İçimizdekiler/Ülviye Akın Uysal
Ahmet Sözen (Akademisyen)
Kendimi tek kelime ile tanımlayacak olsam… Arı… Bazen kendimi bal yapmaz arı gibi görüyorum. Ancak dostlarım bana bu konuda katılmıyor. O zaman da diyorum ki “benim balı yemek isteyen yok”- yani, birçok “aydın” gibi ürettiğim fikirlerin gerçek hayata çok fazla katkı koymadığı kaygısını yaşarım
Şu an yaptığım işi yapmasaydım… Gurme bir aşcı olmak isterdim ki onu şu anda amatörce yapıyorum; Kıbrıs uyuşmazlığının hayatımda yarattığı tahribatın terapisi yemek pişirmek benim için:)
Benim gündemimi en fazla meşgul eden… Kıbrıs uyuşmazlığı ve Kıbrıs’ta barışın inşaasına nasıl katkı koyabiliriz.
Kayıtsız kalamadığım şey… Yanlış yapılan her şeye kayıtsız kalamam ve lafımı esirgemem; bu ister trafikte yapılan bir kural ihlali olsun, isterse iş yaşamımda birilerinin torpil yapmaya kalkışması olsun.
En büyük pişmanlığım… Hayatta içimde ukte kalan bir pişmanlığım olmadı. Zorlasanız belki bir yabancı dil – mesela Fransızca – öğrenseydim keşke diyebilirim.
En büyük sevincim… Kızım İdil.
Hayatımın dönüm noktası… Valla hayatımı radikal şekilde değiştirecek bir dönüm noktası daha karşıma çıkmadı Belki ilerde...
Beni en çok etkileyen yazar… Sanırım uzun yıllar önce okuduğum İnce Memed’in yazarı Yaşar Kemal ve bir çok öyküsünü okuduğum Orhan Kemal.
Başucumdaki kitap… Genelde siyasi içerikli kitaplar olur; şu anda yeni başladığım Bahar Başer’in “Diasporada Türk-Kürt Sorunu” isimli kitap.
En keyif aldığım müzik… Genelde Türk Sanat Müziği; fakat başka ortamlarda Blues veya Reggae de bana büyük keyif verir.
En son izlediğim film… Galiba “American Hustle”.
Kendim için son aldığım şey… Radikal bir indirime giren Nesspresso kahve makinası :)
Dolabımdaki en gereksiz şey… Genelde gömleklerim Gömlek ve tabii doğal olarak kravatları pek kullanmıyorum. Bazen takım elbise veya ceket giysem de altından genelde siyah t-shirt’ü tercih ediyorum.
Benim için alınabilecek en güzel hediye… Bilmem. Benim için materyal şeylerin fazla önemi yok. Sevdiklerimle beraber bir yemek yemek benim için her şeyden daha güzel. Fakat ille de zorlayacak olursam, benim için alınabilecek en güzel hediye güzel bir şarap ve beraberinde güzel bir muhabbet.
Kendimle ilgili değiştirmek istediğim şey… Çok tez canlıyım; bir şey yapılacaksa, yapana kadar rahat etmem. Bu da tabi bazan bende stres yaratır. Keşke bu huyumu biraz törpüleyebilsem, en azından stres kısmını…
Kendimde beğendiğim özellik… Oldukça dirayetliyim. Bir işi üstlenirsem o işi sonlandırırım, bir işi kesinlikle yarıda bırakmam.
Olmasa da olur… Şiddet ve savaşlar.
Olmazsa olmaz… Hoşgörü.
En iyi yaptığım yemek… Deniz ürünü yemekleri ve biftek.
Hayalimdeki dünya… Çok ütopik gelebilir ama şiddet ve savaşların olmadığı, insanların dini, etnik ve ırksal kimliklerinden dolayı ayrımcılığa tabi tutulmadıkları bir dünya…
Aşk benim için… Hayatı sevmek ve hayatın bize sunduğu bir çok şeyden haz almaktır. Bu sırasında bir insana duyulan sevgi olur, sırasında çocuğunuzu kucaklamaktır, başka bir zaman çok sevdiğiniz dostlarınızla beraber güzel bir yemek yiyip sohbet etmektir…
Onunla çok tanışmayı isterdim… Doksanbeş yüz sene önceki Mustafa Kemal’le tanışıp Türkiye Cumhuriyet’ini kurma projesi ile ilgili siyasi tartışmaları beraber yapmak isterdim.
Görmek istediğim yer… Uzak Doğu’yu görmedim. Uygun bir zamanımda oraları görmek isterim.
Mutlaka yapmak istediğim… Ölene kadar bugün yaptığım işleri, özellikle de kendi küçük çapımda gerek Kıbrıs’ta gerekse dünyanın başka yerlerinde barışın inşaasına karınca kararınca katkı koymak – ta ki Johan Galtung’un tarif ettiği positif barışa ulaşana kadar da hiç durmamak.
Son olarak söylemek istediklerim… Sonuna kadar arı gibi üretmeye devam…
*Ahmet Sözen fotoğraf Alain Pitton