Kıbrıs sorununun bölgesel değişimin ve gelişimin önünde bir engele dönüşmesi çözümün önemini artırmıştır.
CTP için kimliğimiz, kültürümüz ve siyasi varlığımız vazgeçilmez değerler iken siyasal, sosyal ve ekonomik değişim ise varoluşumuzun temel yapı taşlarıdır ve çözüm, toplumsal hedeflerimize bizi ulaştırabilecek önemli bir araçtır. Herhangi bir çözümü değil, vazgeçilmez değerlerimiz ışığında dünyadaki değişimlere adapte olma imkânlarımızı artıracak, siyasi eşitliğe dayalı bir federal çözümü savunuyor olmamız bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Zaman CTP’yi haklı çıkarmıştır. Çok büyük zorluklara rağmen federal çözümün toplumsal varoluşumuz için önemini inatla toplumumuza anlatan ve her türlü baskı, tehdit, manipülasyon ve provokasyona rağmen partimizin pozisyonunu bir milim sapmaksızın savunan tüm CTP’lilere selam olsun. Bugün aramızda olamayan partililerimizin özveri ve emekleriyle yarattığı bir değer yıllar içerisinde tüm toplumumuza mal olmuş ve temel politikaya dönüşmüştür. CTP aynı bilinç ve kararlılıkla federal çözüm politikasını savunmaktadır. Edindiği siyasi kültür ve bilinçle her türlü (yeni) gelişmeyi federal çözüm penceresinden yorumlama becerisine sahip kadrolarla mücadelemizi sürdürmekteyiz.
Gerek AİHM’in son kararını, gerek AP seçimlerini gerekse de ABD Başkan Yardımcısı Biden’in bu hafta ülkemize gerçekleştireceği önemli ziyareti ele alırken dünden bugüne geliştirdiğimiz bilinç ve kararlı duruş çerçevesinde değerlendirmelerde bulunmaktayız.
Yaşanacak gelişmelerin ve yeni durumların bizi federal çözüme ne kadar yaklaştıracağına veya uzaklaştıracağına bakarak bu güncel konulara ilişkin duruşumuzu netleştirmek gibi bir sorumluluğumuz vardır.
AİHM’in aldığı son karar, siyasi çağrışımları bakımından hoş olmamıştır. Bu tespit, AİHM’e veya aldığı kararlara saygısızlık veya devekuşu misali başımızı kuma gömüp hoşlanmadığımız bir kararı görmezden gelme değil tam aksine AİHM ve kararlarının öneminin bilinciyle, müzakerelerin bu aşamasında federal çözüm karşıtlarının toplumsal alanda negatif enerji yayma imkânlarını artırması hasebiyle ve aynı zamanda gerek müzakere masasında gerekse bölgemizde işbirliğinin değil gergin ilişkilerin oluşmasına katkı yapma potansiyeli nedeniyle ortaya konmaktadır.
AP seçimlerine ilişkin (yeni) pratik, Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini gözetmeyen, Kıbrıslı Türkleri toplumsal değil bireysel yaklaşımlar sergilemeye davet eden bir içeriğe sahiptir. Böylesi bir uygulamanın nihai hedefi bize göre federal çözüm değil bireysel haklarla yetineceğimiz üniter devlete dayalı bir çözüm şeklidir. Bu uygulama, Kıbrıslı Türklerin AP’daki iki sandalye hakkını göz ardı etme, unutturma ve pratikte Kıbrıs’ı AP’ta altı Kıbrıslı Rum’un temsil ettiği koşulları olağanlaştırma niyetini mi taşımaktadır? Eğer öyleyse, bunu savunmak, CTP’nin ilkeleri ve temel politikaları ile çelişmek anlamını taşıyacaktır. Bu görüşte olmayıp da ısrarla bu seçimde oy kullanacak olanlar varsa bilmelidirler ki bağlamdan bağımsız olarak değerlendirildiğinde güneyde federal çözüme yatkın bir tabana sahip parti AKEL’dir.
Biden’in ziyaretine gelince! Bu önemli ziyaret bizi kapsamlı çözüme yaklaştırsın. Kapsamlı çözüme ilişkin belirsizliği ve müzakerelerin ağırdan alındığı koşulları ortadan kaldırsın. Biden’in çantasında bizi federal çözüme yaklaştıracak kâğıtlar varsa ve süreçteki tıkanıklığı aşmak adına ortaya konacak önerilerde mütekabiliyet esası gözetilmişse biz bu kâğıtları el üstünde tutacağız.
“Müzakerelerin tez zamanda çözümle taçlandırılmasını, sürecin önünü açmak için iki tarafın eş düzeyde adımlar atmasını önemsediğimizi ve yapılacak her öneriyi illa ki makul karşılamayabileceğimizi”, yani, “biat eden değil vizyonunu ileriye taşımak isteyen bir toplum olduğumuzu” başta ABD olmak üzere tüm taraflara hatırlatmamız bu aşamada hayati önem taşımaktadır. Bu hassasiyeti paylaşmayanlar olamaz mı? Her toplumda biat kültürüne yatkın çevreler elbette olabilir. Bize düşen CTP’nin bakış açısını halkımızla ve dünyayla paylaşmaktır.