YENİDÜZEN, ‘İşin ZORU’ yazı dizisiyle bu hafta ağır işlerden olan hurdacılığı kaleme aldı. 2008 yılından beri Lefkoşa Organize Sanayi Bölgesi’nde hurdacılık işi yapan Kayhan Tunalı ve iş ortağı Murat Cihan ile görüştük. Kuzey Kıbrıs’taki iki Kıbrıslı firmadan birinin sahibi olan Tunalı ve Cihan ile işin sıkıntılarını, zorluğunu ve ağırlığını konuştuk…
Didem MENTEŞ
Eski eşyaları veya malzemeleri çoğu zaman atar gideriz, kimi insan için geçim kaynağı olduğunu bilmeden… Atıl malzemeleri toplayarak, ekmek parasını çıkarmak kolay değildir. Eski, kirli ve pis malzemelere dokunmak, herkesin yapacağı bir iş değil. Sağlık koşulları açısından ise risk taşır… Sokak sokak dolaşmak, çöplerden malzeme toplamak hem zor hem de ağırdır, hurdacılık…
Hurdacılık…
YENİDÜZEN, ‘İşin ZORU’ yazı dizisiyle bu hafta ağır işlerden olan hurdacılığı kaleme aldı. Yıllardır süre gelen, geri dönüşüm fabrikalarının çalışmasının en önemli faktörlerinden olan bir mesleği yakından takip ettik. 2008 yılından beri Lefkoşa Organize Sanayi Bölgesi’nde hurdacılık işi yapan Kayhan Tunalı ve iş ortağı Murat Cihan ile görüştük. Kuzey Kıbrıs’taki iki Kıbrıslı firmadan birinin sahibi olan Tunalı ve Cihan ile işin sıkıntılarını, zorluğunu ve ağırlığını konuştuk…
Murat Cihan- Kayhan Tunalı
Ağır ve kirli bir iş…
Sanayi Bölgesi’nde bir sokağın köşe başında karmakarışık eşyaların arasında dükkana giriyorum. İşin özü olduğu için birçok atılı eşyalar arsında ofise girerek Kayhan Tunalı ve Murat Cihan ile röportaja koyuluyorum. Güzel bir sohbetin ardından, dışarıda hurdalarla uğraşan işçilerin yanına gidiyoruz. Kayhan bey ile birlikte eldivenlerimizi giyerek, işin zorluğunu ve ağırlığını yakından izliyorum. Küçük atıkların nasıl ayrıştırıldığını, hangi malzemenin daha değerli olduğunu öğreniyorum. Hurda da ‘bakır’ın en kıymetliler arasında olduğunu dinliyorum. İşçilere yardım ederek, işin ağırlığına ortak oluyorum.
“Devlet ödeme yapmayınca hurdacı oldum”
46 yaşındaki Kayhan Tunalı yıllarca müteahhitlik yaptıktan sonra devletten alacaklarını zamanında alamadığı için başka iş yapmaya karar verir. Sıcak paranın döneceği bir iş arar ve hurdacılık yapmaya karar verir… “2008 yılından beri hurdacılık yapmaktayım. Daha önce kayınpederimle birlikte müteahhitlik yapardım. Devlet ihalelerine katılıp yol yapardım ama bizi 3-4 ay sonra ödedikleri için işimi kapatmak zorunda kaldık. Sıcak paranın döneceği bir aradım. Uzun bir araştırmadan sonra hurdacılık yapabileceğime karar verdim. Bilmediğim bir meslek olduğundan dolayı ilk önce hurda malzemeleri nasıl alınır, nasıl satılır, ayrıştırması nasıl yapılır bunları öğrenmeye başladım. Bir senemiz bunlarla geçti ve ondan sonra ihracata başladım”
“Bu iş yalnız yapılacak bir iş değil”
Hurdacılıkta temel maddelerin ne olduğunun bilmenin önemine vurgu yapıyor Kayhan Tunalı… Hurdacılık işinin yalnız yapılacak bir iş olmadığına işaret ediyor Kayhan Tunalı, en sıkıntılı yanının ise işleyecek adam bulmanın zorluğu olduğunu belirtiyor.
