Akıncılar yolu ne kadar kısalacak?

İbrahim Özejder

 

Kaynaklardan alınan bilgiler güven vermiyorsa kullanılmamalı.

Görsel malzemeler, haberi zenginleştirir ve okunur kılar; ancak “görülürse”.

Yenidüzen muhabiri Ayşe Güler, sıkça gündeme gelen Akıncılar(Lurucina)’ın yol sorunu ile ilgili bir haber yaptı. 6 Mayıs Salı günü 3. sayfada yayınlanan haberde, yolla ilgili son gelişmeler aktarılıyor ve “Yol 13 km kısalacak” ara başlığı kullanılıyor.
Başlığın hemen altında ise “Yeni yapılacak yol ile Lefkoşa’dan Akıncılar köyününe gitmek için katedilen 43 kilometre, 23 kilometreye düşecek” cümlesi yer alıyor. Basit bir hesaplamayla 43’ten 23’ü çkarınca geriye 20 kalıyor. Yani yolun 20 kilometre kısalıyor olması gerekir.
O zaman ara başlıktaki “13 km” rakamı nasıl ortaya çıktı?  Ya muhabir yanlış yazdı ya da kaynaklar yanlış bilgi verdi…
Kaynaklar yanlış bilgiler verebilir. Örneğimizdeki gibi yanlış bir rakamsa, yine kaynaktan doğrulatılmalı. Bu mümkün değilse de sözkonusu ayrıntı kullanılmamalı.

Harita görünmüyor
Ayni haberde yeni yolun krokisi içeren harita olduğunu tahmin ettiğimiz bir görsel maleme kullanılmış. “Tahmin” diyoruz çünkü gri zemin üzerine hafif kıvrımlı bir beyaz çizgiden başka bir şey görülmüyor. Alt yazı da yok. Yani görsel malzeme, yolun nereden geçeceği konusunda bir fikir vermiyor.


----------------------------------

Erdoğan tokat attı mı atmadı mı?

Gazeteciliğin ilk yükümlülüğü gerçek haberdir. Ancak Soma maden kazasının üzerinden iki haftaya yakın bir süre geçmesine karşın medya izleyicisi, Türkiye Başbakanı Recep T. Erdoğan’ın, bir kişiyi tokatlayıp tokatlamadığı konusundaki gerçeği öğrenemedi.

Özgür ve bağımsız bir haber medyasına ve gerçeğe sadık gazetecilere duyulan ihtiyaç, bugün de önemini sürdürüyor. 

Gazetecilik üzerine yapılan sayısız araştırmada, okurların, akademisyenlerin ve meslek mensuplarının üzerinde en çok uzlaştıkları nokta “gerçeğe sadakat” tır. “Gerçek haber”,  gazetecilikle ilgili beklentilerin en başına yerleştirilir. Bunun gayet anlaşılır bir tarafı var; çünkü okur (yurttaş-toplum) düşünce ve davranışlarını gerçekler üzerine kurgulamak ister.

Vurdu mu vurmadı mı?

Ancak gerçeği öğrenebilmek çok da kolay olmuyor. Türkiye’deki Soma örneğinde görüldüğü gibi orda bulunan binlerce muhabir, yüzlerce kamera, onlarca TV kanalı, binlerce akıllı telefon, yüzlerce haber sitesi, binlerce sosyal medya kullanıcısı, bir tokat gerçeğini öğrenmemizi sağlayamadı. İletişim çağında yaşıyoruz, sadece gazeteciler değil, herkes iletişimci ama basit bir gerçeğe ulaşamadık: vurdu mu vurmadı mı?

Haber medyasına güven yok

Soma felaketinin elbette çok daha önemli boyutları vardır; “300’den çok insanın öldüğü bir olayda tokat atılmış, atılmamış o kadar önemli değil” denilebilir. Doğrudur. Tokat konusunu sadece “gerçeğin öğrenilememesi” açısından çarpıcı bir örnek olduğu için ele aldık.
Türkiye haber medyası ikiye bölündü. “Erdoğan tokat attı” diyen yayın organları inandırıcı olamadı. Çünkü bir yandan güvenilir veri sunamadılar, bir yandan da herşeyi Erdoğan karşıtlığına dayandırma gibi kötü bir üne sahip olmaları inandırıcılıklarını zayıflatıyor.
“Başbakan tokat atmadı” diyen medya da inandırıcı olamadı. Çünkü onlar da geçmişte Erdoğan’a ters diye birçok gerçeği inkar etme yoluna gitmişlerdi.
Özgür, bağımsız ve güvenilir bir haber medyası varolsaydı, basit bir gerçek üzerine bu kadar çok kuşku doğmazdı. “Eğlence”, “reklam” ve “propaganda” medyasının peşinde sürüklenen Türkiye haber medyasında görev yapan gazetecilerin gerçeğe ulaşma ve izleyiciye yansıtma olanakları ciddi derecede gerilemiştir.
Türkiye örneğinden Kuzey Kıbrıs’a geçip şu soruyu soralım:

