Aidiyetin rokkası!

Serhat İncirli

Aidiyet!
Bir toprağa bağlı olmaktır aidiyet!
Ve o bağlılığa yürekten sahip çıkmaktır!

-*-*-

Mesela Gaziveren, Lefke, Yeşilırmak...
Çocukluk yıllarım...
Bu yerlerin ismini duyduğumda heyecanlanırım...

-*-*-

Mesela Gaziveren İlkokulu, Lefke Gazi Lisesi, Kurtuluş İlkokulu ve Kurtuluş Lisesi...
Bu okulların başarısıyla hala gurur duyarım... 

-*-*-

Mesela Omorfo!
Olduğu gibi tüm bölge!
Nefesimdir...

-*-*-

Mesela Girne Limanı... 
Mesela Ankara Gazi Üniversitesi...
Yaşadım, okudum... 
İsimleri bana dinçlik verir...

-*-*-

Mesela Gülseren Eğitim Taburu, Gemikonağı 4’üncü Tabur Karargahı, 3’üncü Bölük Erenköy ve 1’inci Bölük Yedidalga!
Dostluk ve arkadaşlıktır askerlik yıllarım... 
Onur duyarım...
Asker kaçağı sahte milliyetçileri de “kıçımla” selamlarım!

-*-*-

Kıbrıs Gazetesi...
Avrupa – Afrika...
Yenidüzen...
Gündem Kıbrıs, Gıynık...
Kanal T...
Kıbrıs Tv...
Sim Tv...
Arkadaşlarımdır, okullarımdır, ekmek teknelerimdir...

-*-*-

Doğuyorsunuz, büyüyorsunuz, yaşarken çok seviyorsunuz...
Gaziveren Türk Spor Kulübü...
Baf Ülkü Yurdu...
Binatlı...
Voleybol, futbol, basketbol...
Onlarca, yüzlerce arkadaştır...

-*-*-

Evet onlarca, yüzlerce, binlerce okul arkadaşı, çocukluk arkadaşı, asker arkadaşı, kavga arkadaşı...
Aşklar, hayal kırıklıkları...

-*-*-

Bir toprağa aidiyet çok önemlidir...
Mesela “avcılık”, aidiyetin çok ama çok değerli bir sayfasıdır...
Bangya arkadaşlığı denen bir arkadaşlık türü var Kıbrıs’ta...
Belki başka ülkelerde de öyledir...

-*-*-

Balığa gitmek...
Mantar toplamak...
Ayrelli, gonnara toplamak...

-*-*-

Ve düşünün, bu ülkeyi yöneten, en başta Cumhurbaşkanı, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı, Sivil Savunma Teşkilat Başkanı, Merkez Bankası Başkanı, Ankara’dan gönderilen Büyükelçisi ve yine Ankara’dan gönderilen MİT’çileri ya da öteki sivil görevlileri...
Evet Cumhurbaşkanı da dahildir bu gruba...
Bu ülkeyi yönetiyorlar...
Diledikleri gibi...
Ama aidiyet duygusu sıfırdır tümünde...
“Görevlerini yaparlar”, iyi ya da kötü!

-*-*-

Ve bunların yönettiği KKTC adı verilen bu ülkede, örneğin ihaleler sapık bir ruhla organize edilir...
Toplumu kazıklama ve akabinde paylaşım içeren bir ruhtur bu!
Hizmet amacı yoktur!

-*-*-

Naylon poşet kaldırılıyormuş!
Ne güzel, ne doğru dedik!
Ama meğer mesele, “doğru bir şey yapmak”tan öteye, bu konuda kağıt poşet yapacak biri için avantaj ve avanta sağlamakla alakalıymış!
Ben bunun doğru olduğuna inanmıyorum inanmak istemiyorum ama ne yazık ki ortadaki çirkinlik, görüntü bunu işaret ediyor!
Plastik poşet yapan en az 8 fabrika var!
Kapansınlar mı mesela?
Yoksa hangi taraf daha yüksek rüşvet verirse, o taraf mı kazanacak?

