CTP Genel Sekreteri Akansoy, partinin 41. Yıl Resepsiyonu'nda vurguladı:
"DEMOKRASİ, SİVİLLEŞME İNADI RUHUMUZA İŞLEDİ"
Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Sekreteri Asım Akansoy, "Sivilleşme, demokrasi ve özgürlük inadının tüm partililerin ruhuna işlediğini" söyledi.
Akansoy, partinin 41. Kuruluş Yılı Resepsiyonu'nda yaptığı konuşmada, en önemli meydan okumalarının, yıllarca, devlet terörüne rağmen göç etmeden bu topraklarda direnmek olduğunu belirterek, " Bu hareketin insanları dışlansa da, yok edilmeye çalışılsa da, kenetlenerek, birlikte ayakta durarak bugünlere geldi" diye konuştu.
CTP VE CTP'LİLER HİÇBİR ZAMAN YILMADI
Akansoy'un konuşmasında şunları dedi:
“Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin cesur, deneyimli ve dinamik kadroları, üyeleri ve sempatizanları... Ne zor günlerden geçtik hep birlikte. Ne badireler atlattık da bugünlere geldik. Siyasi görüşlerimizden dolayı işsiz bırakıldık, sürüldük, ve yıllarca hüküm süren faşizan baskı koşullarında bu ülkede demokrasi ve barış mücadelesini yoktan var ettik.
Bu halkın referandum hakkının gasp edildiği günler gördük biz bu memlekette... Elye'de yapılan temsili referanduma bile copla müdahale ettiler... Ben Elye'de, katledilen demokrasinin üzerine yağan yağmuru unutmadım arkadaşlar...
Ne diktatörler gördü bu halk, kin ve nefret kusan.
"Ne siz ne de çocuklarınız iş bulamayacaksınız!" dediler.
"Rumcusunuz vatan hainisiniz!" dediler... Ve günün sonunda hep haksız çıktılar... ama özür bile dilemediler.
CTP ve CTP'liler hiçbir zaman yılmadı.
Nazım Hikmet, “sen yanmazsan, ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” demişti ya.
Bu ülkede CTP ve CTP'liler; demokrasi ve barış kavgasında her zaman önce yandı, en önde yanmaya gönüllü oldu.
Demokrasi, özgürlük ve barış kavgasının bedelini her zaman ve her yerde en çok CTP ve CTP'liler ödedi.
30 yıllık UBP iktidarları döneminde işsiz kalan bir CTP'li, kendi partisi hükümete geldiğinde herhangi bir ayrıcalık beklemedi.
CTP muhalefette de adaleti savundu, iktidara da adalet için geldi.
Sokakta CTP'liyim demenin büyük cesaret istediği günler gördü bu parti ve bu partinin cefakar kadroları...”
EN BÜYÜK MEYDAN OKUMA
“En büyük meydan okuma, devlet terörüne rağmen, göç etmeden bu topraklarda direnmekti.
Tırnaklarımızla bugünlere geldik sevgili arkadaşlar. Bu hareketin mensupları ganimetle beslenmedi, kıyak emekliliklerle desteklenmedi. En büyük zenginliğimiz sokağa çıktığımızda halktan aldığımız bir samimi selam ve ısmarlanan sade bir sabah kahvesiydi.
Bu hareketin insanları dışlansa da, yok edilmeye çalışılsa da, kenetlenerek, birlikte ayakta durarak bugünlere geldi....
Bugün Türkiye'de AK Parti iktidarı Ergenekon terör örgütüyle hesaplaşmaktadır. Darbeci generaller yargılanmakta, Ergenekon çetesinin faili meçhul cinayetleri, ve diğer marifetleri çorap söküğü gibi ortaya çıkarılmaktadır. Ergenekon çetesinin neredeyse tüm yazışmalarında Kıbrıs birinci gündem olarak yer almasına rağmen, Kıbrıs'ta şu ana kadar Ergenekon terör örgütü adına elle tutulur herhangi bir soruşturma yapılmamıştır...
Peki Kıbrıs'ta Ergenekon yok mudur?
Ergenekon’la kavga yok mudur?
Olmaz olur mu.
CTP Kıbrıs'ta Ergenekon’la kavga ederken, AK Parti henüz daha kurulmamıştı bile...Peki aradaki fark nedir? Türkiye'deki AK Parti- Ergenekon kavgasında, devletin tüm gücü ve olanakları AK Parti'nin elindeyken, Kıbrıs'ta CTP- Ergenekon kavgasında devletin bütün gücü ve olanakları Ergenekon'un elindeydi..
CTP bu zor koşullarda bile ayakta kalmış, demokrasi ve sivilleşme kavgasını bugünlere kadar getirebilmiştir.
Ama çok iyi bilinsin ki CTP'nin sivilleşme inadı, demokrasi inadı, özgürlük inadı tüm CTP'lilerin ruhuna işlemiştir...
Bu kararlılığı, ve inadı bu memlekette 60 yıldır bizi yıldıramayan Ergenekon mensupları da çok iyi bilir!”
MİLLİYETÇİLİK KİSVESİYLE
“CTP demek demokrasi demek, CTP demek sivilleşme demek, CTP demek özgürlük demektir.
Efsanevi genel sekreterimiz Naci Talat 1990 yılında sormuştu " Kimdir be bunlar?".
Bize bu soruya cevap vermek düşer:
Bunlar yıllarca milliyetçilik kisvesiyle bu hem Kıbrıslı Türkleri hem de Türkiye'yi sömüren çıkarcılar topluluğudur.
Bunlar hiçbir kelime etmeden susarak iktidara gelip, ülkeyi yangın yerine çevirenlerdir.
Bunlar yıllarca bu ülke insanına zulmeden, ırkçılığı pekiştiren, ayrımcılığı yerleştiren bir grup beceriksizdir.
Bunlar bu ülkede halkı galeyana getirmek için cami bombalayanlardır, bunlar faili meçhul cinayetlerin ilelebet faili meçhul kalmasını isteyenlerdir.
Bunlar bizim kim olduğumuzu ne olduğumuzu çok iyi bilir ve EĞER unuttularsa da yeniden öğreneceklerdir!
Bizi bugünlere emeği ile, özverisi ile, mücadelesi ile, nasırlı elleri, ışıldayan gözleri, inançlı yürekleri ile taşıyan partimizin taş ustaları, sarı garıncaları başta olmak üzere herkesi saygı ile selamlıyorum.”