanıyor.
30 milyona yakın işsiz söz konusu.
İşsizlikten en yoğun biçimde etkilenen ise genç nüfus.
Avrupa Birliği kurumları, işsizlik sorununun önüne geçebilmek, genç işsizliğini minimuma indirebilmek adına çeşitli program ve projeleri ardı ardına hayata geçiriyor.
Ancak AB’nin kısıtlı bütçesi, sorunla mücadelenin geniş çaplı olumlu sonuçlar üretebilmesinin önünde, ciddi bir engel.
Komisyon’un ekonomik büyüme, yeni yatırım ve yeni iş olanakları yaratabilmek adına öngördüğü mali kaynağı bulabilmesi, kolay olmayacak.
AB Komisyonu Başkanı Juncker, bu gündemle, yoğun bir mesai harcıyor.
İşsizliğin de bir sonucu olarak üye ülke vatandaşlarının AB’ye ve kurumlarına karşı kaybettiği güveni yeniden tesis edebilmek için de önemli bir efor sarf etmek zorunda kalacak olan Letonya’nın, 2015 ajandasının üst sırasında, önemli bir de siyasi sorun var; Rusya ile ilişkiler!
Ukrayna krizinin ardından gerilen AB-Rusya ilişkilerinin yeniden normalleşmesi, bölgede siyasi istikrarın sağlanabilmesi adına çok önemli.
Aksi durumda, sorun bölgede başka başka sorunlara yol açma, yani bir nevi domino etkisi yaratma potansiyeline sahip.
Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla bu ülke sınırlarından ayrılan ülkelerden biri olan Letonya’nın, AB ile Rusya arasında yaşanmakta olan sorunların aşılabilmesi adına nasıl bir rol oynayacağı merak konusu.
Nüfusunun %27’si Rus olan Letonya’nın Başbakanı geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, ülkesindeki Rus nüfusun bu anlamda olumsuz bir etki yaratmayacağını çünkü Letonya’nın istikrarlı bir ülke olduğunu söylüyor.
Yeni yılla birlikte Letonya’nın üzerinde yoğunlaşmasının gerekeceği konulardan biri de iklim değişikliği.
2015’in sonunda Paris’te yapılacak tarihi İklim Zirvesi öncesinde, AB’nin 2030 yılına kadar sera gazı salınımını %40 azaltma taahhüdünün yerine getirilebilmesi adına halen yürütülen ve ayrıca geliştirilmesi gereken politikalar, AB kurumlarının önemli gündem maddelerinden biri olacak.
Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa arasında ticareti geliştirmek adına uzun süredir üzerinde çalışılan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Antlaşması, göçle mücadele, yolcu haklarının iyileştirilmesi gibi bazı önemli konu başlıklarını da, Letonya dönem başkanlığının ajandası içerisinde saymak mümkün.
Önümüzdeki yıl, önce Letonya, Temmuz itibarıyla da Lüksemburg dönem başkanlığında çalışacak AB’nin gündemi, stratejik kararlara ihtiyaç duyan oldukça önemli konularla yüklü olacak.