Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Mehmet Altan ve Şahin Alpay kararlarını açıkladı. İhlal kararı veren mahkeme, 21 bin 500 Euro tazminat ödenmesine hükmetti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, FETÖ davasından tutuklu yazar Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkında özgürlük ve güvenlik hakları ihlal edildi kararı verdi. İhlal kararı veren mahkeme, 21 bin 500 Euro tazminat ödenmesine hükmetti.
Mehmet Altan'ın 12 Ocak 2017, Şahin Alpay'ın ise 28 Şubat 2017'de yaptıkları başvurular, AİHM 2. Dairesi'nce 20 Şubat'ta karara bağlandı. Gerekçenin yazımı tamamlanan karar, bugün Mahkemenin internet sitesinde İngilizce ve Fransızca olarak yayımlandı. Davalardan çekilen AİHM'in Türk yargıcı Işıl Karakaş yerine Türkiye'nin ilettiği isim listesinden seçilerek, heyette yer alan Doç. Dr. Ergin Ergül, karara muhalif kaldı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), kapatılan Zaman gazetesi eski yazarlarından Şahin Alpay ve gazeteci-yazar Mehmet Altan'ın başvurularında sekiz şikayetten ikisinde ihlal tespit etti.
AİHM, Altan ve Alpay'ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde (AİHS) güvenceye alınan haklara ilişkin sekiz şikayetinden, Anayasa Mahkemesi'nin de ihlal yönünde karar verdiği 'Özgürlük ve güvenlik hakkı' ile 'İfade özgürlüğü hakkı'nın ihlal edildiğine hükmetti. Strazburg mahkemesi ayrıca Şahin Alpay'ın davalı devletin tutukluluğuna son vermek için gerekli tüm tedbirleri almasına da karar vererek, başvuruculara 21.500'er Euro tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
'AYM HALA ETKİLİ İÇ HUKUK YOLU'
Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yolunu halen etkili bir iç hukuk yolu olarak değerlendiren AİHM, AİHS'in 5/4. maddesinde yer alan 'tutukluluğun yasallığı ve serbest bırakılmak için mahkemeye başvuru hakkı'nın ihlal edildiğine yönelik şikayetleri de Anayasa Mahkemesi'nin iş yükünü göz önünde bulundurarak kabul etmedi.
AİHM 2. Dairesi'nin başvurucuların özgürlük ve güvenlik ile ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine ilişkin kararı bire karşı altı oyla alındı. Karara muhalif kalan Türk yargıç Ergül'ün, AİHM'in yerleşik içtihatları uyarınca iç hukuk yollarının tüketilmemiş olması ve başvuranların mağdur sıfatlarının kalmaması, ayrıca Türkiye'nin olağanüstü hali ilanının akabinde Avrupa Konseyi Genel Sekreterine yaptığı derogasyon (askıya alma beyanı) gerekçeleriyle şikayetlerin reddi gerektiğine ilişkin karşı oyu da mahkeme kararı ekinde yer aldı.