Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un New York’ta geçtiğimiz pazar günü Kıbrıslı liderlerle bir araya gelmesinin ardından gözler adada bundan sonraki sürece çevrilirken, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, yılsonuna kadar bir çözüme varılması konusundaki istekliliğini yineleyerek “Zaman geç değildir, önümüzdeki üç ayı çok iyi değerlendirip Kıbrıs’ın kaderini değiştirebiliriz” dedi.
Kıbrıs Rum tarafının, Rumlar arasında federal çözüme karşı olanların zafer çığlıklarını çok dikkatli değerlendirmesini isteyen Cumhurbaşkanı Akıncı, 2017’ye ucu açık bir müzakere süreciyle, planlama yapılmadan girilmesi halinde yaşanacakların ancak bir Pirus zaferi (yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanıldığı için anlamsız hale gelen zafer)olabileceğine dikkat çekti.
Adada bir çözüm için konjonktörün uygun olduğunu ve tarihsel bir fırsat bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, bu fırsatı yitirmenin hiç de iyi bir gelişme olmayacağını; ayrılığın daha da kökleşeceğini vurguladı.
Akıncı, New York’a Ban’la görüşmeye gelirken Anastasiadis’le verecekleri mesaj konusunda anlaştıklarını, ancak Anastasiadis’in Ulusal Konsey’in etkisi altında kaldığını ya da ret cephesinin şamatasından çekindiğini ve vardıkları mutabakat konusunda geri adım attığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, New York’taki son gününde TAK muhabirinin sorularını yanıtladı; Kıbrıs sorunuyla ilgili tüm taraflara mesajlar verdi; özellikle çözümsüzlüğü savunanlara uyarılarda bulundu.
New York temaslarını değerlendiren Akıncı, burada BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ile hem baş başa hem de üçlü görüşmede bir araya geldiğini; ayrıca ABD Başkan Yardımcı Joe Biden, Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Müsteşar Feridun Sinirlioğlu ve BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ile görüştüğünü hatırlattı.
Akıncı, bir yandan Ban ile görüşmeleri ve bir yandan da bu temaslarıyla yoğun bir hafta geçirdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, üçlü görüşmede Kıbrıs Türk tarafının beklentilerinin ne ölçüde karşılandığı sorusu üzerine, New York’a mucizeler beklentisiyle gelmediğini Ercan’dayken ifade ettiğini hatırlattı ve “Buraya bir durum değerlendirmesi yapıp bundan sonraki yol haritasını belirlemek için geldik çünkü ortada sıkışık bir takvim olduğu belli. Bu takvim yılsonu itibarıyla bir takvimdir.
BM Genel Sekreteri Ban, yılsonu görevden ayrılıyor ve biz bu genel sekreterden sürece daha aktif katılımını bekliyoruz” dedi.
Akıncı, 2016 sonuna kadar bir çözümün iki tarafın da ortak hedefi olduğunu belirterek, Genel Sekreter’in kişisel takvimine de bakınca yılsonu hedefinin ortaya çıktığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs’ta bir çözümün 2017’ye sarkmasının sakıncalarını yineleyerek bu yılsonuna kadar bir çözüme ulaşmanın herkesin yararına olacağını vurguladı; “Bu bir doğal takvim olarak önümüzde duruyor” diye konuştu.
Yazılı açıklamaya yansımasa da herkesin kafasındaki zaman diliminin de zaten bu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, üç aylık dönemin ara tarihlendirmelerini de yapabilmeyi arzuladıklarını; bunu istediklerini belirtti. Akıncı şöyle devam etti:
“KİLOMETRE TAŞLARI DA KONULABİLSEYDİ ÇOK DAHA İYİ OLACAKTI… KIBRIS TÜRK TARAFI ÇÖZÜM İSTEĞİNİ BM ZEMİNİNDE BİR KEZ DAHA KANITLADI”
“Kilometre taşları da konulabilseydi çok daha iyi olacaktı. Ancak konulmamış olması gerçekleşmeyecek anlamında değildir. Biz bunun gerçekleşmesini istiyoruz çünkü çözüm istiyoruz.
