(Oyuncu)
Kendimi tek kelime ile tanımlayacak olsam… Merhametliyim.
Şu an yaptığım işi yapmasaydım… Adil duruşmalarda avukat olurdum.
Benim gündemimi en fazla meşgul eden… Çevremle iletişim.
Kayıtsız kalamadığım şey… Birinin bilmediği bir şeyi, ilelebet savunması. Çok tuhaf değil mi? J
En büyük pişmanlığım… Keşke daha az dinleyip, daha çok sussaydım.
En büyük sevincim… Mesleğe ait olduğumu hissettiğim an.
Hayatımın dönüm noktası… Yardımcı oyuncu olarak “Ankara Devlet Tiyatrosu”nda çalışmaya başlamak...
Beni en çok etkileyen yazar… Victor Hugo.
Başucumdaki kitap… Shakespeare – Soneler.
En keyif aldığım müzik… Klasik Türk müziği ve etnik müzik.
En son izlediğim film… Aylâ.
Kendim için son aldığım şey… Defter/kalem.
Dolabımdaki en gereksiz şey… Çok da içten verilmediğini düşündüğüm hediyeler. J
Benim için alınabilecek en güzel hediye… Herhangi bir şairin şiir kitabı ya da Umberto Eco’dan herhangi bir roman…
Kendimle ilgili değiştirmek istediğim şey… Kasıtlı umursamazlık ve hoşgörüsüzlük karşısında en yakınımdaki insandan dahi soğuyor olmam…
Kendimde beğendiğim özellik… İyi ya da kötü, dar zamanda herkese omuz/ kendimden ödün verişim.
Olmasa da olur… Ayinesi iş değil de laf olan…
Olmazsa olmaz… Niyet, enerji! (Spiritüel düşünce ve psikoterapi seanslarından bahsetmiyorum…)
En iyi yaptığım yemek… Maklûbe.
Hayalimdeki dünya… Samimi, uzlaştırıcı, şeffaf…
Aşk benim için… Coşku, yararlı virüs.
Onunla çok tanışmayı isterdim… Leonard Cohen, Goethe.
Görmek istediğim yer… Floransa, Viyana.
Mutlaka yapmak istediğim… Kayt sörf.
Son olarak söylemek istediklerim… Önemsizi önemli kılma…