Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Kıbrıs’ın güneyinde yürürlüğe girmesi beklenen ‘akaryakıt uygulaması’ ile ilgili açıklama yaptı.
Kıbrıs Rum tarafının tutumunu “despotik” olarak niteleyen Burcu’nun açıklaması şu şekilde:
“İki toplum arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve güven ortamının sağlanması her iki tarafın da sorumluluğundadır. Kıbrıs Türk tarafı olarak her zaman bu sorumluluk bilinciyle hareket ettik. Ne var ki aynı olumlu karşılığı maalesef görememekteyiz.
Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) kapsamında karar altına alınan pek çok konunun uygulanmasını engelleyen her zaman GKRY olmuştur. Her iki topluma da büyük yararlar sağlayacağı kesin olan mobil telefonların her iki bölgede engelsiz kullanımı ve elektrik şebekelerinin kalıcı bağlantısı Rum tarafının bu olumsuz tutumu nedeniyle hala uygulamaya konulamamıştır.
Güney’e geçen Kıbrıslı Türklerin zaman zaman saldırıya uğradıkları üzücü ama bilinen bir gerçekliktir. Bu gibi üzücü ve kabul edilemez olayların engellenmesi, faillerinin yakalanması ve mağduriyetlerin giderilmesi yönünde sürekli uyarıcı olduk. Rum tarafı işbirliği ve güven ortamının geliştirilmesine bugüne kadar maalesef duyarlı yaklaşmamıştır. Bu yetmezmiş gibi şimdi de Rum Yönetimi’nin polisiye tedbirlerle Kuzey’den akaryakıt alacak olanları cezalandıracağı kamuoyuna yansımıştır. İki taraf arasındaki ticareti geliştirmeyi öngören Yeşil Hat Tüzüğü’nün etkin kullanımını her zaman bin bir bahaneyle engellemeye çalışan Rum tarafı, alınacağı söylenen bu yeni polisiye tedbirlerle tüketicileri Kuzey’den alışveriş yapmamaları yönünde resmen tehdit etmektedir. Bu kabul edilemez bir durumdur.
Kuzey’de kullanılan Türk Lirası’nın yabancı paralar karşısında değişkenliği söz konusudur. Bu nedenle bizdeki akaryakıt fiyatları zaman zaman Güney’e göre daha ucuz veya daha pahalı olabilmektedir. Güney’deki akaryakıt fiyatları bize göre daha ucuz olduğu zamanlarda Kıbrıs Türk tarafı olarak biz hiçbir zaman Rum tarafının yaptığı gibi polisiye tedbirlerle tüketicilerimizi tehdit altına almadık. Tercihlerinde özgür bıraktık.
Rum tarafının bu geçici durum karşısında sergilediği bu kabul edilemez anlayış ve despotik tutum, iki toplum arasında çok ihtiyaç duyulan iyi ilişkilerin ve güvenin gelişmesine yardımcı olmamaktadır.”