“TAKVİM İSTEMEK İŞİ SONUCA GÖTÜRMEK DEMEK”
Takvim istemek demek, bir işi planlamak ve sonuca götürmek demektir.
Dolayısıyla takvim isteğini bu şekilde ortaya koyan Kıbrıs Türk tarafı, çözüm isteğini de New York’ta BM zemininde bir kez daha en açık ve net şekilde kanıtlamıştır diye düşünüyorum.”
“Bu söylediklerinizden Kıbrıs’ta çözüm için atmosferin, konjonktürün uygun olduğunu düşündüğünüzü anlıyoruz” yorumu üzerine Cumhurbaşkanı Akıncı, şu değerlendirmede bulundu:
“BU KONJONKTÜR BENCE BİR DAHA ZOR ELE GEÇER… TARİHSEL FIRSATI YİTİRMEK HİÇ DE İYİ OLMAYACAK”
“Bu konjonktür bence bir daha zor ele geçecek. Tarihsel bir fırsattan, önemli bir fırsat penceresinden bahsediyoruz. Bunu yitirmek hiç de iyi bir gelişme olmayacaktır. Çünkü bu fırsat kaçarsa, ben, ayrılığın daha da kökleşeceğini görebiliyorum.
Federal çözüm için de bunun son deneme olduğunu düşünüyorum. Bizim yaş kuşağının son çabası olarak değerlendirdiğimi defalarca söyledim. Sadece o değil, federal çözüm arayışlarının da herhalde son denemesidir. Eğer bu olmazsa bir on yıl daha çözümsüz geçecek Kıbrıs’ta ayrılık çok daha kökleşmiş hale gelecek. Bu konjonktürde bu başarıyı elde eder ve Kıbrıs sorununu çözersek Doğu Akdeniz’deki doğal gaz yataklarının işbirliği içinde işletilmesi gündeme gelecek. Uzmanlar bunu net söylüyor. Doğal gazın Türkiye üzerinden pazarlanması en mantıklı, en ucuz ve en kısa yol olduğunu bütün uzmanlar söylüyor.
İsrail ile Türkiye ilişkilerinin daha iyiye gittiğini düşününce, Kıbrıs sorununu da çözdüğümüz zaman bu bölgedeki doğal gazın Türkiye’ye hem Türkiye’nin hem de AB’nin ihtiyacı için gönderileceğini düşündüğümüzde bunun tüm tarafların kazançlı çıkacağı bir formül olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor.”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye’den KKTC’ye gelen suya işaret ederek, bir yandan doğal gaz, bir yandan su konusunda karşılıklı yarar üretecek yeni bir durum yaratılabileceğini kaydetti. Buna kabloyla elektrik konusunun da eklenebileceğini söyleyen Akıncı, İsrail gazının Türkiye üzerinden Yunanistan’a ulaştırılmasının çok daha mantıklı, ucuz ve hızlı olabileceğine dikkat çekti ve Doğu Akdeniz’deki işbirliğinin hem istikrar getireceğini, hem de bölgede yeni dinamikler yaratacağını ifade etti.
Akıncı, Kıbrıs’ta bir çözümün sadece Kıbrıs’ın kendi içinde ve iki toplumun yararına olmakla kalmayacağını, yansımalarının çok daha ötede kendini hissettireceğini; Türk-Yunan ilişkileri, Türkiye-AB ilişkilerine olumlu katkılar sağlayacağını, bölge için çok ihtiyaç duyulan güzel bir örnek yaratılmış olacağını anlattı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, adada bir çözümün Kıbrıs’ın boyutunun çok daha ötesinde olumluluklar içereceğini belirterek, bugünkü konjonktürün buna uygun olduğunu, bu fırsatın kaçırılmamasının da herkes için yararlı olacağını vurguladı.
