Ahmet Sönmezler 19 yılın birikimini CD’ye kaydetti; KOYUNBABA

Ahmet Sönmezler 19 yılın birikimini CD’ye kaydetti; KOYUNBABA

 

Simge Çerkezoğlu

Ahmet Sönmezler’le ilgili ben ne yazsam biraz eksik kalacak. Kendisi çok genç bir yardımcı doçent doktor. Müzik yeteneğini sıkı çalışma disiplini ile harmanlayarak bugün gitar virtüözü olarak anılan bir sanatçı…
Geçtiğimiz günlerde çıkardığı ‘Koyunbaba’ isimli albümü ile çok önemli bir başarıya imza atması nedeniyle bir araya geldiğimiz genç sanatçı, kısa zamanda dünya müzik listelerinde de yerini aldı. Bugünlere nasıl geldiğini ise bizimle paylaştı. On dokuz yıllık disiplinli ve özverili çalışmaların ürünü olan ‘Koyunbaba’ albümü mutlaka dinlenmeli…

Çocuk yaştan bu yana müzikle iç içe olan sanatçı Ahmet Sönmezler, üniversite eğitimine de müzikle devam edip bugünlere nasıl geldiğini anlatıyor.
“Hani küçük yaşlarda (büyüyünce ne olmak istiyorsun?) sorusu durmadan sorulur ya, ben bu cevabı ilk önce kendime vermiştim. On iki yaşımdan bu yana gitar çalıyorum. Ortaokul ve lise yıllarında müfredata göre ders alırsınız ve gerek okul için gerekse dışardaki sınavlar için sistemli bir programa girersiniz. İşte benim derslerimin yanında, sistemli bir şekilde çalışmam gereken bir de gitar tutkum vardı. Üniversite eğitimimi de Doğu Akdeniz Üniversitesi Müzik Bölümünde birincilikle tamamladım. Burada çok iyi hocalarla çalışma fırsatım oldu ve iyi bir eğitim aldım.”

AMERİKA DİSİPLİNİ

Üniversite eğitiminin ardından Amerika’da eğitimine devam eden sanatçı, bu sürecin nasıl yaşandığını ve hayatımıza giren insanların bazen nasıl hayatımıza yön verdiğini hatırlatıyor… 
“Eğitime devam etmek için Amerika’yı seçmemin en önemli nedeni üniversitedeki Amerikalı gitar hocam Matt Gould’un sonsuz desteği ve yönlendirmesidir. Hatta beni klasik müziğe ve klasik gitara tabiri caiz ise aşık eden de kendisidir. Hocam Matt Gould Amerikalı olduğu için ve oradaki eğitimin ne kadar kaliteli ve disiplinli olduğunu bizzat bildiği için beni hep Amerika’ya yönlendirmiştir. Ben her zaman çok çalıştım. Kendimi geliştirmek için yılmadan, bıkmadan, usanmadan saatlerce, günlerce, aylarca ve yıllarca çalıştım. Hocam Matt bana hep derdi ki; Ahmet, senin çalışma disiplinin Amerika’ya uygun, sen oraya aitsin. Bu sözleri, beni her zaman çok mutlu etmiştir. Kendisi şimdi Kanada’da yaşıyor. Hocam Matt sadece benim için değil buradaki öğretim üyeliği süresince Ada’daki birçok klasik gitarist için de büyük bir şanstı diyebilirim. Zaman içinde Amerika’yı kendime hedef olarak belirledim. Daha sonra da sınavları kazandım ve Amerika’nın en eski konservatuarı olan dünyaca meşhur Peabody Konservatuarını kazanıp yüksek lisansa devam ettim. Hemen ardından da Arizona Üniversitesi’nin Müzik Okulunda dört tam ortalamayla doktoramı tamamladım. Böylece altı yılımı Amerika’da eğitimle geçirdim.”