-*-*-

24 milyon TL’ye çıkılan ihale aniden 38 milyon TL’ye yükseliyor!
İddialar, iddialar, iddialar!
Bir anda yükseltilen o 14 milyon TL’nin kim ya da kimlere paylaştırıldığı gayet rahat bir şekilde anlatılıyor!

-*-*-

Ve Tahsin isimli açık faşist, ırkçı bir adam çıkıyor diyor ki; “... Türkiye’ye sokulmayanlar, neden sokulmadıkları sorusunu kendi kendilerine sordular mı?”
Adam açıkça tehdit ediyor!
Diyor ki, Türkiye’yi eleştirirseniz, sizi o ülkeye sokmazlar! 
Eleştirmeyeceksiniz!
Hade yahu!

-*-*-

Ve Ersin diye bir başka kişi, bütün bunlara “eşit ve egemen devlet” diyor!

-*-*-

Ben mi?
Bence “rokka!”
Ebemizin, anamızın, sülalemizin ve bu toprağa ait yedi gabilemizin rokkası!


Türkiye’nin Kıbrıs’taki itibar kaybının
aynadaki görüntüsü Ersin Tatar!

Her konuda basına açıklamalar yapan Ersin Tatar son bir kaç hafta içerisinde iki kez, iki farklı konuda açıklama yapmadı, müsteşarına yaptırdı!
Birincisi, şehit kabirleri ile ilgili olandı.
Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Başkanı Gürsel Benan, geçti karşısına, esti – yağdı...
Açıkça, “sizden utanıyorum” dedi...
Tatar, Benan’ı, müsteşarının açıklaması ile yalanlamaya çalıştı!
Battı!

-*-*-

İstihdam ettiği 26 kişi ile ilgili resmi belgeyi Meclis’e veren Tatar’ın kendisiydi...
CTP Milletvekili Ürün Solyalı, istihdam edilen 26 kişiyi sorunca, yine kendisi konuşmadı...
Çünkü söyleyecek hiç bir şeyi yoktu!
“Müsteşar yansın, O’na saldırsınlar” diyerek, Okan Donangil’i adeta giyotine gönderdi!

-*-*-

Sevgili Donangil, şehit kabirleri meselesinde olduğu gibi, “doğru değil ama doğrudur” anlamına gelen bir açıklama yaptı...
Tatar bir kez daha battı!
Mustafa Akıncı dönemini suçlamaya çalıştı!
O dönemin Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu çıktı, belgeleriyle “danışman – özel çalışan” meselesine açıklık getirdi!
Tatar bir daha battı!

-*-*-

Türkiye, hala bu adamı o makamda tutmamalı!
Açıkça konuşmak lazım bu konuyu...
“Mümkün değil” mi diyorsunuz!
Olur mu canım, 3 saniyelik iş!
Fuat Oktay, buradaki elemanına, “alın bu zavallıyı aşağıya; artık yeter” dese, Tatar ertesi sabah Yaşar Halim’den hellimli satın alırkenki fotoğrafını paylaşır!

-*-*-

Çünkü Tatar’ın her batışı, Tatar’ın her gafı, ne acıdır ki Türkiye’ye yazılıyor!
Tatar, bu ülkede Türkiye’nin içine düştüğü itibarsızlığın aynasıdır!

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı'nın her yıl yayımladığı Dünyanın En Mutlu Ülkeleri raporunda ilk sırada yine Finlandiya yer aldı. Bu ülke beşinci kez aynı başarıyı üst üste elde ederken, bu yılki “en mutlu ülke” sıralamasında Türkiye geçen yıla göre 8 basamak gerileyerek 112’nci oldu. Danimarka ikinci, İzlanda ise üçüncü en mutlu ülke… KKTC mi? Eşit ve egemen ama liste dışı!