TOPRAK İÇİN KAMP FORMATINDA TOPLANTI
Akıncı, New York sonrası müzakere sürecinin nasıl olacağı sorusunu yanıtlarken, yılsonuna kadar bir çözüm hedefi için adaya dönünce yoğun bir çalışma süreci ve “Toprak” başlığı için kamp formatında sürekli bir toplantı düzenine geçilmesi gerektiğini söyledi.
Ardından da adadaki taraflar ve garantör ülkelerin de katılımıyla beşli toplantıda güvenlik ve garantilerin sonuçlandırılmasına çalışılmasını istediklerini anlatan Akıncı, bunu yapabilirlerse teknik ayrıntıların daha sonra tamamlanabileceğini, halka, süreci iyice anlayabileceği bir zaman da ayrılacağını kaydetti.
“ABARTILI, SPEKÜLATİF HABERLERLE SÜRECİ ZEHİRLEMEMELİYİZ”
Akıncı, bu yapılamazsa da nedenleriyle halka açıklanacağını ifade ederek “Ancak bu süreci yaşamamız lazım. Kıbrıs’ta Rum basınının abartılı ve spekülatif haberleriyle bu süreci zehirlemememiz, öldürmememiz lazım” diye konuştu.
Akıncı, çözüm isteyen Kıbrıslı Türklerin New York sonrası hayal kırıklığı yaşamasına gerek olmadığını, çünkü New York’ta sürecin bir aşamasının yaşandığını; BM Genel Sekreteri Ban’ın sürece kişisel katkı arzu ve kararlılığını ifade ettiğini; 2016 hedefinin bir kez daha vurgulandığını; uluslararası boyutla da ilgilendiğini ve bunun hem garantörlerin de katılacağı 5’li zirveyi hem de çözümün finansal boyutlarını kapsadığını anlattı.
“AÇIKLAMADA HAYAL KIRIKLIĞI YARATACAK BİR UNSUR YOKTUR”
“Dolayısıyla yapılan açıklamada hayal kırıklığı yaratacak bir unsur yoktur, bizim gördüğümüz eksiklik vardır” diyen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Doğal takvim içinde ara kesitler de isimlendirilebilseydi çok daha iyi olurdu, bizim söylediğimiz budur. Rum tarafında 2004 Annan Planı’ndan kalma takvim fobisi maalesef vardır, bu konuda ne yazık ki rahatsızlıkları var” dedi. Rum tarafının hakemlik karşıtı tutumu da olduğunu belirten Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının “hakemlik” talebi olmadığını açıkladı ve ifadelerin doğru kullanılması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, takvimlendirmenin ise çözüm isteğinin bir göstergesi olduğunu ve bundan çekinmeye gerek olmadığını kaydetti.
Güney Kıbrıs’taki çözüm karşıtı güçlerin tavrıyla ilgili yorumu istenen Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum tarafındaki bazı siyasi güçlerin iki toplumlu, iki kesimli federal çözüme karşı olduğunu belirterek şöyle konuştu:
PİRUS ZAFERİ UYARISI
“Çözüm yönündeki her gelişmeden ürkmeleri ve bazı kaygılara da sevinmeleri hep yaşadığımız durumlardır. Rum basınından gelen haberlerden, arzu ettiğimiz bir takvimlendirme olmamasından dolayı bir zafer algısı ya da söylemi olduğunu anlıyoruz .
