CTP-BG Genel Sekreteri Asım Akansoy, CTP-BG parti Meclisi’nin dün akşam gerçekleştirdiği toplantıda hakkında ret kararı aldığı kıta sahanlığı sınırlandırma anlaşması olmak üzere gündemde ön plana çıkan konuları değerlendirdi…
Akansoy: Hükümet Kıbrıs sorunu ve dış politikayı Türkiye’ye havale etti
Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Sekreteri Asım Akansoy, hükümetin gerek dış politika gerekse Kıbrıs konusunu Türkiye’ye havale ederek edilgen bir politika sürdürdüğünü kaydederek, Kıbrıs Türk halkının iradesinin yok sayılmasına kesinlikle karşı olduklarını vurguladı.
Akansoy bugün Kanal Sim’de yayınlanan Öğlen Postası adlı programda Baykan Özdağ’ın sorularını yanıtladı.
Öncelikle CTP-BG Parti Meclisi’nin dün akşam oy birliğiyle aldığı Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması konusunda oy birliğiyle aldığı kararla ilgili bilgi veren Akansoy, anlaşmayla ilgili içerik, yöntem ve çözüm konusuna olumsuz etkisine yönelik kaygı ve endişeleri olduğunu ifade etti.
“CTP-BG her zaman çözüm konusuna özen vermiş ve atılacak herhangi bir adımın çözüm sürecine zarar vermemesi gerektiği üzerinde hassasiyetle duran bir partidir. PM kararı da bu yönde değerlendirilmelidir. Dünkü toplantıda Çok net bir şekilde hem tavrımızı ortaya koyduk, hem de ret gerekçelerimizi madde madde açıkladık” diye konuşan Akansoy, üzerinde durdukları en temel maddenin ise Kıbrıs Türk halkının varlığı, kimliği ve siyasi iradesini gözetmek olduğunu sözlerine ekledi.
Akansoy sözlerini şöyle sürdürdü: “İmza Meclis, Kıbrıslı Türkler By-pass edilerek atılmıştır. Kıbrıslı Türklerin katılmadığı, haklarının korunmadığı, özne olmadığı bir ortamda yapılacak imza asla kabul edilemez. Konu Meclis’e gelmeli, Kıbrıs Türk halkının çıkarları bakımından değerlendirilmeli, siyasi partilerden destek görüş istenmeli; yani tüm dünyada uygulanan demokratik prosedür işlemeliydi. Biz bunu ülke demokrasisine vurulmuş bir darbe olarak görüyoruz. Sayın Eroğlu’nun yetkili olduğu konusunda açıklamaları var ama biz, yetkinin meclis ve hükümette olduğunu vurguluyoruz. Eroğlu’nun bunları atlayıp aldığı kararın arkasından yürümemiz mümkün olamaz”.
Akansoy, CTP-BG’nin Kıbrıs Türk halının varlığına dönük her türlü gasp ve müdahaleyi reddedeceğini de kaydederek, “Bu konuda asla geri adım atmayacağız” dedi.
Akansoy, CTP’nin ısrarla konunun altını çizmesine karşın Türk tarafının 2000 yılından beri Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de petrol aramaya yönelik çalışmalarını göz ardı ettiğini kaydederek, “Bir edilgenlik söz konusu. Hükümet, dış politikayı Türkiye’ye havale etmiş görüntüsünde. Türkiye ise başka önceliklerle ilgilendiğinden bu konuyu gündemine almadı. Dolaysıyla zamanında adım atmamak; konuyu masaya getirip Hristofias’ı sıkıştırmamakla Kıbrıs Türk tarafı ofsayt durumuna dürüldü” dedi. Akansoy, dış konular ve Kıbrıs sorununun Türkiye’ye havale edilmesinin UBP’nin bir geleneği haline geldiğinin de altını çizdi.
Bu yaklaşımın yanlış olduğunu ifade eden Akansoy, konuların Türkiye ile istişare edilebileceğini ancak önce kendi kurumlarımızın çalıştırılıp etkinleştirilmesi gerektiğinin vurguladı ve ancak ondan sonra bunların paylaşılabileceğini kaydetti. Akansoy, görevde bulunduğu sürece benzer durumlarda Hristofias’ı geri adım atmaya ikna eden 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın izlediği yöntem izlenmiş olsaydı, bugün gelinen noktaya gelinmemiş olacağını da sözlerine ekledi. Akansoy, “oysa biz şimdi sorunu önümüzde bulduk ve ses kalabalığı içinde yolumuzu bulmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Akansoy, konunun tartışılmaya devam edileceğini, bunu sadece Kuzey Kıbrıs değil, Türkiye ve uluslar arası medya gündemine de getireceklerini vurgulayarak bu yöndeki çalışmaları sürdüreceklerini belirtti.
