8 yaşındaki Meryem Ceren Kırma’nın annesi Neslihan Kırma YENİDÜZEN’e konuştu, Pazartesi sağlıklı bir şekilde okula gönderdiği küçük kızının, 1 günde ellerinden nasıl kayıp gittiğini anlattı.
Kızının ölüme inanamadığını söyleyen acılı anne, ‘ihmal’ olduğunu da düşünüyor.
Acılı anne, Pazartesi çocuğunun halsiz olduğunu, gece yarısı 2-3 kez kustuğunu ve ertesi gün acilen hastaneye gittiklerini söyledi.
Salı günü hastanede saatlerce testlerin sonucunu bekledikten sonra PCR sonucunun ‘pozitif’ olduğu gerekçesiyle Pandemi Hastanesi’ne yönlendirildiklerini söyleyen Neslihan Kırma, “Saat 2’den saat 8 buçuğa kadar kan tahlilini ve PCR testini bekledim. Çocuğumu tuvalete götürdüm, tuvaletin kapısı önünde düşüp bayıldı. 8 buçuğa kadar sedyenin üstünde bekledi” dedi.
“Öğle vakitlerinde hastaneye gittik. Acile gittik, “Çocuğum acildir kusuyor’ dedim”
Kırma yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Cumartesi günü 3 çocuğuma da antijen testi yaptım, hepsinin de test sonucu negatifti. Test sonucunu öğretmenlerine de attım. Pazartesi günü okula gittiğinde hiçbir şeyi yoktu. Öğlen çocuğuma yemek yedirdim ve öğleden sonra onu okuluna arkadaşım bıraktı. Eve gidince ‘halsizim’ diyerek uyumuş, ben işten döndüğümde uyuyordu. Onunla ilgilendim, bir şeyi yoktu ve akşam yedi yemeğini… Gece sabaha karşı 2-3 kez kustu. Sabah ona okula gitmemesini söyledim. Beraber işyerime gittik, orada çorba içirdim. Bu çorba benim çocuğumun son yemeğiydi. Öğle vakitlerinde hastaneye gittik. Acile gittik, “Çocuğum acildir kusuyor’ dedim. Bana ‘oturun bekleyin’ dediler. Baktım halsiz bir şekilde oturuyor. Dayanamadım bir kez daha söyledim ve bizi içeriye aldılar. Serum taktılar, kan aldılar...
“Saat 2’den saat 8 buçuğa kadar kan tahlilini ve PCR testini bekledim”
Çocuğumu tuvalete götürdüm, tuvaletin kapısı önünde düşüp bayıldı. ‘Yardım edin’ diyerek bağırdım. Hemşirelerle birlikte yandaki insanlar da yardımcı oldu ve bana ‘tansiyonu düştü’ dediler. 8 buçuğa kadar sedyenin üstünde bekledi ve çocuğum bana “burası çok rahatsız, buradan kaçalım” diyordu. 8 buçukta çocuğumun PCR sonucu geldi ve sonucun pozitif olduğu söylendi. Bana eşyalarınızı toplayıp Pandemi Hastanesi’ne gidin dediler. Götürdüm oraya, orada Ceren’im bana sıkı sıkı sarılıyordu ve korkuyordu. Giderken yürüyordu. Bir odaya geçtik ve beklemeye başladık.
10 buçukta geldiler, çocuğumdan kan aldılar ve gittiler. Gece 12 civarında bir tane serum taktılar. Serum o kadar küçük küçük damlıyordu ki yarım bile olmadı. Ertesi gün de sadece bir doktor gelip baktı. Çocuğumun elleri, ayakları bembeyazdı. Çocuğumun oksijeni 99’du ama oksijen taktılar. Bir kez 96 geldi, bana takılması gerektiği söylendi. Oksijen takıldıktan sonra çocuğumun küçücük yüzü balon gibi ve mosmor oldu. Çıkarıyordu, biz geri takıyorduk. Hemşire biraz sesini yükseldi. Çocuğuma son bağıran o hemşire oldu... Oksijen tüpü getirdiler, vanayı da sona kadar açtılar o saatten sonra Ceren’im kasıldı ve geri gelmedi…”
“Ben onsuz yapmam”
Acılı anne kızının ölümüne inanamadığını söyleyerek şöyle devam etti: “O her zaman melek, onsuz ben yapamam… Kimse bilmiyor ama yapamam… Benim 3 tane kızım var. Eksilemezler onlar…”