Bakıyorum da şaşıranlar var.
Hayret ki ne hayret!
Neden ve neye şaşırdıklarını anlamak zor…
Sanki ‘gidilecek köyün minaresi’ çok önceden görülmemiş gibi…
Sanki ‘toplum mühendisleri bu toplumu değiştirmek için kolları sıvadılar’ diyenler hayal görüyormuş gibi…
Sanki yıllardır imzalanan her TC-KKTC protokolünde özene bezene ayrılan kaynak miktarı şaka şenlikmiş gibi…
* * *
Türkiye’de 12 Eylül sonrasında okul yerine cami yapılıyordu.
Kuran kursları alabildiğine yaygındı.
Solu ezmek adına, bölgede sosyalizme karşı bir ‘yeşil kuşak’ oluşturmak için sekter dini kesimlerin borusunun ötmesi sürpriz değildi.
Alttan alta sermayeleri de palazlanıyor, tarikatlar ülkede cirit atıyordu.
Uğur Mumcu dosya dosya, cilt cilt yazdı, ipliklerini pazara çıkardı.
‘Yeşil kuşak’ oluşuncaya kadar sosyalist blok dağıldı, ama ‘yeşil sermaye’ de bu süreçte geleneksel sermayenin yerini alacak kadar büyüdü.
Siyasette de dindar kesimler yükselişteydi.
Türkiye’de sosyal demokrasi dışındaki bütün sol unsurlar ve sendikal hareketler ezim ezim ezilmişti. Merkez sağ da zaman içinde ‘dört eğilim’, ‘beş vakit namaz’ derken siyasi sahne bağnaz, hatta şeriatçı kesimlerin eline geçti.
Şimdi Fetö falan diyorlar, ama bürokrasiden askere, KOBİ’den diplomasiye kadar devletin ve ülkenin dört bir yanını ele geçirdiler.
Bunların hepsi adım adım, yavaş yavaş oldu.
Çoğunlukla da kabullendirerek... Çatışmadan, kapışmadan. Mahalle baskısıyla…
* * *
O yüzden çok komik geliyor bana, şimdi hayretler içerisinde kalanların söyledikleri…
‘Tesettürlü otel’e kızıyorlar.
Gelmeyecek mi sanmıştınız?
Kuran kursları her köşede devam ediyormuş.
Etmeyecek miydi yani?
Çocuklar bedava ‘kamp’a götürülüp beyinleri yıkanıyormuş.
Yıkanmayacak mıydı sanki?
Bundan sonra en olacağını da merak ediyor musunuz hala?
O zaman TC-KKTC arasında imzalanan protokollere bakacaksınız bir kez daha…
Koordinasyon Ofisi’nin neden bu ülkeye getirildiğini düşüneceksiniz yeniden…
* * *
Adım adım şeriattır bu topluma çizilen yol!..
İster inanın, ister inanmayın ama şeriatçı kafalar yetiştirilmek isteniyor.
Sanmayın ki sadece bazı din görevlileri ya da Türkiye’deki kimi hacı hocadır sadece bu yola baş koyan…
Bakın, Çanakkale’ye giden otobüste çocuklara ‘şehitler tekrar dirilir’ diye vaaz veren hoca, bu ülkenin eğitim kurumlarında görev yapan biri!..
Anlattıkça coşuyor.
Hurafeleri ‘gerçekmiş’ gibi anlatmaktan beis duymuyor.
Hatta kendisinden de örnekler veriyor!
Çocuklardan biri “Bitmedi mi Hocam?” diye söze karışsa da, öğretmen devam ediyor.
Adım adım, şeriata doğru gidiyoruz.
Yine mi hayret ettiniz?
Hayret gerçekten de!..