“Güvenirlik” açısından Haber medyamız  nerede duruyor?

 


-------------------------------------------------


Nereli bu üreticiler?

---------------------
Haber, okuru “bulmaca çözmek” zorunda bırakmamalı. “Basit” gibi görünen hatalar okur güvenini azaltır.
---------------------

Yenidüzen’in  19 Mayıs tarihli manşeti, KURAKLIK VE MALİYET VURDU başlığını taşıyordu. Tanju Konuralp’in haberine, 4 ve 5. sayfaların tamamı ayrılarak, önemli bir toplumsal soruna gündemde hakettiği yer verildi. Haber, çok sayıda spot, fotoğraf  ve üretici görüşleriyle desteklenerek, okur açısından cazip hale getirildi.

Hangi Bölge
Haber, tarım ve hayvan üreticilerinin kuraklık sonucu yaşadığı sıkıntıları dile getirmesi üzerine kuruluyor. Başlık ve ilk spotlar, “bu üreticiler nereli?” sorusunu sormamıza yolaçıyor.  Maalesef,  haberin ilk okunan unsurları sorumuzu yanıtlamıyor.

Bulmaca çözmeye başlıyoruz
Önce gazetenin ilk sayfasındaki manşete bakıyoruz sonra dikkat çekme açısıdan sırasıyla öteki unsurlarına:  4 ve 5. Sayfaları boydan boya kapsayan başlığa; başlık üstüne; en büyük spota; koyu yazılmış 4 küçük spota; 4 fotoğraf altı yazısına;  haber metninin ilk cümlesine…
Sonra haber metninin tamamını okuyoruz ama kuraklık ve maliyet sorunları yasayan “bu üreticiler nereli” sorumuza yanıt bulamıyoruz.
Sayfaların alt kısmında 8 üretici fotoğraflarıyla sıralanıyor ve herbirinin isimleri altında konuşmaları yayınlanıyor. Üreticilerin ayrı ayrı ilk cümlelerine bakıyoruz, yine yok. Konuşmaların tamamını okumaya karar veriyoruz

Üreticiler Güzelyurtluymuş
Narenciye üreticisi İrfan Akman konuşmasında Cypruvex’ten bahsediyor ve bir ipucu yakalıyoruz. Canbulat Polatcan ise “hükümet Güzelyurt’u gözden çıkardı” diyerek bulmacayı kısmen çözmemizi sağlıyor.  Diğer 6 üreticinin konuşmasında herhangi bir köy ve bölge adı geçmiyor. 
Güzelyurt’u anladık, fakat üreticilerin bölgenin hangi köylerinden olduğunu yine anlayamadık.

“Yer” konusunda varsayımlar yaratılmamalı
Okur olarak fikir yürüterek, “başka bir köy adından bahsedilmediğine göre habere konu olan üreticilerin tamamı Güzelyurt kentinde ikamet ediyor” sonucuna varabiliriz. Okur doğru fikir yürütebilir; ama  haber kesin veriler konusunda okuru seçeneklerle karşı karşıya bırakmamalıdır.

“Meraklı olan arasın bulsun”
Öte yandan haberin yanıtlaması gereken en temel sorulardan “nerede?” sorusu, başlıkta, spotlarda veya ilk cümlelerde yanıtlanmalıdır. İncelediğimiz örnekte “nerede” sorusu haberin diplerinde ve üreticilerin tesadüfen söylediği iki kelime ile yanıt buluyor. Haber bulmaca değildir, muhabir “meraklı olan arasın bulsun” diyemez.

-----------------------------------
Haberde özensizlik, okura karşı sorumsuzluğa dönüşüyor.
-----------------------------------