12 Kasım 2013 Salı sabahı, Kayıplar Komitesi yetkilileri Murat Soysal, Ksenofon Kallis ve Kazılar Koordinatörü Okan Oktay’la birlikte çeşitli olası gömü yerlerini incelemeye gidiyoruz.
İlk durağımız Abohor (Cihangir – Ebiho). Abohor’un çöp alanının girişinde, telli bölgeleri, Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermek istiyorum çünkü 1974’te buraya gömülen “kayıp” Kıbrıslırumlar’la ilgili yakın geçmişte bir görgü şahidi buldum.
Bu görgü şahidi, 1974’te savaştan sonra bölgeden toplanan “kayıp” Kıbrıslırumlar’ın burada bulunan ve İngiliz döneminde havara alınan büyük bir çukura gömüldüğünü kendi gözleriyle görmüştü. Hatta bu okurumuz gömülmekte olanların uzun süre güneşe maruz kalmaları nedeniyle ciltlerinin kararmış olduğunu ilk başlarda anlamayarak, bu “kayıplar”ı, siyah insanlar sanmış, “Kıbrıslırumlar arasında bu kadar çok siyah insan var mıydı yahu?” diye düşünmeye başlamıştı.
Bu görgü şahidi bu çukura en az 8-10 kişinin şiroyla gömülüşüne tanıklık etmiş ve olayı bize şöyle anlatmıştı:
“Abohor’da (Cihangir-Ebiho) şu anda çöplük olarak kullanılan alanın hemen girişinde, sağ tarafta telli bir bölge vardır. Bu telli bölgede bulunan yerde bir zamanlar dev bir çukur vardı… Bu çukur 20 metreye 30 metre ve derinliği de yer yer 3-4 metreyi buluyordu.
Buradan bir zamanlar İngiliz döneminde toprak alınarak yol yapımında kullanıldıydı. Hatta biz de bu çukuru gençliğimizde atış amaçlı kullanmaktaydık çünkü bu çukurda ateş ettiğiniz zaman, kurşun kazara başka bir yere kaçıp da birceez kazaya neden olamazdı.
1974’te bu çukura gömü yapılırken ben oradaydım… Gençtim o zamanlar… Köyün şirocusu – ki şimdi kendisi hayatta değildir – Balıkesir (Palekitre) ve Abohor civarından topladığı ölü insanları bu çukura gömdüydü. Buraya en az 8-10 kişinin gömülmüş olduğunu çok iyi hatırlarım.
Hatta savaşta öldürülmüş olan ve günlerce açıkta kalmış olan bu cesetler karardıydı… Ben de o zamanki aklımla bu insanlara bakıp “Yahu bunların hepsi da zenci miydi? Simsiyah oldular, saçları da döküldü” diye düşündüydüm.
Bu havara çukuruna, köyün şirocusu, çeşitli yerlerden topladığı savaşta öldürülmüş Kıbrıslırumlar’ı gömdükten sonra zaman içerisinde bu çukur bir çöplük alanına dönüştüydü. Köyde hayvancılıkla uğraşıp da hayvanı ölen herkes buraya getirip hayvan ölüsünü çukura atıyordu… İnşaatlardan çıkan molozlar da bu çukura atılıyordu. Fakat eğer bu alan kazılırsa, en az 8-10 “kayıp” şahıstan geride kalanlar çukurun dibinde bulunacaktır. Çünkü burada herhangi bir kazı yapılmadı, bildiğim kadarıyla ve hiç kimse de bu çukuru ellemedi. Sadece üstüne çöp döküldü. En sonunda da daha fazla çöp dökülmesin diye herhalde, etrafı tellendi. Şu anda bu alan çöplüğün tam girişinde sağ taraftadır ve tellenmiş vaziyettedir.
Bu telli alanın yanından her geçtiğimde kendimi kötü hissederim, oraya gömülmüş olan insanları hatırlarım. Lütfen bu konuda yardımcı olun, Kayıplar Komitesi yetkililerini haberdar edin ki kazılsın ve bu insanlar da gömülmek üzere ailelerine iade edilsinler…”
Geçtiğimiz Ağustos ayında bu okurumuzun bu tanıklığına bu sayfalarda yer vermiştik. Fakat ancak şimdi kısmet oluyor Kayıplar Komitesi yetkilileriyle bu alana gitmeye…
Bölgeyi inceleyerek fotoğrafını çekiyoruz, koordinatlarını alıyoruz. Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum üye yardımcısı Ksenofon Kallis, eğer bu bölgenin 1960’lı yıllarda havadan çekilmiş fotoğraflarını bulabilirse, o zaman bu havara çukurunun tam yeri belirlenebilir. Çünkü havara çukuru 1940’lı, 50’li yıllarda açılmış olduğu için, 60’lı yıllarda havadan çekilen fotoğraflarda mutlaka görünüyordur. İlk incelemede de okurumun tarif ettiği bölgeyi kabaca buluyoruz.
Sonra buradan ayrılıp Aşşa’ya (Paşaköy) gidiyoruz…