Özlem Onar
Öyle kavramlar vardır ki, yalın ve anlaşılır bir dille açıklanabilirliği pek de mümkün değildir. Bu kavramlardan biri de ahlaktır. Düşünce tarihinin başlangıcından günümüze dek, ahlak konusu tartışmalarımızda dolaysız ya da dolaylı olarak yerini almaktadır. Ahlakın içerdiği kavramların ne olduğu, sorduğu soruları ve sorulara verdiği yanıtları matematiksel bir kesinlikle ifade edilememektedir. Çünkü ahlak insana özgüdür. “İnsan nedir?” sorusunu sorduğumuz sürece, “Ahlak nedir?” sorusunu da sormaya devam edeceğiz. Öyleyse ahlak nedir? Ahlak, belli bir toplumun belli bir döneminde bireysel ve toplumsal davranış kurallarını saptayan ve inceleyen bilim… Bir insanın yaradılışı gereği gerçekleştirdiği davranış’ı dile getiren Arapça hulk sözcüğünün çoğulu olan ahlak terimi, huy, seciye, mizaç anlamlarını çoğul olarak kapsar. Dilimizde kişisel ahlak olarak aktöre, toplumsal ahlak olarak töre ve bilim olarak törebilim terimleriyle karşılanmıştır. (1)
Sosyal Değerler ve Normlar
İnsan, diğer canlı türlerinden farklı olarak sadece çevreye uyum sağlamakla yetinmez. Aynı zamanda da içinde bulunduğu çevreyi bilinçli veya bilinçsiz şekillendirerek, yeniden yapılandırır. Ahlak mefhumu sadace insanlar arası ilişkilerde mi geçerlidir? Tek başına yaşayan bir insanın ahlakından söz edilebilir mi? İnsanın fiziksel çevre yani doğayla olan ilişkilerini, ahlaki tutum ve değerleri etkiler mi? Ekolojistler ve çevre bilimciler bu tür problemleri de incelemektedir. Her toplumun kendine özgü bir ahlaki yapısı olmasına rağmen, ahlaki yapısı olmayan bir topluma rastlanmamıştır. Bu açılardan ahlak kavramının göreceli aynı zamanda da evrensel olduğunu söyleyebiliriz. Ahlak, toplum içerisindeki davranışlarımızı anlamlandırmamızı sağlayan değer ve kurallardan oluştuğu için insan davranışlarını ve toplumları inceleyen siyaset, hukuk, tarih, psikoloji, sosyoloji ve antropoloji gibi bilimlerin de konusudur. Temelde ahlak için toplumlara, zamana göre sürekli değişimekte olan sosyal değerler ve normlardan oluşan bir olgudur, diyebiliriz.
Etik-Ahlak Ayrımı
Ethik kavramı yerine ahlak, ahlak kavramı yerine ethik denilebilir mi? Ethiğe aykırı veya ahlaka aykırı denildiğinde, zihnimizde neleri çağrıştırır? Burada söz konusu olan anlam kargaşasını tam manasıyla çözmek mümkün gibi gözükmese de “Ethik nedir?” sorusuna açıklık getirmekte yarar olabilir. Bilim ve felsefe dili olarak törebilim terimi Fransızcadaki ethique ve morale terimlerinin her ikisini de karşılar. Morale karşılığı olarak ahlak ve ethique karşılığı olarak ahlak felsefesi ya da Türkçe yazılımıyla etik diyenler de vardır. Eski düşünürler bütün bu anlamlarda Yunanca ethik deyimini kullanırlardı.(2) Ethik, Yunanca ethos sözcüğünden gelir ve gelenek, töre demektir. Felsefenin ahlakı kendisine konu edinerek sorguladığı epistemolojik alana ethik denir. Yani ethik felsefenin alanlarından biridir. Ahlak alanını sorgulayarak, bu konuda bilgi üretiminin yapılmasını sağlar. Bir yandan da ethik insanı yapıp-eden bir varlık olarak tanımlamasından dolayı ontoloji ile de bağlantılıdır. İşte insanın yapıp-etmelerini özel bir problem alanı olarak araştıracak, bu alanın varlık-nitelikleri ile bu alanı yöneten ilkelerin (değerlerin) varlık-niteliklerini, insanın yapıp-etmelerinin bağımlı ya da bağımsız olduklarını inceleyecek disipline ethik adı verilmektedir. Fakat insanın yapıp-etmelerinde herhangi bir determination (belirleme) eksik olmadığı için, ethik bütün insan eylemlerinin bir bilgisi oluyor; ve bu yüzden de onu çok geniş bir varlık-alanı ilgilendiriyor. Bütün felsefe problemlerinde, gerçekten değerlerle ilgisi olmayan hiçbir insan eylemi yoktur. (3) Değerleri, insanlarla ilişkiler kurarak ve gerçekten yaşayarak gerçek yaşama yansıtabiliriz. Ioanna Kuçuradi’nin dediği gibi: “Değer sistemi, kişiler arası ilişkilerde davranışlara dair geçerli kılınan ve benimsenen değer yargılarıdır.” Değer yargılarımız yaşama bakışımızı, eylemlerimizi dolayısıyla da ahlağımızı oluşturmaktadır. Yine Ioanna Kuçuradi’nin dediği gibi: “ Bir kişiyi ele veren değer yargılar değil, değerlemeleridir; fiilen yaptıkları, ortaya koyduğu ve yaşadıklarıdır.” Ayrıca ethik, ahlağın kaynağını, insan davranışlarının niteliğini, eylemlerin yöneldiği ereğin ne olduğunu, evrensel bir ahlak yasasının olup-olamayacağını, özgürlüğün ne olduğunu v.b sorgulayarak filozofların felsefi sistemleri içerisinde oluşturdukları ahlak öğretilerini de irdeler.
Ahlak, belli bir çevrede ya da toplumda olaylara ya da durumlara karşı nasıl davranacağımızı belirlerken, ethiğin işlevi; insan olmanın ve insanca birarada olabilmenin temel ilkelerini araştırarak, anlamlı ve çoşkulu bir yaşam yolculuğunun bilincini oluşturmaktır.
KAYNAKÇA
1) (Orhan Hançerlioğlu, Felsefe Sözlüğü, İstanbul, Remzi Kitabevi Yayınları, 1982, s.8)
2) ( Orhan Hançerlioğlu, s.8,9)
3) (Takiyettin Mengüşoğlu, Felsefeye Giriş, Remzi Kitabevi Yayınları, 1983, s.273)