Fehime ALASYA
Ahşaba hayat vererek, geçmişten günümüze köprü kuran Burhan Ltd. var oluş hikâyesiyle adres kıbrıs dergisinde…
Baba Burhan Soykut tarafından 1979 yılında kurulan ve kurulduğu ilk yıllarda elektronik eşya satışı yapan Burhan Ltd., 1989 yılında Burhan Soykut’un oğlu Cenk Soykut’un babasının yanında çalışmaya başlaması ile yavaş yavaş mobilya sektörüne girmiş. O yıllarda kapsamlı bir mobilya mağazası olmayan Burhan Ltd., hazır mobilya satışı ile sektöre giriş yapmış. Elektronik eşya satışından hazır mobilyaya, hazır mobilyadan üretime dönen Burhan Ltd. macerasını Cenk Soykut, adres kıbrıs okuyucuları için anlatıyor:
“Burası 1979 yılında babam tarafından kurulan ve elektrikli eşya satan bir şirketti. Benim de işin içine girmemle, 1989 yılında hafif mobilya dediğimiz, ayna, lamba, çerçeve, komedin gibi ufak eşyalarla bu sektöre girmeye başladım. Annem ve babam da yavaş yavaş emekli olacakları modundaydı. 90'lı yıllarda ise ufak tefek tamiratlar ve döşemeler için yavaşça atölye kısmına girilmeye başlandı. Bilinçsiz geri dönüşüm eşyaları kullanıyorduk. Kapsamlı bir mobilya mağazası değildik, çıkan eksikliklerimizi de kendi küçük el aletleriyle tamamlıyor, eksiklerimizi gideriyorduk. 1995 yılında Girne’de mobilya mağazası açtık. O yıllara kadar hazır mobilya mağazası da yoktu...”
“TEK ÇATI ALTINDA ÇALIŞIYORUZ”
Zaman geçtikçe sattığı ürünlerin tamirat ve tadilatını da üstelenen Soykut, toplum dilinde yaygın bazı batıl inançlara atıfta bulunarak, nasıl atölye işine de giriştiklerinin hikâyesini anlatıyor;
“Hazır mobilya satışımız ve benim sürekli onlarla uğraşmam, verdiğim sözleri, elimde olamayan nedenlerden ötürü zamanında yerine getirememem beni atölye açma konusunda adeta mecbur kılmıştı. Marangozlar sözlerini tutamama konusunda meşhurmuş, ben de bir anda böyle oldum. Çarşamba diyordum ama hangi çarşamba... Bir anda sözümü tutamaz duruma gelmiştim. Ben müşteri ile firma arasında aracıydım, büyük bir atölyem yoktu. Annem dikiş öğretmeniydi ve bu meslekten emekliydi, onun da avantajı ile dikiş atölyesini kurup geliştirdik. İlk atölyemizi de bir makinist garajında kurduk. Bir anda değişik yerlerde altı tane değişik iş yerim olmuştu, bir atölyeden diğerine, oradan müşteriye, müşteriyle depoya, depodan dikiş atölyesine derken, hayatım yollarda geçiyordu. Bunlar da verimsizliği ortaya çıkardı, benim için vakit kaybı idi. Tek çatı altında üretim ve daha yakından takip için kolları sıvadım. Buraya sanayi bölgesine atölyemizi kurduk, akabinde de dikiş atölyesi ve depo, ardından ürünlerimizi sergilediğimiz mağazayı yarattık. Tek çatı altında çalışıyoruz. Demir atölyesi, iskelet atölyesi, marangozhane, restore için finiş atölyesi, dikiş atölyesi ve sergileme alanımız hepsi bir aradadır.”