“ÜLKEME DAHA YAKIN OLMAK İSTEDİM”

Amerika’ya gidip de bu Ada’ya dönen çok az insan olsa da, o ülkeye dönmeyi seçenlerden… O, kararından henüz pişmanlık duymadığını söylerken, ben de hiç pişman olmamasını ümit ediyorum.
“Eğitim için Amerika’ya giderken bedelli askerliğe de başvurmuştum. Biliyorsunuz bedelli askerlik yaparken ülkeye geldiğinizde doksan günden fazla burada kalmanız mümkün olmuyor. Bu durum başlı başına sizi göçe sürükleyen bir olgu. Biliyorsunuz ki o tarihte gitmek zorundasınız. Her geldiğimde ülkeme ve aileme doyamadan geri dönmek zorunda kaldım. Sanırım bu durum içimdeki hasreti perçinledi ve bir süre sonra kendi kendime dönme kararı verdim. Çünkü ne yaparsanız yapın tek bir yere aitsinizdir. Doktoranın tez aşamasında İstanbul’a yerleştim. Kıbrıs’a daha yakın olmak istedim ve İstanbul’dan Kıbrıs’a daha kolay gidip gelebileceğimi düşündüm. Amerika’da olmak ve orada yaşamak ne kadar güzel olsa da pek de kolay olmuyor. Yalnız yaşadığınız ve çok yoğun çalıştığınız bir eğitim süreci var. Bir süre sonra bu durum insanı bunaltabiliyor. Biz ada insanlarıyız, metropollere pek de alışık değiliz, aile bağlarımız kuvvetli bir yaşam biçimimiz var. Tüm bunlar bir araya gelince bir süre İstanbul’da yaşamaya karar verdim ve orada Özel Hisar Okulları’nda usta gitar öğreticisi olarak dersler verdim. Sonunda da Kıbrıs’a dönüş yaptım kendi topraklarımda, sanatımı yapmaktan çok mutluyum.”

Günümüzden söz açılmışken, Girne Amerikan Üniversitesi’nde devam eden akademik kariyeri ve genç yaşta üstlendiği Müzik Öğretmenliği Bölüm başkanlığını da konuşuyoruz.
“2014 yılının Ekim ayında Girne Amerikan Üniversitesi Müzik Öğretmenliği kurucu bölüm başkanı olarak göreve çağrıldım. Kurucu bölüm başkanı olmak her ne kadar da büyük bir sorumluluk olsa da çok güzel bir duygu. Sıfırdan yarattığınız bir bölüm var. Öğrencilerden ailelerine kadar, hocalarınızdan yönetime kadar en büyük sorumluluk sizde. Müzik ve Sanat hiç de kolay dallar değil. Yatırım ve özveri isteyen, aktif, çok yönlü bir bölüm. Temmuz 2015’de yetenek sınavımız yapıldı. İlk öğrencilerimiz bölüme başladı. Üç ay gibi çok kısa bir zaman zarfında da ilk konserimizi başarıyla gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Hocalarımız çok iyi. Öğrencilerimiz müzik öğretmeni olmak için eğitim alıyor. Farklı ve birçok alanda eğitim görüyorlar. Elbette kendi branşları olan müzik enstrümanını etkin bir biçimde çalabilen, bilgisi ve yeteneği olan, tam donanımlı öğrencilerimiz buradan başarıyla mezun olacaklar. İyi bir sistemi hayata geçirdiğimize inanıyorum ancak her şey bir bütündür, sadece iyi sistemle iyi sonuçlar beklemek mümkün değildir. Yönetimden, eğitimcilere ve öğrencilere kadar hepimize çok iş düşüyor.”

HİKÂYEDEN CD’YE…

Bir araya gelmemizin nedeni dünyada ve Türkiye’de çok ses getiren albümü Koyunbaba… Albümde Carlo Domeniconi, Sergei Rudnev, KonstantinVassiliev gibi ünlü bestecilere Katibim-Üsküdara Gider İken, Uzun İnce Bir Yoldayım gibi eserlere bir gitar virtüözü olarak adeta yeniden hayat veriyor.
“Albüm solo klasik gitar eserlerinden oluşuyor. Elbette ben icracı, yorumcuyum. Yıllarca iyi bir klasik gitar yorumcusu olmak üzere eğitim aldım. CD’de en çok çalmaktan keyif aldığım, yıllarca çaldığım ve bu ilk CD’min içerisinde olmasını istediğim eserlere yer verdim. Hem Türkiye’ye hem Kıbrıs’a hem de dünyaya ulaşacak olan bu CD ile ilgili çok düşündük. Giriş parçasından, çıkış parçasına, arada icra edilen tüm eserlerden albümün ismine ve tasarımına kadar her detayı ayrıntıları ile çok düşündük ve projeyi hayata geçirdik. Daha önce çalınmış eserleri kendi yorumumla yeniden hayata geçirdiğim ve Katibim, Üsküdar’a Gider İken türküsünü kendime ait aranjesiyle oluşturdum.”

