Acil gezi!

Tayfun Çağra

Devletin resmi haber ajansı TAK, ABD’ye giden Başbakan İrsen Küçük’ün “üst düzey resmi görüşmeler yapacağını” duyuruyor ama bu bilginin ne kadarının doğru olduğunu bilmiyoruz.

Küçük’ün orada bazı düşünce kuruluşları ve ABD Kongresi’nin bazı üyeleri ile görüşeceği duyurulurken, New York’taki Türk yürüyüşüne de katılacakmış. Esas durum bu yürüyüşe katılmak olsa gerek ama diğer yandan yanında doktoru da gidiyormuş. Herhalde sağlık kontrolü de var.
Keşke ‘üst düzey yetkililerle’ görüşebilse ama bazı kongre üyeleriyle gayri-resmi yapılacak görüşmelerin ‘üst düzey görüşmeler’ olamayacağı herkesin malumu…
Tabii bu arada haberi TAK geçiyor ama devletin haber ajansı TAK’tan bir görevli heyete dahil edilmemiş.
Öte yandan gezinin İrsen Küçük açısından bir şey daha ifade etmesi beklenebilir. O da, daha önceki gün yapılan genel sekreterlik seçimlerinden sonra daha da parçalanmış olan partisini toparlamak için bir gailesi olmadığını da gösteriyor. Öyle olsa çok da acil bir durum olmayan bu gezi ertelenebilir, daha da karışmış olan ortamı toparlamak gayreti içine girebilirdi ama öyle yapmadı, New York’ta yapılacak Türk yürüyüşüne katılmayı tercih etti.
Belki başka hesapları vardır. Bizim bilemediğimiz, aklımızın ermediği!..

***

Akrabaya kıyak!

Eczacılar Birliği tepki gösteriyor.
Sağlık Bakanlığı ilaç olarak nitelenen ve eczanelerin dışından bir yerde satışı yapılamayan bazı bitkisel ilaç ve vitaminlerin ‘dükkân’ olarak nitelenen yerlerde de satışının yapılabilmesi için hazırlık yapıyor.
Eczacılar Birliği ve birey olarak eczacılar bu durumdan çok tedirgin. “Tabii tedirgin olacaklar, para kaybetmek istemiyorlar” gibi bir yorum da yapılabilir ancak konuşulduğu zaman bu ilaçların dükkânlarda satışının yapılmasının insan sağlığını ciddi olarak tehlikeye atabileceği anlaşılabiliyor.
O zaman eczacıların tepkilerine destek vermek gerekliliği ortaya çıkıyor. Tabii bu noktada Sağlık Bakanı Hasipoğlu’nun bu değişikliği bir yakını için gündeme getirdiği de dillerde dolaşıyor. Yani bir akrabaya maddi çıkar sağlamak için insan sağlığı tehlikeye atılmak isteniyor ne yazık ki…

***


Yağmur

Yine yağmur yağdı, yine memleket sular altında kaldı. Yağmurun yağmasına sevinemiyoruz. Lefkoşa sular altında yine… Çünkü altyapı yok, dereler kapalı… Girne’de dağdan akan sular önüne ne çıkarsa alıp götürüyor. Çünkü orada da suyun yolunda betonlar var.
Bir yere gidemiyoruz, yağmur yağarsa telefonlar çalışıyor hemen… “Hangi yol kapalı, nereden gidelim, acaba gittiğimiz yerde kapalı mı kaldık, eve dönebilecek miyiz, yollar açılır mı, yatıp kalalım mı, evimizi su basar mı” gibi ilkel bir ülkenin vatandaşları durumuna düşüyoruz.
Hele de bizim gibi suya muhtaç toprakların insanları, ne zaman yağmurun yağdığına sevinir hale gelecek acaba?