“ARKANDA SÜREKLİ BİRİLERİNİN OLDUĞUNU BİLMEK ÇOK GÜZEL…”
Burhan Ltd.’in bu günlere gelmesinde bir aile şirketi olmanın çok büyük katkısı bulunduğuna dikkat çeken Soykut, “Ailemin de desteği ile o yıldan bu günlere geldik... Kız kardeşim Dilek Kırmızı, banka memuruydu, çok çalışkan ve becerikliydi, benim zorumla işinden ayrıldı, birlikte çalıştık. Aile şirketi olmanın en büyük dezavantajı hiçbir zaman işin bitmeyişidir. Diğer yandan da arkanda sürekli birilerinin olduğunu bilmek çok güzel… Herkes işin olup bitmesi için üstün çaba sarf ediyor, dolayısıyla işler bitmiyor” diyerek aile şirketi olmanın zorlukları ve güzelliklerine değiniyor.
“HER BİR PROJE KENDİ BAŞINA AYRI BİR KONU VE FELSEFE GÜDER OLDU”
Üretimlerini anlatan Soykut, “Tasarımlarımız çeşitlendi ve gelişti. Her bir proje kendi başına ayrı bir konu ve felsefe güder oldu. Eski bir Kıbrıs evidir ve içi modern olacak veya dönüşüm ile hayat bulacak veya modernize olacak... Her eski eşyaya antika diyemeyiz. Antika olmayanların yeniden üretimlerini yapıyoruz. Antika olanları da reproductin olarak sergileyebilirsiniz. Resaykıl, önceden yapılmış eşya materyalini değerlendiriyorsunuz. Örneğin dolabı alıp parça parça kesip komodin yapıyorsunuz. O materyali değerlendirip başka ürün yapıyorsunuz. Reprodactin, eski bir dolabın tam aynısını farklı malzeme ile yaparsınız. Restore, var olan bir dolabı tamir edip kullanmaktır”
“GENÇ NESİL PİYASAYA GİRDİ, ALICILARIMIZ ARTTI”
Üretimlerindeki oranın değişken olduğuna değinen Soykut, müşteri kitlesindeki en büyük alıcılarının genç nesil olduğunu belirterek şunları kaydetti;
“Üretimimiz mevsimlere göre değişkendir. Pazar kaygınız olursa daha ucuz ve kalitesiz üretime yönelebiliyorsunuz, bu yüzden bizler bu kaygıdan uzak üretim yapmaya çalışıyoruz. Bu da ekonomik olarak dayanabilme gücü ister. Nisan, Mayıs, Haziran yüksek sezondayız ve kaliteli eleman istiyoruz fakat ölü olan aylarda baygın olan aylarda üretim düşüyor fakat siz yine o kaliteli elemanları tutmak durumunda kalıyorsunuz, bu da bir dayanma gücü gerektiriyor. Ölü dönemde de hızlı üretim yapıp canlı olan döneme hazırlanmak gerekiyor. 2000'lerde %80 müşterimiz yabancıydı, Orams davasından sonra bu kitle yok oldu. Bu arada genç nesil piyasaya girdi, alıcılarımız arttı. Gençlerimiz artık bilinçli ve duyarlıdır. Bu yüzden müşteri kitlemizin büyük oranı genç nesildir. Üretime, doğaya önem veren, kimyasaldan uzak duran genç nesil en büyük alıcımız oldu. İş yerleri de önemli oranda bu alıcılar arasında yer aldı. Çeşitli projeler sayesinde de atölyelerimiz boş kalmamış oluyor. Mesela bir mimarın projesi için bizimle çalışmayı tercih etmesi, kaleminin çizdiğini somut bir ürüne dönüştürüyoruz. Butik otel, ev, rest gibi projeler olabilir. Bu devamlı iş de tüm atölyeye dağılır.
Baba Burhan Soykut, halen daha çocuklarının yanında, gerek atölye, gerek mağaza gerekse muhasebe bölümlerinde küçük küçük uğraşlar veriyor, çocuklarını yalnız bırakmıyor
Dilek Kırmızı da yıllardır atölyede özenle çalışıyor.
Dilek Kırmızı, baba Burhan Soykut ve Cenk Soykut