Polisin ‘kayıp’ olarak duyurduğu bazı çocukların belirli aralıklarla evi terk etmesi, gözleri Sosyal Hizmetler'e çevirdi… Aile-çocuk arası çatışmaların son zamanlarda arttığına işaret eden Sosyal Hizmetler Dairesi Aydan Başkurt, sürekli ‘evi terk eden’ çocukların özellikle takibe alındığını, gerekli durumlarda çocukların devlet koruması sağlandığını ifade etti.
Fehime ALASYA
Polis raporlarına son zamanlarda sıklıkla yansıyan ergenlik çağındaki çocuklara ilişkin ‘kayıp’ haberleri, gözleri ülkedeki Sosyal Hizmetler'e çevirdi.
Bu tür olayların kendilerine yansıdığını ve yakın takibe aldıklarını ifade eden Sosyal Hizmetler Dairesi Aydan Başkurt, özellikle basına yansıyan ve sürekli kaybolan çocuklara özel çalışmaları bulunduğunu kaydetti.
Bu çocukların, aileleri ile birlikte, okul öğretmeni ve bazı dıştan destekçiler ile takibe alındığını anlatan Başkurt, gerekli durumda çocukları koruma altına alabildiklerini de söyledi.
Sosyal Hizmetler Dairesi Aydan Başkurt: “Çocuklar daha çok aile yanında iken, aileyi destekliyoruz. Ergenle ilgili de destek vererek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ciddi risk olursa çocuk devlet koruması altına alınıyor. Aile-ergen çatışmaları son zamanda karşılaştığımız en büyük sıkıntı…”
Genel tespit: ‘Aile-ergen çatışması, kuşak çatışması’
Çocuklara ve aileye ihtiyaç doğrultusunda destek verdiklerini ifade eden Başkurt, evden kaçan çocuklarla ilgili genel tespitlerinin ‘aile-ergen çatışması, kuşak çatışması’ olduğunu dile getirdi.
Başkurt, “Özellikle sürekli kaybolan iki kız kardeş ve bir kız çocuğu özelinde de yakın çalışıyoruz. Yakın takibimizdedirler. Her konuda onları takibimize alıyoruz.
Sürekli aile-çocuk-okul ile iletişim içindeyiz. Eğer çocuğun psikolojik desteğe ihtiyacı varsa bunların da takibini yapıyoruz.
Gerektiği anda koruma altına da alabiliyoruz. Aile içinde tespit edilen riskler varsa korumamıza alıyoruz. Kurumlar arası işbirliğiyle de sürekli yakın takipteyiz.” dedi.
“Koruma altına alınacaksa risk faktörüne göre değerlendiriliyoruz”
Sürecin nasıl işlediğini anlatan Başkurt, şöyle devam etti:
“Bu olaylar bilgimize geldiğinde çalışma, takip başlatılır.
Koruma altına alınmayı, risk faktörüne göre değerlendiriliyoruz. Ailenin de bilinçlendirilmesi ve güçlendirilmesi gerekirse çocuğu alıyoruz, aileyi bilinçlendiriyoruz. Çatışma, risk faktörleri ortadan kalkarsa o zaman ergen aileye geri veriliyor. Evde iken de takibine devam ediliyor.”
“Aile-ergen çatışmaları en büyük sıkıntı…”
Ciddi riskler olması durumunda çocukların devlet koruması altına alındığının altını çizen Başkurt, ailedeki kuşak çatışmasına dikkat çekti. Bunun aile-ergen çatışmalarını yaratan başlıca etken olduğunu ifade den Başkurt, son zamanlarda da artış gösterdiğini belirtti.
Başkurt, “Çocuklar daha çok aile yanında iken, aileyi desteklendirerek, ergenle ilgili de destek vererek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ciddi risk olursa çocuk devlet koruması altına alınıyor.” dedi.
“Güvenebilinirlik ve bilinç arttıkça sıkıntılar daha çok yansımaya başladı”
Aile ve çocuklar arasındaki kuşak çatışmasının son dönemde arttığını ifade eden Başkurt, toplumdaki bilincin de giderek yükseldiğini belirtti. “En ufak bir sorun bize hemen ihbar ediliyor.” diyen Başkurt, kurumlara olan güvenin arttığını, bu nedenle şikâyetlerin de daha çok gün yüzüne çıktığını anlattı.
Başkurt, şöyle devam etti:
“Zaman zaman okullardan, çevreden bize gelen kuşak çatışmaları oluyor, çalışmalar yapıyoruz. Uzman arkadaşlarımız çalışıyor. Her dönem kuşak çatışması var ama son zamanlarda bu arttı. Toplumdaki bilinç de arttı. En ufak bir sorun bize hemen ihbar ediliyor.
Toplumda farkındalık oluştu, kurumlara olan güven de arttı. Bu yüzden artık sıkıntılar ihbar ediliyor, gün yüzüne çıkıyor.
Artık birçok çocuk-yaşlı-kadın-engelli konularına el uzatıyoruz ve toplum da bilinçli hale geldi. Mevcut imkânlar çerçevesinde en iyisini yapmaya çalışıyoruz.
Kuruma olan güvenebilinirlik arttı. Bu arttıkça bize de sıkıntılar daha çok yansımaya başladı.”