Bilen yüzer, karşı kıyıyı keşfeder...
Bilmeyen boğulur...
Yüzme bilmemek insanın denizle olan ilişkisini belirler ama ;
Niyet boğulmak ise bir bardak su da yeter...
Siz yanınızdakilere size yüzmeyi öğreteceğim ,
Böylelikle karşı kıyının keşfini yaşayacaksınız diyorsanız;
İnsanların kıyıda kalıp manzarayı seyretmesini bekleyemezsiniz...
Manzara seyretmek yüzmek ile bir tutulamaz...
Çok güzel ütopyalar yazılır çizilir de;
İnsan ve toplum ya da bir parti nasıl ilerler?
Aleyhindeki şartları lehine çevirerek...
Bunu da birikimini kullanarak yapar.
Hangi alışkanlıklara sahibiz?
Bunların hangileri bize güç katıyor?
Hangileri bizi zayıflatıyor?
Bu sorulara verilecek olan cevaplar,
Açık ve net olmalı...
Doğru cevaplar olmalı.
İhtiyaca cevap vermeli...
ÖZELLEŞTİRMEDEN BAŞKA
ALTERNATİF YOK MU ?
Dolayısıyla yüzme bilmeyen ne yüzer ne de yüzdürebilir..
Yüzme bilmeyene ve yandaşlarına tüm denizler ve denizlerin sunduğu olanaklar kapalı demektir...
Size de sadece manzara seyretmek kalır.
Deniz manzarasında da yüzülmez...!
Nerede nasıl durduğumuzu,
Nereye nasıl gitmek istediğimizi belirleyememek ,
Seçimle kazanılanı da ziyan eder...
Seçimle elde edilemeyen hedeflerin yakalanmasını imkansız kılar...
Neyi özelleştiriyorsunuz ?
Neden özelleştiriyorsunuz?
Yüzme bilmediğiniz için mi?!..