Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, Türkiye ile “ana-yavru ilişkisi yerine kardeş ilişkisine geçilmesi gerektiğini” belirterek, Türkiye ile ilişkiler konusunda “karşılıklı saygıya dayalı kişilikli ilişki. Ne çatışmacı ne teslimiyetçi, uzlaşmacı yaklaşım” dedi.
Akıncı, cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde “yaş ve cinsiyet” kategorilerinden yapılan değerlendirmeleri doğru bulmadığını ifade ederek, “Önemli olan yaşın değil, fikirlerin genç olmasıdır. Yaş ve cinsiyet değil, önemli olan fikirlerdir” görüşünü kaydetti.
Mustafa Akıncı’nın basın bürosundan verilen bilgiye göre, bağımsız aday Akıncı dün Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO) çatısı altında kurulan ve profesyonel meslek sahibi gençlerden oluşan Genç Profesyoneller Platformu başkan ve üyeleriyle görüştü.
Sanayi Odasında yer alan görüşmede platform başkanı Deniz Kaymak ve yönetim kurulu üyelerine “Cumhurbaşkanlığı Rotası”nı oluşturan “Dört Boyutlu Siyasetinin” ana başlıklarını özetleyen Akıncı, Genç Profesyonellerden gelen soruları da yanıtladı.
Akıncı, diğer adaylardan farkının “Dört Boyutlu Siyaset” programının olduğunu ifade ederek, diğer adaylarda bu programı gözlemlemediğini kaydetti.
Akıncı, gençlere, Türkiye ile karşılıklı saygıya dayalı kişilikli ilişki, Kıbrıs Türk halkının kurumlarına sahip çıkarak iyi yönetilmesi, Kıbrıs sorunun çözümüne yönelik tetikleyici bir unsur olarak kapalı Maraş’ın BM gözetiminde her iki toplumun yararına açılması, toplumsal konulara duyarlılık ve bağımsız, tarafsız bir cumhurbaşkanı vizyonunun farklarını da anlattı.
Mustafa Akıncı, bir başka soruya verdiği yanıtta da, yaş ve cinsiyet kategorilerinden yapılan değerlendirmeleri doğru bulmadığını ifade ederek, “Önemli olan yaşın değil, fikirlerin genç olmasıdır. Yaş ve cinsiyet değil, önemli olan fikirlerdir. Bu nedenle ‘değişim fikirlerle gelecek’ diyoruz” dedi.
Türkiye ile ilişkiler konusundaki soruya karşılık “karşılıklı saygıya dayalı kişilikli ilişki. Ne çatışmacı ne teslimiyetçi, uzlaşmacı yaklaşım” diyen Akıncı, uzlaşmanın temelinde ise haklara karşılıklı saygı prensibi olduğunu kaydetti.
Akıncı, kurumlara sahip çıkarken iyi yönetmek gerektiğini belirterek, “Eğer liyakat ve beceriye önem vermezsek, sivil yönetime güvensizlik oluşur” dedi. Akıncı bu kapsamda Kamu Hizmetleri Komisyonu'nda çoğulcu ve demokratik bir yapıyı öngördüğünü söyledi.
“Türkiye’nin istediği bir şeyi biz istemezsek ne olacak” sorusu üzerine Akıncı, Cumhurbaşkanlığı görevine gelmesi durumunda gücünü halktan alacağını vurguladı ve Türkiye ile ana-yavru ilişkisi yerine kardeş ilişkisine geçilmesi gerektiğini kaydetti.
Akıncı, “Emekleme dönemimiz fazla uzadı. Artık ayağa kalkmamız gerekiyor. Güç aldığım kaynak halk olacak. Ben çatışma için gelmiyorum halkın gücünün ve inancının lideri ile birlikte olması halinde sorunlar aşılır. Halkın bana vereceği yetki çerçevesinde öncelikle halkımın isteklerinin tercümanı olacağım” diye konuştu.
Akıncı, Kıbrıs sorununun çözümü ve Kıbrıs Türk toplumunun AB’ye girmekten öte önemli olanın AB’de geçerli kural ve normların bir an önce hayata geçirilmesi olduğunu vurgulayarak, şunları ekledi:
“Çocuklarımızı zehirleyen gıdaların soframıza kadar getirilmesine son verebilen, katliama dönüşen trafik kazalarının önünü alabilen, hastanelerde, hatta yasanın yapıldığı yer olan Meclis’te bile sigara içmekten vazgeçebilen bir toplum olmayı başarabilmektir.”
(tak)