Güney Kıbrıs’ın 2000’li yılların başından beri petrol ve doğal gaz arama konusunda son derece profesyonel bir şekilde ve kendi çıkarlarını koruyacak doğrultuda ilerlediğine işaret eden CTP-BG Genel Sekreteri Asım Akansoy, “oysa bizler dünyanın kabul etmediği ve diplomasi açısından hoş olmayan bir söylemle bu sürece dahi olduk” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun söz konusu anlaşmayı imzalama yetkisi olup olmadığına yönelik bir soruya verdiği yanıtta ise Akansoy, Anayasa’nın uluslararası anlaşma yapma yetkisini Meclis’e verdiğini anımsatarak Eroğlu’nun kullandığını ileri sürdüğü yetkinin yasal olmadığını vurguladı. Akansoy, “Yetkili olsaydı bile canı çektiği zaman gidip bir yerde uluslar arası anlaşma imzalayıp kendi başına ülke kaderini belirleyemez. Demokrasi bilinci ve kültürü bunu gerektirir” dedi.
Akansoy, petrol konusunun New York’taki zirvede gündeme gelip gelmeyeceği sorusuna ise, sürecin geçmiş odlunu ve zirve gündeminin Kıbrıs konusu olarak saptanmış olduğunu hatırlattı ve “bu vakitten sonra bu konu 3’lü görüşme bağlamına zor girer. Zaten BM gündemine getirmekten öte önce Hristofias’ın ikna edilmesi gerekirdi. Dolaysıyla konuya ilgili süreç tamamlandı ve New York’ta gündeme gelmez” dedi.
ÜLKEDE KAOS YAŞANIYOR
Programda ülkedeki iç sorunlarla ilgili soruları da yanıtlayan CTP-BG Genel Sekreteri, ülkenin şu anda yönetilemediğini, ortada büyük bir boşluk ve kaos olduğunu söyledi. Hükümet içerisinde birlik olmadığı gibi Hükümet-Cumhurbaşkanı çatışmasının da su yüzüne çıktığına işaret eden Akansoy, sözlerini, “Uygulanan ekonomik protokolün başarısızlığı bu tartışmadan anlaşılabilir. Başarısızlığı kimin üzerine yıkacaklarının kavgasını yapıyorlar. Onlar bir mevzi kavgası yapıyorlar ama ülke sorunları sürüyor. Bizim Kıbrıs Türk toplumu olarak gidişata dur dememiz lazım ve durduracağız başka şansımız yo” şeklinde sürdürdü.
Akansoy, daha etkin muhalefet yapmaları yönünde vatandaşlardan gelen eleştirilerin onları mutlu ettiğini, bu eleştirinin vatandaşların CTP-BG’ye değer verdiğini gösterdiğini kaydederek, “Bizler de boşluk bırakmamaya çalışıyoruz. Sendikalarla çalışmalarımız sürerken barışa yönelik çabalarımız, güneydeki siyasi partilerle ilişkilerimiz sürüyor. Daha da yoğun olması ile ilgili istekleri saygıyla karşılıyor ve çalışmalarımıza bu doğrultuda daha da ivme kazandırıyoruz” dedi.
Partinin ekonomik programa yönelik yoğun bir çalışma sürdürdüğüne de işaret eden Akansoy, “Bunun nasıl bir program olacağını çalışmalarımızda tüm detaylarıyla ortaya koyuyoruz. Ortaya çıkacak ekonomik program toplumun bütün kesimlerine adaleti gözetecek. Sadece kamu kesiminin elini taşın altına sokmasıyla ekonomi düze çıkmaz. Toplum olarak, bir bütün olarak sorumluluğu paylaşarak sorunları aşacağız. Yarattığımız program bizim, Kıbrıs Türk halkının programı olacak, dolaysıyla taşıyamayacakları bir yük olmayacak.”
Akansoy sözlerini şöyle sürdürdü:
“Önümüzdeki sürecin, bugünkü kötü durumla, nereye gideceğini tahmin etmek zor; önümüzdeki dönemde ülkenin yaşanabilir kılınmasına yönelik ekonomik siyasi tedbir alınmalı. Bir ülkede siyasi irade yok sayılıyorsa o ülkede yaşama şansı ortadan kalkar. Göçü durdurmak istiyorsak, biz varız diyorsak, çocuklarımızı bu topraklarda büyütmek istiyorsak birbirimize sahip çıkmamız lazım. Bir kesimin kaybedip bir kesimin kazanmasıyla düze çıkmamız söz konusu olamaz”.
Konuşmasının sonunda yarın akşam Kıbrıs Türk ve Rum siyasi partileri ve sivil toplum örgütleri tarafından güney Lefkoşa’da düzenlenen “Barış ve Yeniden Birleşme Festivali’ne” de değinen CTP-BG Genel Sekreteri Asım Akansoy, barışa gönül veren herkesi yarın akşam Güney Lefkoşa’daki Eleftheria meydanına çağırdı.