Kıbrıslı Türkler bir kez daha ‘hisa’ dedi.
Dün yeni bir dönemin ilk sayfası açıldı.
Ve uzun süren bir devrin kapısı da son defa kapandı.
Başayan yeni dönemde siyaset yeniden şekillenecek.
Hem iç politikada, hem Kıbrıs sorununda...
Kartlar yeniden dağıtıldı.
Akıncı’nın yüzde 60,5’lik zaferi sadece Kuzey Kıbrıs’taki siyaseti değil, aynı zamanda Güney Kıbrıs’ı ve de Kıbrıs sorunuyla ilgili bütün merkezleri de etkileyecek potansiyele sahip...
Çünkü ‘çözüm güçleri’ yeniden toparlandı ve dünyaya bir kez daha güçlü bir mesaj verdi.
Bu mesaj en az 2004’teki referandumda verilen ‘EVET’ kadar önemlidir.
**
Derviş Eroğlu, siyasi yaşamında çok büyük bir hata yaptı ve ‘son kez’ aday oldu.
Seçilemeyebileceğini kendisi de biliyordu. Yalnız muhaliflerin değil, yıllarca liderliğini yaptığı UBP’lilerin de “Artık yeter” dediğini duyuyor, görüyordu.
Ama dinlemedi, duymazdan geldi ve seçim yarışına girdi.
İlk turda aldığı yüzde 28’lik oy, çok ağır bir hezimetti. Belli etmedi, ama bu sonuç tam bir hayal kırıklığıydı.
Bunca yıl sonra ‘ihanet’e uğramışlığın ağır psikolojik travmasını yaşadı kendi kendine...
Buna rağmen ikinci tura çok asıldı.
Bildik yöntemlerle para, pirinç, bulgur dağıttırdı. İlk turla ikinci tur arasında neredeyse her kapıyı çadı yahut çaldırdı, destek istedi.
Ama sonucu değiştiremedi.
**
Eroğlu ilk turda aldığı 30 bin oya, ancak 13 bin oy ekleyebildi. Oylarını sadece yüzde 30 civarında artırabildi.
Oysa Akıncı ilk turda 29 bin oy almışken ikinci turda iki kattan fazla sıçrama yaptı ve 67 bin oya ulaştı.
Lefkoşa’da ilk turdaki fark daha da açıldı. Girne ve Güzelyurt’tan da Akıncı açık ara önde çıktı.
Akıncı ilk turda zayıf çıktığı Eroğlu’nun ‘ev’i Mağusa’da bile yarışı önde tamamladı.
Eroğlu ilk turda en fazla farkı attığı İskele’de dahi zar zor birinci geldi. O da yüzde 1’den az bir farkla...
Bu sonuçlar halkın ‘değişim’ için her yerde karar verdiğini ve bunu sandığa yansıttığını çok net gösterdi.
Bu sonuçlarda CTP seçmeninin payının büyük olduğunu da bir kenara not etmek gerekiyor.
**
Mustafa Akıncı 28 yaşında LTB Başkanı olmuştu.
Tam 40 yıl sonra, 68 yaşında bu sefer Cumhurbaşkanı seçildi.
Kuşku yok ki Mustafa Akıncı artık ‘çözüm’ün lideridir.
2005 sonrasında Mehmet Ali Talat’ın üstlendiği ve 2010’da kesintiye uğrayan bu önemli misyon şimdi Akıncı’nın omzundadır.
Hem kuzeyde, hem güneyde ‘federal çözüm’ umutları, sandıktan çıkan zeytin dallarıyla yeniden filizlenmiştir.
Aynı zamanda devletin tepesindeki ‘hanedan’, ‘parti iç işlerine karışma’, ‘hükümetin önünü kesme’ gibi alışkanlıkların da son bulmasını istedi seçmen ve bunun için oy verdi.
Akıncı ile başlayan yeni dönem hiç kuşkusuz 26 Nisan öncesine göre çok farklı olacak.
Seçimden çıkan sonucun ‘çözüm’ ve ‘değişim’ isteyen topluma verdiği moral motivasyonun değeri ise gerçekten paha biçilmez...