“Kendi işimiz olduğu için işçilikle başladık çünkü nerden ne çıkar, malzemelerin fiyatlandırması ne olur bunları öğrendim. Kapalı bir kutu içerisinde neler çıkar bilinmez. Örneğin elektronik malzemeler ayrıştırma ister, çokça işçilik alır. Demir, bakır, alüminyum, bronz, çelik parçalarını birbirinden ayırmak gerekir ki değerinde satılabilsin. Bu iş yalnız yapılacak bir iş değil. İşveren konumunda geçtiğim zaman işçi bulmakta zorluk çektim. Kıbrıslı işçi çalıştırmaya çalıştım fakat arkadaşlara bu iş ağır geldi. Ben de mecbur oldum Pakistan’dan işçi getirdim.
“Ağır ve pis bir iştir…”
Hurdacılık işinin tehlikeli değil ama ağır ve pis bir iş olduğunu anlatıyor Kayhan Tunalı… Hurdayı tutarken eldiven ve maske takılmasının önemli olduğunu vurguluyor. Özellikle işçilerin de bunu titizlikle uygulatmaya çalışıyor… “Bizim işte tehlike yoktur. Fazla mekanik, yüksek basınçlı aletler kullanmıyoruz. Sadece ağır ve pis bir iştir… Örneğin temizlenmeden hurdaya atılan tencereler falan oluyor. Biz bunları önce temizleyip, sonra satılık hale getiriyoruz. İşçilerimizde sağlık açısından eldiven ve maske kullandırıyoruz. Çünkü malzemenin nereden nasıl şekilde ve hangi koşullar altında geldiğini bilmiyoruz.”
Cihan: “Sahtekarlıklarla karşılaştığımız çok oldu”
Kayhan Tunalı’nın ortağı Murat Cihan söze girerek, bu işte çok sahtekarlıkların da zaman zaman döndüğünü dile getiriyor. İşe başladıklarında bazı insanlar tarafından kandırıldıklarını anlatıyor. “İnsanlarda sahtekarlık var, bazı sahtekarlıklarla karşılaştık. Bir zaman Akova’ya o göçmen Çingenelerden mal almaya gittik. En değerli malzeme bakırdır. Bir çuval dolusu bakır malzeme almaya gittik, meğerse başka demir parçları içine koyup, bakır malzemeleri etraflarına sarıp bize sattılar. 100 TL’lik malı 500 TL’ye sattılar. Örneğin 2 tanker su deposunun yarısına kadar kum doldurup, üzerine demir koyup satanlar bile oldu. Bu işin şeytanlığını öğrenene kadar birkaç tane olay oldu.”
Cihan: “Bazı sahtekarlıklarla karşılaştık. Bir zaman Akova’ya o göçmen Çingenelerden mal almaya gittik. En değerli malzeme bakırdır. Bir çuval dolusu bakır almaya gittik, meğerse başka demir parçaları içine koyup, bakır malzemeleri etraflarına sarıp bize sattılar. 100 TL’lik malı 500 TL’ye aldık”
“Yer sıkıntımız var”
Lefkoşa Organize Sanayi Bölgesi’nde bir yeri var Kayhan Tunalı’nın ancak daha büyük yere ihtiyaçları olduğunu söylüyor. Malzemeleri sığdırmanın zor olduğunu aktarıyor. “Bizim yer sıkıntımız var. Alan yetmiyor. Birkaç yere gidip görüştük ama pek yardım görmedik. Yerimiz bize küçük geliyor. Ben bu işi mal sahibi olduğum için yapmaktayım. Yer sıkıntısından dolayı büyük sorun yaşamaktayız. Devlet bu işi yapanlara Sanayi Bölgesi’nde kira bedeli karşılığı sağlaması gerekir. Biz bağış değil parasal bir yer tahsis etmesini istiyoruz. 7- 8 tane şirket bu işi yapıyoruz. Ben Güney Kıbrıs’a ihracat yapıyorum. Metal olan tüm hurdaları almaktayız. Dışarıdan gelenleri de alıyoruz. Hurdanın fiyatını borsalar ve geri dönüşüm fabrikaları belirler. Ben işimi seviyorum, hiç vazgeçmeyi de düşünmedim…”
Araçla demirleri taşıyoruz…
Demir parçalarını kaldırmak, ayrıştırmak gerçekten ağır bir iş…