KOYUNBABA HİKÂYESİ

Araştırırken fark ediyorum ki, CD’ye isim veren Koyunbaba, sadece Türkiye’de bir bölge isimi değil, ayrıca çok da ünlü bir eser…
“Tabii Koyunbaba çok ünlü bir eser. Türklükle de bağlantısı var. İsminden de belli. Türkiye’de bir bölge. Bir köy. Hikayesi de var. Türkiye’nin güneybatısında yer alan bölgeden etkilenen yabancı besteci Carlo Domeniconi    da Türk kültürünün bağlamasından, nağmelerinden ve makamlarından etkilenerek bu eseri yaratmıştı. Çok güzel aksaklı ritimlerimiz var ve bu eser de onları taşıyor. Zaten Türkiye gibi müthiş bir kültürel zenginliğe sahip olan bir ülkeye giden ve orada yaşayan bir gitarist/bestecinin bu müzikal ve ritmik yapılardan etkilenmemesi düşünülemezdi. Domeniconi’nin Koyunbaba eserinden de etkilenen ve çalmaktan çok keyif alan sanatçılar var. Parça zaten çok özel. Gitarın akordu olduğu gibi değişiyor. Çok farklı. Ben de çaldım ve her çaldığımda da büyük keyif alıyorum. Türkiye’deki şirketim A.K Müzikle birlikte CD’nin isminin ‘Koyunbaba’ olmasına karar verdik ve CD’nin tüm görsel tasarımını ona göre hazırladık.”

Koyunbaba CD’si ile dünya müzik listelerinde yer alan genç sanatçı elbette ortaya çıkardığı bu çalışma ile tüm övgüleri hak ediyor. Duygularını bizimle paylaşıyor.
“Doğruyu söylemek gerekirse böyle bir sonuç beklemiyordum. Elbette insan yaptığı albümün özel olduğuna inanır ve en güzel olması için çok çalışır, büyük özen gösterir. Koyunbaba albümü on dokuz yılın birikimi. İnsan hep en iyisinin hayalini kurar. Günün sonunda böyle bir sonuç ortaya çıkınca elbette mutlu oldum. Koyunbaba albümünü temin eden ve destek veren herkese teşekkür ederim. Ümit ediyorum ki daha iyi sonuçlar da alırız. Adamız için daha güzel projelerin gerçekleşmesini yürekten istiyorum.”

‘KIBRISLI KLASİK GİTAR SANATÇISI’

Politikacılar, siyasetçiler ya da toplumun bir kısmı Sönmezler’in  başarısının çok farkında olmasa da yapılan haberlerle bu başarıyı duyurmayı kendime borç biliyorum… Kendisi kimseden taktir ya da tebrik beklemediğini söylese de ben bu ilgisiz halleri doğrusu içerliyorum.
“Herhangi bir siyasetçi ya da politikacı beni aramadı. Zaten böyle bir beklentim de yok açıkcası. Ancak çok farklı haber kanallarında Türkiye’de pek çok kanalda, sitede albümümün başarısının haberinin yapılması beni son derece mutlu etti ve onurlandırdı. En önemlisi de hep Kıbrıslı klasik gitar sanatçısı olarak anıldım. Bu da beni şahsım adına mutlu ediyor. Ülkemi ve vatanımı en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğim. Bu benim görevim. Sesimizi daha da güzel başarılarla duyuracağız. Kıbrıs artık kendini aştı ve tüm toplum ve sanat camiası olarak yolumuza emin adımlarla hep anlayış, birliktelik, dayanışma ve güven çerçevesinde devam edeceğiz.”

Gitar çalan, daha iyi gitar çalmak isteyen herkese kapısının açık olduğunu da sözlerine ekleyen Sönmezler, Kıbrıslı Türklerin uluslararası platformlarda daha fazla yer alması gerektiği kanısında.   
“Benim kapım herkese açık. Tecrübelerimi ve bilgilerimi her zaman paylaşmaya hazırım. Bugünlere gelinceye kadar uzun bir yol yürüdüm. Tecrübelerimi paylaşmak tabii ki isterim. Uluslararası pek çok müzik platformunda Kıbrıslı Türk olarak yer aldım. Bunun başarılabileceğini deneyimledim. Zaman içinde daha fazla Kıbrıslı Türk’ün bunu yapmasını ümit ediyorum, kendi adıma buna katkı koymak için elimden geleni de yapmaya hazırım.”

Dergiler Haberleri