Bunu gerçekten anlamakta zorlanıyor insan… Çözüm istemeyen kesimlerin çözümü hızlandıracak bir takvime de karşı oldukları anlaşılır bir şeydir. Onlar Kıbrıs’ta maalesef hiçbir olumluluğu görmek istemiyor. Ancak bu tür zafer edaları hoş değildir. Şu uyarıyı yapmakta da yarar var: Gün gelir bu bir Pirus Zaferi şekline de dönüşebilir ve bunun sonuçlarından da kimse mutlu olmaz. Biz Kıbrıs’ta Sayın Anastasiadis’in de bazen ifade ettiği gibi tüm tarafların kazançlı çıkmasını istiyoruz. En başta iki toplumun… Kazananın ve kaybedenin olacağı değil, iki tarafın da kazanacağı bir çözüm…Anastasiadis de, biz de bunu seslendiriyoruz.
“ZAFER ÇIĞLIKLARINI DİKKATLİ DEĞERLENDİRSİN”
Dolayısıyla Kıbrıs Rum tarafınca federal çözüme karşı olan unsurların bu tür zafer çığlıkları çok dikkatli değerlendirilmelidir. Çünkü 2017 ucu açık ve istediğimiz planlamayı yapamadan, önce yoğunlaştırılmış, sonra üçlüde toprak ve beşlide güvenlik ve garantileri konuşacağımız bir formülasyonu yaratamadan olduğumuz yerde sayarak 2017’ye girersek, bu şamatayı çıkaranlar çok da sevinmesin, bu bir Pirus zaferi anlamına da gelebilir, bugün zafer diye addettikleri…”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, metodolojinin değişmesinden, Kıbrıs’a dönüp birkaç hafta içinde 4 başlıkta kalan konuları bitirip, toprak konusunu harita, yüzdelik ve yer isimleriyle birlikte farklı bir formatta ve sürekli bir düzende konuşmayı; ardından da beşli toplantıya gidilmesini anladıklarını söyledi.
“BAN’A VERİLECEK MESAJ KONUSUNDA ANASTASİADİS GERİ ADIM ATTI”
Bunu bu yıl içinde başarı isteniyorsa yapmak gerektiğini; Rum tarafının da artık bunları seslendirmesini istediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, BM Genel Sekreter Ban’la görüşmeye gelirken Anastasiadis’le “Dönüşte yoğun çalışıp ekim ortalarında 5’liye giden yolu açmak için işaret vereceğiz, eğer o noktaya gelemezsek de bunun teyidini yapmayacağız ama New York’ta Genel Sekreter’e beşli için artık hazırlıklara başlamasının mesajını vereceğiz ” şeklinde anlaştıklarını belirtti.
Ancak Anastasiadis’in Ulusal Konsey’in etkisi altında kaldığını ya da ret cephesinin şamatasından çekindiğini ve vardıkları mutabakat konusunda geri adım attığını belirten Akıncı, “Umarız ki Kıbrıs’ta bu geri adımlara bir son verilir ve çözüm için kararlılıkla yola devam edilir” dedi.
Akıncı, bir başka soruyu yanıtlarken ABD’nin de finansal katkı dahil çözüme katkı için ellerinden geleni yapmak istediğini belirterek “Ancak şu unutulmasın bu BM gözetiminde Kıbrıslıların bir sürecidir. Bunun dışında doğrudan müdahil olacak başka bir ülke yoktur. Garantörler de kendi alanlarıyla ilgili konularda dahil olacaklardır. Ancak dolaylı katkılar olabilir. Amerikan yönetiminin tavrı olumludur, yardımcı olmak istediklerini bizimle yaptıkları görüşmede de söylediler” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, garantilerle ilgili taraflar arasında henüz uzlaşma olmadığını ancak konunun konuşuluyor olmasının bile ileri bir adım olduğunu; bugüne kadarki “noktası virgülü bile değişmez” konumundan çıkıldığını, iki tarafı da memnun edecek bir formül arayışı başladığını vurguladı.
Akıncı, Türkiye ile Yunanistan’ın ilk kez bu konuyu konuştuğunu; Kocias ile Çavuşoğlu’nun önümüzdeki günlerde bu konuyu yine görüşeceğini kaydetti.
