Onur Erdoğan
Binlerce yıldır medeniyete ev sahipliği yapan İran coğrafyasında efsanelere konu olan birçok yer var. Bunların arasında şüphesiz en ünlü olanlarından biri Alamut Kalesi.
Hakkındaki bilgilerin çoğu rivayete dayanan Alamut Kalesi, Kazvin’in 120 km kuzeyinde Elburz dağlarında yer alır. Yüzyıllar önce Deylem Kralı, Alamut Vadisi’nden geçerken kendisine bir kale yaptırmak ister. Kartalını göğe bırakır ve seyretmeye başlar. Kartal, bir süre gökyüzünde dolaştıktan sonra büyük, sarp bir kayalığın üstüne konar. Kartal yuvasını içgüdüsel olarak en güvenli noktaya yapmak istediği için Kral, kartalın konduğu yere bir kale yaptırır. Zaten Alamut’un anlamı da Kartal yuvası demek. Bu kartal yuvasına benzeyen kale o kadar güvenlidir ki yüzyıllar boyunca kimse kaleyi ele geçiremez.
TARİKAT VE SUİKAST TİMİ
Hikâyenin ikinci bölümünde yani Alamut Kalesinin efsaneleştiği kısımda Hasan Sabbah devreye girer. Ünlü şair ve bilim adamı Ömer Hayyam, döneminin en güçlü vezirliğini yapıp üstüne gelecek kuşaklar için Siyasetname’yi yazan Nizamülmülk ve Hasan Sabbah üç arkadaşken, Hasan Sabbah ve Nizamülmülk’ün arası açılır. Hasan Sabbah kendi tarikatını kurmaya çalışır. Bunun için kendine güvenli bir yer ararken Alamut Kalesini bulur. Kaleyi bekleyen görevliden 3000 altın dinara kaleyi alır. Alamut Kalesini baştan aşağı düzenler, kanallar, kuyular açar, depolar, sığınaklar inşa eder. Alamut Kalesini kendine mesken yapar. Öyle ki orada yaşadığı 34 yıl boyunca kalenin ve kurduğu tarikat olan Haşhaşi tarikatının ünü tüm dünyaya yayılır. Hasan Sabbah, Alamut kalesinde dünyanın ilk suikast birliğini kurar. Canını alamayacağı hiç bir kimse yoktur artık. Yapacağı suikastları en ince detaylarına göre planlar. Müritleri de bu ince hesapları harfiyen uygular ve işini tamamlar. Suikastlar herkesin gözü önünde olur ve suikastçı işini bitirdikten sonra halkın kendisini linç etmesini bekler. Böylece namının daha da yayılacağını, mürit sayısının daha da artacağını düşünür. Bunun yanında en yaygın rivayet ise müritlerin Hasan Sabbah’a bağlılığıdır. Hasan Sabbah, Alamut kalesine gelen misafirlerine gösteriş yapmak için önlerinde seçtiği bir kaç kişiyi işaret eder ve işaret edilenler hiç düşünmeden kendini kaleden aşağı atar. Bu efsanevi kalenin sonu da Hasan Sabbah’ın ölümünden yıllar sonra Moğolların istilası ile gelir. Moğollar bu kaleyi uğursuz sayıp ele geçirdiklerinde taş taş üstüne bırakmazlar.
EFSANE
Hasan Sabbah ve Alamut Kalesi ile çok fazla bilgi ve belge olmadığı için hala tartışılan bir konu olmaya devam eder. Hasan Sabbah iyi biri midir? Kötü biri midir? Kimine göre Hasan Sabbah, İslam’ın koruyucusu yiğit mert bir savaşçıyken kimine göre ise dünyanın ilk ve en gözü kanlı terör örgütü lideridir. Kimine göre Hasan Sabbah, müritlerini hak yolunda ölmeyi kutsal kılarak inandırmış, kimine göre de haşhaş ve güzel kızlarla kandırmış. Bu kadar bilinmeyen içinde kesin olan bir şey varsa o da yüzyıllardır dilden dile dolaşan, birçok kitaba konu olan Alamut Kalesi ve Hasan Sabbah efsanesinin hala insanların ilgisini çektiğidir.
KALAN TEK ŞEY MANZARA
Efsanenin büyüsü ile kaleden günümüze kalan kısmından çok bir şey beklemeyin. Çünkü kaleden günümüze büyük bir harabe kalmış. Kuyular, cami kalıntısı iç kısımlarında bazı harabe odalar ve tepede bazı kalıntılar o dönemi gözümüzde canlandırmaya yetmiyor. İşin güzel tarafı İran Hükumeti tadilata başlamış.
Araba ile bir yere park ettikten sonra patika yoldan yaklaşık 20 dakikalık yürüyüş ile Alamut kalesine varılıyor. Alamut kalesine çıkış tek dik ve büyük kayalık bir yoldan. Bu da kale savunması için çok büyük bir avantaj.
Alamut kalesinde insanı en büyüleyen şey ise engin manzarası. En tepeye çıkıldığında iki yanını çevreleyen kahverengi dağların ve uçsuz bucaksız Alamut vadisi manzarası insanı büyülüyor.