Geçen hafta bu köşede yayınlanan “Geç Öne, Doğru Yol Göster CTP” başlıklı makalede çözüm ve barış sürecinde liderlerin sürat yapmaya başladığı, bundan endişelenen statükocuların Bremen Mızıkacıları gibi toparlandığı, saldırı dozunu artırma sürecine girdiği, barış güçlerinin ise dağınık, arada bir yaptıkları açıklamalar dışında genelde sessiz ve en iyimser yorumla ‘beklemede’ olduğu yorumlanmıştı.
Bir de, barış güçleri daha da gecikirse statükocuların atı almış, Üsküdar’a gidiyor olabileceği, dolayısıyla barış güçlerinin bir an önce toparlanması ve kamuoyunda etkili olması için CTP’nin öncülük etmesine ihtiyaç olduğu, yoksa, statükocuların belirleyici olabileceği yazılmıştı.
Ve olaylar bu makalede öngörüldüğü gibi gidiyor maalesef… Gemi azıya alan statükocu siyasetin liderleri Cumhurbaşkanlığı’nda hafta içinde yapılan siyasi partilerle zirve toplantısında, CB Akıncı ile takıştılar ve süreci zora sokacak taleplerde bulundular. Akıncı, medya önüne geçip durumu bütün açıklığıyla kamuoyu ile paylaştı ve görüşmelerin başarı ile sonuçlanması ve sonunda yapılacak referandumda ‘Evet’ çıkması için halkın sürece sahip çıkmasını istedi.
İşte burada Akıncı’dan CTP’ye mesaj var… Halkın sürece sahip çıkması demek, halkın ses vermesi, gerektiğinde eylemli olması, statükocuların Bremen Mızıkası’nın sahnelediği konsere ilgi duyulmaması, statükocuların Üsküdar’a gidecek at bulamaması demektir. Bunu da ancak barış güçleri yapabilir, barış güçlerinin bugünkü dağınık hali de ancak bir siyasi partimin öncülüğünde olabilir ve o parti de CTP’dir. Kim nasıl bakarsa baksın, şu anda süreç ne tembelliğe ve atalete, ne de kapris ve naza gelmeyecek bir aşamadadır. Akıncı’nın nerdeyse feryat edercesine halka çağrı yapması, onun ve sürecin içinde bulunduğu sıkıntıların bir tezahürüdür ve barış güçleri toparlanmalıdır. Bu toparlanmanın inisiyatifini almak da CTP’nin tarihi görevidir; barış güçlerinin her bir unsuru da eşit paydaş olarak bu toparlanmaya katılımcı ve katkı koyucu olmalıdır.
Türk hükümetinin Dış İşleri Bakanı Akıncı ile birlikte medyanın önüne çıkıp yaptığı açıklamada sürece destek verdi, dolayısıyla Akıncı statükocu siyaset ve diğer unsurları karşısında güçlü konuma geldi diye düşünmek bir başka hata olacaktır. İki nokta önemlidir. Birincisi Türkiye dış politikası uluslararası konumda şimdiki konjentürde pek itibarlı değildir ve dolayısıyla Kıbrıs sorununun çözümüne katkı koyucu rolü oynayıp itibar kazanmak, yani ‘Tazıya tut’ demek, ancak iç siyasette de ayranı kabarık olan milliyetçilere karşı da zayıf düşmemek, yani ‘Tavşana kaç’ demek stratejisini oynayabilir. İkincisi de, Annan Planı’nı başlangıçta Anglo-Amerikan ve hatta siyonist plan olarak gören siyasetin bu duruşunu terk edip, Annan Planı’na destek vermesinde Kuzey Kıbrıs’ta on binlerin sokağa dökülmesi etkili oldu. Eğer şimdilerde sokak boş ise, sahnede de Bremen Mızıkacıları çalıp söylerse, barış güçleri bilecek ki Türkiye çok rahat ‘Tazıya tut – tavşana kaç’ siyaseti uygulayabilir. Türkiye’yi çözüm sürecinde “hep bir adım önde” tutacak olan Kıbrıslı Türklerin barış görüşmeleri sürecine verdiği desteğin görülür – duyulur ve hatta önünde durmaktan korkulur olmasıdır.
CTP’nin, Akıncı’nın mesajını iyi okuyabilmesine ve tarihi görevini yerine getirmesine ihtiyaç vardır. Gerektiğinde açıklama yapmak, medyada konuşmak, yazıp – çizmekle “destek veriyoruz ya işte” demekle olacak değil… “Neye güvenip Cumhurbaşkanlığına aday olduysa oralara baksın - seçimin ikinci turunda kendisine destek verdik, seçildi, şimdiki süreçte de destek veriyoruz ya, daha ne yapalım, onu biz mi kahraman edeceğiz?!” gibi bir düşünceye saplanmakla da değil… 2004’ün ‘Ortak Vizyon’ unsurlarını bir araya getirmek ve aynı vizyona ulaşmak için, aynı misyonu yeniden yüklenmek için CTP’nin öne geçmesi, doğru yol göstermesi tarihi bir görevidir. Bu görev CTP’ye kendi siyasi tarihi ve ideolojisi yüklemektedir. CTP, savaşların ve olağanüstü durumların emeği esir aldığını, emeğin kurtuluşunun barışta mümkün olacağını iyi bilen bir partidir.
Kıbrıs’ta çözüm ve barış için Kıbrıs adasının en istikrarlı, ilkeli, mücadeleci ve güvenilir siyasi hareketi CTP’dir ve CTP kendi geçmişinin tarihinden aldığı güç ile Kıbrıs adasının geleceğinin tarihine karşı olan sorumluluğu yerine getirebilecek bir partidir.
Akıncı’nın halka yönelik söylediği sözlerin içinde saklı olan mesajın muhatabı CTP’dir ve meali de “Geç Öne, Doğru Yol Göster CTP”dir.