“HALKIMIZDAN ALDIĞIMIZ MESAJ GÜVENLİĞİNİ, TÜRKİYE’NİN GARANTİSİNDE GÖRMEKTE OLDUĞUDUR”
Güvenlik konusunda kendisinin halkın beklentisini seslendirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Halkımızdan aldığımız mesaj güvenliğini, Türkiye’nin garantisinde görmekte olduğudur” diye konuştu. Akıncı, bunu, bugünün 1960’ın koşullarının bugünden farkını göz önünde tutarak değerlendirdiklerini vurguladı ve “2016’da bulacağımız bir çözüm artık iki kesimli bir çözüm olacak. 1960’ta Kıbrıs Türk halkı adanın her tarafında dağınık şekilde yaşıyordu, Kıbrıslı Türklerin ayrı polis gücü yoktu. Şimdi, 2 kesimli bir coğrafya olacak ve bunun getirdiği niteliklere uygun bir güvenlik ve garanti sistemi oluşabilir. Ancak bu daha tartışmaya muhtaçtır” sözleriyle açıkladı.
“Federal Kıbrıs’ı savunan bir aday olarak Kıbrıslı Türk barış güçlerinin desteğiyle Cumhurbaşkanı seçilmiştiniz. Kendi hedefleriniz açısından hangi noktadasınız?” sorusuna karşılık da Akıncı, 16 ayda epey mesafe alındığını söyledi. Federal çözüm doğrultusunda bugüne kadar yapılanların hiçbirini çöpe atmadığını vurgulayan Akıncı, kendinden önceki Cumhurbaşkanlarının yaptıklarından yararlanacağını söyleyerek seçildiğini, gereğini de yaptığını belirtti.
“16 AYDA YENİ UZLAŞMALAR SAĞLANDI; BU KADAR EMEĞİN ÇÖPE GİTMESİ YAZIKTIR”
Son 16 ayda birçok yeni uzlaşmalar da sağlandığını, o yüzden Genel Sekreter’in şimdiye kadar örneği olmayan bir ilerlemenin sağlandığını söylediğini kaydeden Akıncı, müzakere sürecinde takvim olmamasına sevinen değil, kaygılanan bir Rum kamuoyu görme isteğini ifade etti, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu kadar emeğin çöpe gitmesi yazıktır. Tarihi bir fırsat heba edilmiş olur. Diğer iki başlık tartışılmaya muhtaçtır. Onları da bu anlattığımız modalitelerde tartışırsak sonuca götürebiliriz diye düşünüyorum. Bunun aksini düşünmek istemiyorum. Ancak tabi ki bu tek taraflı bir olay olamaz. Bizim bu istekliliğimiz, kararlılığımız, takvimlemeye, planlamaya verdiğimiz önem hep çözüm arzumuzun göstergeleridir. Ve bu dünya kamuoyunun önünde bir kez daha kendini göstermiştir. Aynı tavrı Rum tarafından da bekliyoruz. Takvim olmamasına sevinen değil, kaygılanan bir Rum kamuoyu görmek istiyoruz.
‘Oh ne güzel takvim de yok ucu açık bu iş bitecek’ demenin ileride başka büyük pişmanlıklara yol açması mümkündür. Rumlar açısından da… Bunu çok iyi değerlendirmeleri gerekir. Zaman geç değildir, önümüzdeki üç ayı çok iyi değerlendirip Kıbrıs’ı kaderini değiştirebiliriz.”
NEW YORK’TAN BUGÜN AYRILIYOR; YARIN ADADA OLACAK
20 Eylül’de New York’a giden Cumhurbaşkanı Akıncı ve beraberindeki heyet, Kıbrıs’a dönmek üzere bugün New York’tan ayrılıyor. Akıncı’nın, yarın saat 15.15’te Ercan Havalimanı’nda olması bekleniyor.
(TAK/Haber: Özgül Gürkut Mutluyakalı )