AİHM kararlarına veto yetkisi!

Tümay Tuğyan

 


İngiltere’de, Mayıs ayında genel seçim var ve siyaset yavaş yavaş seçime odaklanmaya başladı.

Partilerin enerjileri artık büyük çoğunlukla seçim propaganda çalışmalarına yoğunlaşmakta.

Bir önceki seçimde, İşçi Partisi’nin 13 yıllık iktidarına son veren ve beş yıldır büyük ortak olarak koalisyon hükümetine başkanlık eden Muhafazakar Parti, yeni dönemde iktidarını sürdürebilmek adına her geçen gün halkın karşısına yeni vaatlerle çıkıyor.

Önceki hafta ‘vergi indirimi’ projesiyle artı puan toplamaya çalışan Muhafazakarlar’ın birkaç gün önce ortaya attığı son ‘öneri’ ise hem İngiltere’de ama hem de özellikle Avrupa’da oldukça tartışılacağa benziyor.

Muhafazakarlar, partinin seçim manifestosuna, Parlamento’ya çok önemli bir ‘yetki’ verecek yasal bir düzenleme önerisi koymak niyetinde:

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını veto etme yetkisi!

Öneriyle, AİHM’nin Birleşik Krallık ile ilgili aldığı bir kararın kendileri için ‘bağlayıcı’ olup olmayacağına, parlamentonun karar vermesi hedefleniyor.

Yani AİHM’nin, sadece ‘öneren’ konumuna geriletilmesi...

Söz konusu öneri, Adalet Bakanı Chris Grayling tarafından, ‘Birleşik Krallık’ta İnsan Haklarını Korumak’ başlığıyla yayınlanan sekiz sayfalık bir dosya ile deklare edilmiş durumda.

Partinin savunmasına göre Strasbourg, Avrupa Konseyi üyelerinin kendisine verdiği ‘açık çek’ ile istediği alana istediği müdahaleyi yapıyor ve Adalet Bakanı Grayling, ‘kendi ülkemizi nasıl yöneteceğimiz konusunda AİHM’den akıl almamıza gerek yok’ diyor.

***

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin son dönemde Birleşik Krallığı mahkum ettiği önemli davaların başında, Irak işgali esnasında İngiliz askerlerince öldürülen Irak’lı sivillerle ilgili Al Jedda ve Al Skeini vs UK davası var.

İngiltere’yi, tutukluların oy kullanmasına izin vermediği gerekçesiyle mahkum eden Hirst vs UK ve İngiliz Ordusu’nun uyguladığı gözaltı teknikleri nedeniyle AİHS’yi ihlal ettiği gerekçesiyle aleyhte hüküm verilen İrlanda vs UK davaları da yakın geçmişin önemli AİHM kararları arasında.

***

Muhafazakar Parti’nin niyeti ilk etapta, AİHM’nin kararlarında temel aldığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden imza çekmek değil.

Birleşik Krallık, söz konusu yasayı geçirse de AİHS’nin tarafı olmaya devam edecek.

Ancak The Guardian’ın yorumu, bu konuda Avrupa Konseyi ile uzlaşılmaması durumunda sözleşmeden imza çekilmesinin de Konsey üzerinde bir tehdit unsuru olarak kullanılacağı yönünde.

***

Muhafazakar Parti’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına yönelik bu girişimi, sivil özgürlükler alanında faaliyet gösteren STÖ’ler tarafından çok büyük tepki almış durumda.

Kısa süre önce görevden alınan eski Başsavcı Dominic Grieve de bu girişime muhalefet eden isimler arasında.

Grieve, bu şekilde İngiltere’nin uluslararası saygınlığının ciddi anlamda zarar göreceği düşüncesinde.

Ancak sanırım en büyük tehlike, insan hakları ihlalleri konusunda ‘vukuat’ dosyası kabarık olup da siyasi gerekçelerle AİHM kararlarını uygulamamak için fırsat kollayan ülkelerin, Birleşik Krallığın bu girişimini bir ‘basamak’ olarak kullanma potansiyeli.