Bir ülke düşlüyorum, sokaklarında özgürce gezeceğim bir ülke, günün her saati.
Yeşili, moru, kırmızısı her yanını sarmış olan bir ülke düşlüyorum.
Trodos dağlarında lavanta festivaline katılırım belki bir hafta sonu. Ertesi hafta Lapta denizlerinde buluşurum dostlarımla. Kim bilir?
Nereli olduğumuz birbirimize takılmak için kullandığımız fıkralarda önemli olur bakarsın tek. Tüm Baflılar birleşiriz Leymosunlulara karşı bir sörf turnuvasında.
Köylerin tek bir ismi olur ülkemde, kimlik göstermeden dolaşırım ben başkentin kuzeyinde, güneyinde.
Kostas ile Ebru arasında hiç fark olmaz bakarsın ülkemde, konuştuğu dile bakmaksızın destek bulur her kadın ve her erkeğin fikirleri.
Cinsel yönelimi, inandığı tanrı veya cinsiyeti önemsiz olur belki iş arayışına çıkan her adayın.
Emek karşılığını pasaportunun rengine göre almasa mesela ülkemde, eşit olsak, hür olsak, hepimiz.
Hukuk Devleti’nin ne olduğunu kitaplardan öğrenmese çocuklarımız, adaletsiz bir dünya tahayyül dahi edemeseler.
Kahkahalarımızı iki dilde birlikte atsak, acılarımıza birlikte ağlasak konuşmanın gereksiz olduğu anlarda.
Çiftetelli ile sirtakiyi arka arkaya bağlasam bir kır düğününde. Καλημέρα ile başladığım günü, iyi akşamlar ile bitirsem ben, neşeli dostların arasında.
Türk hastanın Rum doktoru, Rum müvekkilin Türk avukatının olmasını övünerek anlatmadığım bir ülke olsa bu.
Spor takımlarında birlikte mücadele etse Kıbrıslı sporcular, Uluslararası festivallerde müzik yapsa sanatçılar, birlikte.
Yeşilhat bir sınırı değil, ormanı tanımlasa ülkemde, kocaman yemyeşil bir ormanı.
Bir ülke düşlüyorum, gelecek kaygısı taşımayan gençleri, korunan doğası, saygı gören yaşlıları olan.
Adil, eşitlikçi, demokratik.
Çok dilli, çok kültürlü, rengârenk bir ülke düşlüyorum.
Adında Kıbrıs olan bir ülke, birleşik.