Açılmalıyız ama!..

Tayfun Çağra

Coronavirüs’ü yazmaktan vazgeçeceğimiz günleri düşlüyorum…

Maskelerin bırakılacağı, sosyal mesafesiz insanların kucaklaşacağı, öpüşeceği, el ele gezeceği, bir masa etrafında oturup kahve içileceği, sohbet edileceği günleri…

Şimdilerde bazılarını yapıyoruz aslında…

Kahvemizi de içiyor, sohbetimizi de yapıyor, tavla bile oynuyoruz ağız ağıza…

75 gün ülkemizde vaka yoktu, bu durumun getirdiği bir rahatlama yaşadık ama şimdilerde yine tedbirleri artırmak gerekiyor…

Uçaklar Türkiye’den gelmeye başlayınca covid-19 vakaları da geldi.

Türkiye vatandaşı, üçüncü ülke vatandaşı veya KKTC… Virüs yeniden ülkemize gelmeye başladı madem ki maskelerimizi hiç yanımızdan ayırmamalı, sosyal mesafemizi korumalı, özellikle ellerimizi sürekli sterile etmeyi ihmal etmemeliyiz…

***

Hükümet sürekli karar değiştiriyor, ne yapacağını bilemeden her kafadan bir ses çıkıyor… 1 Temmuz’da karantinasız girişler başlayacak dendi, tepkiler gelince istenen PCR testini ikiye çıkardı.

Yolcular geldiklerinde bir de Ercan’da giriş yaptıklarında PCR testi yaptıracaklardı. Bu testin sonucunu otellerinde veya evlerinde dışarıya çıkmadan bekleyeceklerdi. İlk gün uçaktan inen birinin doğrudan berbere gittiği haberleri ve görüntüleri yayınlandı. Hükümet kararını değiştirdi; karantina otellerinde bekleyecekler dendi. Sonra para kalmadığı için herhalde bu kez Başbakanlık yeniden kararı değiştirdi; Yolcular rezervasyon yaptıkları otellerde sonucu bekleyecekler, otel yöneticileri gelen yolcuları denetleyecekler dendi.

Böyle bir denetimin olmasını herhalde hiç kimse beklemez. Oteline kumar oynamak için gelen birini otel yöneticisi veya çalışanı “dur, odandan çıkma, YASAK” diye durduramaz herhalde!..

Kaldı ki gelen yolcuların hepsi de otele gelmiyorlar… Geçtiğimiz gün gördük; Ercan’dan çıkan yolcuların, çoluklu çocuklu ailelerin önünde hiçbir personel yoktu.

Yani “durun, buraya gideceksiniz, şurada bekleyeceksiniz, dışarı çıkmayacaksınız” diyebilecek kimse yoktu. Herkes valizini aldı, arabasına bindi, evinin yolunu tuttu. Evinden dışarıya çıktı mı, evine gitmeden başka bir yere uğradı mı kimse bilemez.

***

Hükümet bu işi artık yönetemiyor… Ekonomik kaygılar sağlığın önüne geçti. Üstelik de bu ekonomik kaygılar sadece birkaç casinonun geliri için duyuluyor… Üretim, hayvancı, çiftçi ve de esnaf için bu gelişmeler hiç de olumlu değil. Covid-19’un yeniden ortaya çıkması, artması siftah yapamayan esnafın hiç olmazsa açık kapılarının yeniden kapanmasına neden olabilir. Hayvancının, çiftçinin biraz rahatlamış ortamda yeniden düzene girmesini bekledikleri üretimlerini olumsuz etkileyecektir. Çarşı- pazar yeniden kapanırken insanlar da yeniden evlerine kapanmanın endişesi içindeler…

***

Hep kapalı mı kalmalıyız peki! Hep kapalı kalabilir miyiz? Elbette ki açılmalıyız ama açılmanın koşullarını yaratabilmeliyiz… Uzun süre kapalı duramayız, ayılar gibi 6 ay kış uykusuna yatıp kalamayız… Çalışmalı, üretmeli, temel ihtiyaçlarımızı karşılayabilmeliyiz… Ama bu açılmanın koşulları ne olmalıdır?

Tabipler Birliği Başkanı Özlem Gürkut da 1 Temmuz tarihli paylaşımında şunları söylemişti;

“Açılmak zorundayız. Bunu en baştan beri söyleyenlerdenim. (Nedenleri ayrı bir yazının konusu)
Ama ön şartı var açılmanın GÜVENLİ HALDE OLMASI’nın:
Hastane HAZIR
Organizasyon HAZIR
Temaslı takip ekibi HAZIR
TOPLUM da yeterince bilgilendirilmiş, kendini güvende hissedecek halde olmalıdır.
Çünkü açılma kabul edilebilir bir riski göze almak demektir.”

Evet, birkaç cümleyle açılmanın koşulları bunlar olmalı… Oysa ki 1 Temmuz’da uçaklar gelmeye başlarken ve covid-19 vakaları taşınırken ne bir pandemi hastanemiz var, ne herhangi bir organizasyon, ne de temaslı takip ekibi… Toplum yeterince bilgilendirilmiş mi peki!

Belki en iyi durumda toplum olabilir, eski alışkanlıklarımızı bırakmakta biraz zorlansak da veya içimizde “bana corona işlemez” diyen bireyler bulunsa da hükümetin kumar turizmini sağlığın önüne koyması var olan bilincin de boşa gitmesini sağlayabilir…

Oysa ki Gürkut’un da sıraladığı koşullar sağlandığında casinolar da, oteller de, esnaf da, üretici de, sonrasında okullar da daha rahat bir nefes alabilirler.