Akıncı, Kıbrıslı şairlerden dizeler okudu

Akıncı, III. Uluslararası Kıbrıs Türk Edebiyatı ve Edebiyatçıları Sempozyumu’nun açılışında konuştu ve Kıbrıslı şairlerden dizeler okudu.

 Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türk edebiyatının, zorluklarla baş etmesini bilen, kendiyle barışık, üretken ve kültürel derinliğe sahip Kıbrıs Türk toplumunu yansıtan zengin bir kaynak olduğunu kaydetti. Akıncı,  “Her bir destanda, masalda, şiirde, öyküde ve romanda Kıbrıs Türk insanı ve Kıbrıs Türk toplumu vardır” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde bugün başlayan ve 2 gün sürecek III. Uluslararası Kıbrıs Türk Edebiyatı ve Edebiyatçıları Sempozyumu’nun açılışında konuştu ve Kıbrıslı şairlerden dizeler okudu.

 “Dilin önemini en iyi bilen ve en iyi anlatabilecek uzmanların Kıbrıs Türk edebiyatını her yönüyle ele alacakları bu bilimsel etkinlikte sizlerle bir arada olmaktan memnuniyet duyuyorum” diyen Akıncı, şunları kaydetti:

“Bir yandan bütün çağdaşları gibi küreselleşmenin çok kültürlü ve çok dilli yapısına uyum sağlamaya çalışan Kıbrıslı Türkler, diğer yandan kendi dillerinin derinliğini keşfetmeye eskisinden çok daha fazla ilgi duyuyorlar.

Bu ilgi hiç kuşkusuz toplumsal varlığın ihmal edilmesi mümkün olmayan ihtiyacından türemektedir: Bir toplum kendi bağımsız varlığını hissettiği oranda özgün dilini de önemsemeye başlar.

Toplumlar düşünürler, duygulanırlar, icra ederler ve böylelikle hayatı her yönüyle akıtırlar; bu esnada ise hiç durmamacasına söylerler ve yazarlar… Alman filozof Martin Heiddeger’i ‘Dil insanın evidir’ demeye yönelten şey de işte dilin bu toplumsal hayatı kuşatan varlığıdır.”

AKINCI, NAZIM, TEVFİK, BALMAN, DEMİRAĞ, NALDÖVEN VE TÜRKAY’DAN DİZELER OKUDU

Edebiyat tarihine bakmanın bir bakıma toplumsal tarihe bakmak olduğunu da ifade eden Akıncı, Kıbrıslı Türk şairlerden şu kesitleri sundu:

“ ‘Osmanlıyız, Osmanlıyız / Alemde biz pek şanlıyız!’ diyen Kaytazzade Nazım, İngiliz devrine geçişin travmasını Osmanlı’ya özlem duygusuyla anlatırken; ‘Şükür Allah’a ki hep dişleri suni diştir / Yoksa billah kemirir adamı bu hain obur’ diyen Ahmet Tevfik, baskı ortamında yergiyi mizahın içinde yaşatma ustalığını sergiler.

Urkiye Mine Balman’ın ‘Yandım vatan aşkıyla fakat yine yaşarım / Tutuşmuş alev alev yüzüme su veren yok’ dediği yıllarda milliyetçilik bir kuşak özelliği haline gelmişti.

Kızına ‘Bu buz, bu cam, bu beton doğa / Hem isterim hem istemem dokunsun sana / Bu yapay, bu soğuk, bu ölü doğa’ diye seslenen Fikret Demirağ toplumsal kaygıların en usta tercümanlarından birisi olmuştu.

‘Sonra hüznü damıtıp zeytinlerden / Karayağ değirmenlerinde döndürdük’ diyen Filiz Naldöven’de, acı deneyimlerden güçlenerek çıkma kararlılığı gizlidir. ‘Bilmiyorum; yurt, doğa ve aile sevgisini “Gökyüzü masmavi / Hava sımsıcak olsun / Beşparmak dağlarının ötesinden / Güneş evimize annem gibi doğsun’ diyen Osman Türkay’ın dizeleri kadar yalın ama etkili anlatabilecek daha başka kaç cümle kurulabilirdi?”

“HER BİR DESTANDA, MASALDA, ŞİİRDE, ÖYKÜDE, ROMANDA KIBRIS TÜRK İNSANI VARDIR”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türk edebiyatının, zorluklarla baş etmesini bilen, kendiyle barışık, üretken ve kültürel derinliğe sahip Kıbrıs Türk toplumunu yansıtan zengin bir kaynak olduğunu kaydederek,  “Her bir destanda, masalda, şiirde, öyküde ve romanda Kıbrıs Türk insanı ve Kıbrıs Türk toplumu vardır” dedi.

Bu kaynağın geleneksel hale getirdikleri sempozyumda ele alınmasını sağlayan KIBATEK’e teşekkür eden Akıncı,  bu yılki sempozyuma destek sağlayan Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi, Kıbrıs Türk Kültür Derneği ve Kıbrıs Türk Edebiyatı ve Edebiyatçıları Derneği’ne de teşekkürlerini sundu.

“BU ÇALIŞMALAR BÜYÜK KIYMET TAŞIYOR”

Sempozyuma bildirileriyle katkı yapacak bilim insanları ve araştırmacıların çalışmalarının büyük kıymet taşıdığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, sempozyumun verimli geçmesini temenni etti.

 

Haberler Haberleri