Açık artırma yapan çığırtkanın işine döndü Maraş meselesi…
Bu aralar açan açana!..
Geçen sene, bir sabah ansızın Kudret Özersay’ın açacağı tuttu, ‘hayalet’ diye anılan şehri…
Şimdi de başkalarının!..
İlginçtir, bu seferki ‘açıcı ekip’, o dönemki ekibi biraz uzak tuttu.
Türkiye Barolar Birliği ‘organizatör’ görülse de, asıl işi TC Lefkoşa Büyükelçiliği ve KKTC Başbakanlığı üstlendi.
Büyükelçi Ali Murat Başçeri’nin kimi kişileri bizzat telefonla arayarak ‘Kapalı Maraş Açılımı’na davet ettiği kulislere yansıdı.
KKTC Başbakanlık ofisi ise daha ziyade ‘basına davet’ gibi mevzuları üstlendi.
Geçen seferki ‘Maraş açılımı’ öncüsü Özersay’ın Dışişleri Bakanlığı ise sadece ‘davetli’ olarak Maraş’a gitti, Fuat Oktay ve ekibine kenti gezerken ‘mihmandarlık’ görevi kendisine tevdi edildi.
Mutfak kısmında ise Özersay yoktu. Hatta -buna tepki olarak herhalde- Maraş toplantısında ‘konuşma yapmayacağı’ dedikoduları ortalarda dolaştı, bu konuda kendisinden ya da ekibinden yalanlama gelmedi.
Maraş Açılımı toplantısına TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da destek vermediği, karşı çıktığı, bu yüzden adaya gelmediği öne sürüldü.
Tüm bunlar ‘Kapalı Maraş Açılımı’nın Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi alel acele organize edilmiş, tepeden inme bir şov olduğunu daha net izah ediyor.
Zaten yapılan onca konuşma içinde ‘haber değeri’ taşıyan, ‘dişe dokunur’ tek bir mesaj bulunmayışı da, ‘Maraş açılımı’nın suni gündem yaratmak, gerek Türkiye kamuoyunda, gerek KKTC seçmeninde ve gerekse uluslararası camiada yeni algılar yaratma niyetini taşıdığı söylenebilinir.
Bu yüzden ‘Açıyorum, açıyorum…” diyen çığırtkanın bağırtılarına benzetim Cumartesi günkü toplantıyı…
* * *
Maraş işi dahil, Kıbrıs sorununun hiçbir yönü ‘oyuncak’ değildir.
Türkiye’deki ve Kuzey Kıbrıs’taki hamasi nutuk meraklıları her daim Maraş’ı açmış, Ercan’a direkt uçuşu başlatmış, ambargoları delmiş, KKTC’yi de dosta düşmana kabul ettirmiştir.
Hepsi lafta tabii!..
Kıbrıslı Türklerin milli duygularını okşamaktan ileri gidemeyen bu argümanlar, hayal kırıklıklarından başka hiçbir işe yaramadı bugüne kadar…
Ne zaman ki ‘federal çözüm’ siyasetinden yan çizmeye başladı Kıbrıs Türk liderliği, yeni ambargoları, yeni izolasyonları kapısında buldu.
En barizi de KKTC ilanıyla yaşandı.
Ne oldu?
Türkiye ‘tanıdım’ dedi, ama tanımanın gereklerini yerine getiremedi, getiremiyor.
Defalarca söyledim, yazdım: Ankara yönetimi ‘kardeş ülke’ Azerbaycan’dan Ercan’a direkt uçuş başlatsın, kendi futbol takımlarının KKTC takımlarıyla top oynamasını sağlasın da yeter!
* * *
‘Maraş açılımı’ dedikleri ne peki?
Öngörülen ‘Maraş’ı askeri bölge olmaktan çıkarmak, mal sahiplerinin Taşınmaz Mal Komisyonu başvurularının değerlendirmeye alınmasını sağlamak ve peşinden de AİHM yolunu açmak.’
Yani zaman kazanmak…
Loizidou davasında güney-kuzey geçişleri açılmıştı.
Şimdi de Maraş için benzer bir yol düşünülüyor.
Hepsi bu!
Elbette AKP iktidarı TC sermayesine ‘yatırım alanı’ açacağı havucunu da kullanıyor Maraş’ı…
Yoksa Las Vegas meselesi değil konu…
Zira bütün dünyanın gözünün üzerinde olduğu Hayalet Şehri açmak, oradaki ganimete ‘yasal kılıf’ uydurmak öyle kolay değil.
Türkiye’nin ve KKTC yönetiminin başına yeni belalar davet etmekten başka bir sonuç üretmez uluslararası hukukun hilafına davranmak…
Seçim uğruna da olsa Maraş’ta ‘Açıyorum, açıyorum’ diye çığırtkanlık yapmak hoş olmadı.
Cumhurbaşkanlığı, meclis, muhalefet ve federal çözüm yanlılarını devre dışı bırakmak ise tarihe bir başka ‘müdahale’ olarak not düşüldü bile…