AH ŞU PARTİZANLIK AH

Sami Özuslu

UBP’nin adeta ‘göbek adıdır’ partizanlık…

Partinin kısaltılmış adındaki ‘B’ harfi aslında ‘P’dir ve gerçek anlamı da ‘partizanlık’ mıdır acaba?

Zaten ‘UPP’ diye söylenir çoklukla…

‘Ulusal Partizanlık Partisi’!..

Bu ada yarısının Rumlar’dan kalan ganimetini yediler bitirdiler önce…

Türkiye’den aldıklarını üleştirdiler aralarında…

Devlet eliyle kendi yandaşlarına dağıttılar araziyi, arsayı, evi, dağı, taşı…

Başkalarına hiç koklatmadılar.

‘Benden olmayan yaşamasın’ dediler.

İstihdamı ‘oy’ için kullandılar her daim…

‘Benden olmayana hayat yok’ mentalitesini yerleştirdiler.

İnsanlar biat etsin istediler.

‘Kula kul olma’ düzeni kurdular.

Muhalifin, farklı görüşte olanın, partiye destek vermeyenin ismini çizdiler.

Sürdüler, kırdılar, döktüler.

İşsiz, aşsız, yarınsız bıraktılar.

‘Göç’ün bir nedeni savaş ve belirsizlikseydi Kıbrıs’tan, bir diğeri de ‘partizanlık’tı pekala…

Kaçtı insanlar adaletsizlikten, hukuksuzluktan, umutsuzluktan…

Terk etti binlerce, on binlerce genç ‘bu ülkeden bir şey olmaz’ diyerek…

***

2020’deyiz bugün ve kafa aynı kafa partizanlık konusunda…

Evet, toplumun talebi var. İnsanlar ‘kendi işinin hallolmasını’ istiyor, doğru. ‘Bizim çocuğu işe alın’ baskısı var siyasetçinin üstünde, kabul. UBP dışındaki partiler de zaman zaman bu baskıya, talebe, isteklere boyun eğiyor, maalesef bu da doğru.

Fakat yetmedi mi artık?

Vakıflar İdaresi’nde olup bitenler mesela bugünlerde, sığar mı insanlığa?

435 insan başvurmuş Evkaf’ın münhaline…

Geçenlerde aradı insanlar, ağlayarak anlattılar.

‘Sınav’ demişler, ‘mülakat’ yapmışlar!

Şaşırmış ‘sınav’ için haftalarca çalışıp duran gençler...

‘Mülakat’ta ise kimine ‘adını-soyadını’, kimine ‘halini-hatırını,’ kimine ‘Neden Vakıflar’da işe girmek istersin’ diye sormuşlar.

Sadece bir soru.

Bilgi için değil…

Ölçme amaçlı değil…

“Çıkabilirsin” demişler sonra…

435 genç insana…

Neye uğradıklarını şaşırmış çocuklar!

Ağlayarak dönmüşler evlerine…

Aileleri perişan.

Ağlıyor, sızlıyorlar onlar da…

Ama açıkça konuşmuyor çoğu…

‘Ne olur ne olmaz’ diyerek…

‘Bir umut, belki bizimkini de alırlar’ diye…

***

Oysa ‘içerideki kadrosuzlar’ için açılmış münhal!..

Sonra öğrendi münhale başvuranlar…

Nasıl olabilir ki böyle bir şey?

Bu kadar gencin umuduyla oynamak nasıl bir vicdanın ürünü olabilir ki?

Evkaf bir de!..

Sürekli ‘iyilik’ mesajı veriyor, medyada, reklamlar yaparak.

‘Maneviyatçılık’ dersi veriyor ahaliye, sözüm ona!..

‘İyilik’ buysa eğer, kalsın size!..

Yapmayın, etmeyin.

İnsanların umutlarıyla oynayıp durmayın.

Bu ülkede yaşamaktan bezdirmeyin bu çocukları…

UBP iki oy daha alsın diye yıkmayın daha fazla adalet duygusunu…

Hem de Evkaf eliyle…

Yazıktır, günahtır, ayıptır.