Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, Kıbrıs’taki iki toplumdan biri olan ve Avrupa Birliği’nin içerisinde var olmayı hedefleyen Kıbrıs Türk halkının lideri olarak, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell’in Kıbrıs’a gerçekleştirdiği ziyarette, Kıbrıs Türk tarafına zaman ayırmamasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Yazılı açıklama yapan Akıncı, geçmişte, dönemin AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve Yüksek Temsilci Borrell’in selefi Federica Mogherini ile gerek makamında gerekse de yurt dışında birçok kez görüşmelerine ve her fırsatta AB ile var olan ilişkileri geliştirmeyi hedeflediklerini belirtmelerine rağmen Borrell’in Kıbrıs Türk tarafı ile temas etmekten kaçınmasının hayal kırıklığına neden olduğunu belirtti.
Akıncı şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Borrell, Rum tarafında yaptığı açıklamalarda AB’nin diyalog yoluyla çözümler üretmek için oluşturulduğunu ve Doğu Akdeniz’de kötüleşen durumdan çıkış yolu bulabilmek için Rum tarafının kaygılarını Kıbrıs’a gelip dinlemek istediğini kaydetmiştir. Ancak, diyalogdan ve çıkış yolu bulmaya yardımcı olmaktan bahsederken, Kıbrıs’ta diyaloğun asli taraflarından biri olan Kıbrıs Türk tarafının görüş ve önerilerini dinleme zahmetinde bile bulunmamıştır. AB değerleri ile de örtüşmeyen bu davranış kabul edilemez bir yaklaşımdır.
Hidrokarbon konusunda, Kıbrıs Türk tarafının 13 Temmuz 2019 tarihli ortak komite önerisinin Doğu Akdeniz’deki gerilimi azaltmak için diyalogla bir çıkış yolu sunduğunu ve önerimizin hala masada olduğunu hatırlatarak, Kıbrıs Türk tarafını dışlayacak hiçbir adımın sorunların çözümüne yardımcı olmayacağını ve bölgenin barış ve istikrarına katkı sağlamayacağını bir kez daha tüm AB yetkililerinin dikkatine getirmek istiyorum. Doğu Akdeniz’deki gerginliğin giderilmesi hususunda AB samimi olarak olumlu bir rol oynamak istiyorsa, bu coğrafyada dışlayıcı değil kapsayıcı bir diplomasi uygulayarak işbirliği ortamı yaratılmasına katkı koymak zorundadır.”
“GERÇEKLERE VE EKONOMİK AKLA UYGUN DEĞİL”
Akıncı, Doğu Akdeniz’deki enerji denkleminden KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti’ni dışlayarak çözüm üretmeye çalışmanın, bölge gerçeklerine ve aynı zamanda da ekonomik akla uygun olmadığını belirtti.