Ali Dayı’nın mutluluğu tarif edilemez
İşte oldu, başarıyoruz, sonuca yaklaşıyoruz.
Öncelikle herkese ne kadar teşekkür etsem az…
İnanın ki bir kez daha ‘aa bizim siyasetten, ülke gündeminden dertten, tasadan’ öte bir hayatımız, gazeteciliğimiz, sorumluluğumuz, duyarlılığımız varmış diyebildim…
Ali Dayı’yı yazdım…
60 yıldır Arasta’da birkaç manavın kendisine verdiği meyve sebzeyi satmaya çalışarak hayatını idame ettirdiğinden bahsetmiştim.
60 değil tam 70 yılmış… dile kolay…
Kendisi için sosyal paylaşım sitesinde ‘yardım çağrısı’ yapılana kadar hiç doğrusu aklıma gelmemişti, bu kadar ihtiyaçlı olduğu.
Ancak varmış…
İlk öncelikle bunu gündemimize taşıyan Asiha Arık’a sonsuz teşekkür ederim.
Ali Dayı’nın durumunu köşemde yazınca, birçok kişi ‘nasıl yardımcı olabilirim’ diye sordu.
‘Evet nasıl yardımcı olacağız’ sorusunu bende kendi kendime sordum.
Ve dün Arasta’nın yolunu tuttum. Sağolsun Zihni abi (Kalmaz), Ali Dayı’ya ulaşmamı sağladı.
Arasta’da bir kahvenin önünde beni bekliyordu.
Bir esnafın kendisine hediye ettiği spor ayakkabının mutluluğunu yaşıyordu.
Zihni abi, kendisi için yapmaya çalıştıklarımızdan bahsetti.
“Neye ihtiyacın var Ali Dayı” diye sordum.
Su deposu delinmiş, “Onu tamir ederlerse iyi olur” dedi.
Bir de gazlı soba istedi, evinde elektriği yok, istemiyor da “O tehlikeli” diyor.
Ama en büyük sorunu ilaç parası ve her gün Arasta’ya gelmek için taksiciye verdiği 16 TL…
“Eskiden yürüyerek gelirdim” diye de ekliyor.
Hallederiz dedim.
Sahiden halleder miyiz? Bence ederiz.
Sonra kendisinin koluna girdim, bankanın yolunu tuttum. Bankayla görüşmelerimiz tamamlanınca, sizleri yine bilgilendireceğim.
Tabi bankaya gidene kadar da sohbet ettik.
Ali Dayı, Denya’dan göçmen gelmiş.
82 yaşında… 3 yaşından itibaren dünyası kararmış.
Geçirdiği bir hastalık sonucu görmemeye başlamış.
12 yaşından beridir, çalışıyormuş.
Sağolsun, birkaç kişinin yardımıyla, Arasta esnafının desteği ile bugünlere kadar gelmiş.
Hiç evlenmemiş. Hayattaki en yakını şuan kendisine bakan komşusu…
Dün ben onu Arasta’daki helvacının önünde mutlu bir şekilde arabacığı ile baş başa bırakıp işimin başına geldim.
Bu satırların bir kısmını da sosyal paylaşım sitesinde paylaştım.
O kadar duyarlılık gösterildi ki anlatamam…
Herkese sonsuz teşekkürler…
Sadece bir kişinin bile hayatına böylesi güzel dokunuşlara yardımcı olduğunuz için…
------------------------
Öğrencilerden İHBAR
“Kendimizi İhbar Ediyoruz!”
“Burs Tüzüğü’nün dördüncü bölümünün “bursların ödenmesi” başlıklı kısmında, “Burslar her ayın son haftası içinde ödenir.” Cümlesi yazmaktadır. Bursların şimdiye dek Kasım ayına kadar yatması gerekirken, arkadaşlarımızdan sadece birkaçı yaz bursunu alabilmiş ve bir çoğumuzsa hiç almamıştır.
Her yıl 'haftaya yatacak', 'listeler gelmedi' gibi bahanelerle bir şekilde burslarımız erteleniyor. Bu noktada talebimiz geçmiş bursların yatması değil bursların süregelen düzensizliğinin bir an önce önüne geçilmesidir.
Bu yüzden kendimizi ihbar ediyoruz, bursumuz olmadığı dolayısıyla Kıbrıs'a telefon açacak paramız da olmadığı için Maliye ve Eğitim bakanlıklarına çaldırıp kapatan biziz!
Burslarımız düzenli bir şekilde yatana kadar mesai saatleri içinde rahatsızlık yaratmaya devam edeceğiz!
Burs için telefon eylemcileri”
----------------------
YORUM
Bir eşeğin hatıra defteri
“Çok itilip kakıldık. Aç kaldık, susuz kaldık. İnat ettik, eşek kaldık. Üstümüze geldiler, ekinlerimizi yiyorsunuz dediler, tellediler, elektrik getirdiler. Eşekliğimizi elletmedik.
Nedense hep aşağılayıcı, küçük düşürücü çağrışımlar için kullanıldık. Anlayabilmiş değiliz. Bu konuda nice kongreler, konferanslar tertip ettik, ulusal ve multinational düzeyde. Meseleyi etraflıca ele aldık. Haksızlığa maruz kaldığımız kanaatine vardık.
İnsanların kullandığı anlamda eşeklik, bizim ırkımız ve türümüz ile alakalı olmadığını bilim eşekleri kesin bir şekilde kanıtladı. Bilimsel veriler ışığında insanların söz ettiği eşeklik durumu, aslında kendi eşeklikleriyle alakalı, bizle ilgisi yok.
Bir insanlık hali olarak eşeklik, biz eşekleri şaşırtıp “oha” veya “çüş” dedirtecek derecede tuhaf. Kendilerinin sindirmesi, biz bile “çüş” çekerken, haliyle mümkün değil. Bu durumda da topu bizim sırtımıza atıp işin içinden çıkıyorlar.
Güya o tuhaf haller, duruşlar, kavrayışlar, açıklamalar, icraatlar biz eşeklerin marifetiymiş gibi davranmak, çakma tripler takınmak insanları pek bir rahatlatıyor. Oysaki eşeklik durumuyla eşekler arasında düz direkt bir ilişki olmadığı çok açık, görmek istemiyorlar. Kaldıramadıkları için olsa gerek, hep yaptıkları gibi yükü yine bizim sırtımıza atıyorlar. İsyanlardayız.”
ALİ BİZDEN (Havadis Gazetesi)
---------------------
Foto yorum
Şerife Ünverdi, aylar sonra ilk kez görüntülendi. Çalışma eski Bakanı Şerife Ünverdi, geçtiğimiz gece
Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi nedeniyle düzenlenen gecede görüldü. İrsen Küçük hükümetinde, oldukça gündemde olan ancak 28 Temmuz seçiminde milletvekilliğini kaybeden Ünverdi, uzun süre ortalıklarda yoktu.