Alkole getirilen ağır vergi, Kıbrıslı kültürüne karşı uygulanan faşizmin ta kendisidir!

Serhat İncirli

Toplumlararası çatışmaların başladığı dönemlerde, Bayraktarlık tarafından başlatılan bir “Türk’ten Türk’e Kampanyası” vardı…
Kampanyayı eleştirmenin bir anlamı yok…
Bahsedeceğim o kampanyanın geneli değil, çok özel bir bölümüdür…

-*-*-

O günlerde yaşandığı iddia edilen bir olaydan bahsetmek istiyorum…
Görneç ve Yeşilırmak köylerinin kooperatiflerinin hesapları, ilgili Sancaktarlık tarafından incelendiğinde, “Bayraktarlık emrine hilafen”, başka köylere oranla Rum tüccarlardan yüksek alış veriş yapıldığı ortaya çıkmış…

-*-*-

Ersin Tatar ve öteki bilmeyenler için söyleyeyim, Bayraktarlık, bugünkü GKK; Sancaktarlık da “bölge taburları” olarak kabul edilebilir.
Yani komutanlık…
Yine bilmeyenler için söyleyeyim, o dönemde de tıpkı günümüzde olduğu gibi Kıbrıs Türk toplumu “Türkiye’den” yönetilmekteydi… Tek bir farkla; o dönem “militarist Kemalizm” dönemiydi… Şimdiki gibi “badem bıyık, ince belli bardakta çay ve hep birlikte namaz” dönemi değildi…
Mesela o dönemlerde öyle hocaymış, ezanmış, camiymiş falan, hükmü okunmazdı…
Hatta Sancaktarlar, camiye gidenleri sevmezdi dersem, inanın yalan olmaz!

-*-*-

Neyse?
Bayraktarlık, Görneç ve Yeşilırmak köylerine müfettiş göndermiş…
Köy kooperatiflerinin hesapları incelenmiş…
Rum tüccardan alınan ürün aslında tekmiş; Kıbrıslı’nın “gonyak” dediği, “Cyprus Brandy”…
Şirket de Hadjipavlou!

-*-*-

Kıbrıslı içkiyi çok seviyor…
Kimisi “Bektaşi geçmişe” bağlıyor, kimisi “Kıbrıslı kültüre…”
İçkiyi, içmeyi çok seviyoruz…
Mangal ve alkol kesinlikle vazgeçilmezimizdir…
Ve kendimize hastır…
Kuzu eti taze olacaktır… 
Üzerine pişerken sadece tuz eklenecektir…
Öyle sos mos yoktur…
Ve en azından her iki et arasında bir guyruk yağcığı şarttır…

-*-*-

Efendim her şeye zam yağıyor!
Doğrudur!
Alkole ağır vergi yükü getirildi!
Bunu da dün öğrendik!

-*-*-

Yanlış bir karar mı?
İngiliz bütçesi ne zaman açık verse, Maliye Bakanı ilk önce sigara ve alkole zam yapar!
Ama orası İngiltere’dir!

-*-*-

Kısacası, demek istediğim nedir biliyor musunuz?
Alkole getirilen ağır vergiler, sadece maliyenin deliğini kapatmak için değildir!

-*-*-

Burada ağır ve iğrenç bir kasıt vardır!
Kıbrıslı yaşama girişme söz konusudur!
“İçmesinler” baskısıdır!
Kültürel faşizm diyebiliriz!
Atalarımıza saygısızlık dersek de yanlış yapmayız!

-*-*-

Babam alkolü sevmez…
Bir bira içse, öğretmen emeklisi olduğunu unutup, kendini Vlademir Putin sanabilir…
Ama babam çok sigara içer…
70 senedir sigara neredeyse ağzından düşmemiştir…

-*-*-

Ben ağzıma sigara koymadım…
Ama içki içmek, yaşantımın en büyük keyfidir…
Öyle lapsanacık, luvanacık, yoğurtçuk, zeytincik, gulumbracık, azacık humus, guyruk yağı, çörek derken, yanında gonyacığımı isterim…
Kendi ülkemin zivaniyası da brandisi da tercihlerim arasındadır…
Ürettikleri içkiler nedeniyle İskoçya’ya, İrlanda’ya aşığım!
Ve Türkiye’nin rakısı, vazgeçilmezlerimin en başındadır…
Rakı nedeniyle, Türkiye’ye olan sevgim beşe katlanmaktadır dersem, vallahi yalan söylemiş olmam!

-*-*-

Şu an hayatta olmayan annemin babasını hep alkol masasında hatırlarım…
Yine hayatta olmayan iki eniştemin Yeşilırmak’taki mezarlarını ziyaretimde, yanımda götürdüğüm küçük bir şişeyle, topraklarını sularım…

-*-*-

En sevdiğim arkadaşlarımla her buluşmamız, alkol masasındadır…
En sevdiklerim, alkol severdir…
Emirali, Ömer, İlker, Behiç, Musafa dayı, canım gülüm meyhanecilerimdir…
Doğan, Atalay, Uğur, Güren isimlerini her işittiğimde, aklıma keyif dolu alkol masaları gelir, denizin dalgalarının vurduğu noktanın dibinde, Limnidi’de!
Her Pazar ava giderim, en büyük derdim, alkolle süslenmiş Salih, Kenan ve Ersan’lı masadır… 
Cebimde hep küçücük bir çakı olur…
Bir elma, bir portakal bulduğum anda, başka meze de istemem…

-*-*-

Ve bu benim yaşam tarzımdır…

-*-*-

Kıbrıslı karanlıkta kalır, yollarının bozuk olmasına söver, zamlara kızar ama alkollü masasına dokundurtmaz!
O masaya aylardır zamlarınızla çok dokundunuz!
Şimdi, zam dışında, yalakalık, yağcılık, biat, itaat ve ağır bir dincilik kokan vergilendirme ile masayı devirdiniz!
Boynunuz devrilsin e mi!

 
 


Yılın Devlet Adamı mı demiştiniz?

Ülke mafya yuvası… 
Nijerya’nın en ünlü mafyası şu anda Girne ve Lefkoşa’da konuşlu…

-*-*-

Türkiye Mafyası elini kolunu sallayarak ülkeye geliyor, nasıl buluyorsa, iki adet Kalaşnikof buluyor, en tanınmış iş insanımızı vuruyor, yine elini kolunu sallayıp memleketine dönüyor ve güya tutuklanıyor!

-*-*-

Akaryakıt yok… 
Elektrik yok…
İlaç da yok…

-*-*-

Her şey pahalı…
Maaşlar borçla ödeniyor…
Hatta ayıptır söylemesi, maaşları, benzin ve market alış verişi için Kuzey’e geçen Rumlar ödüyor!

-*-*-

Narenciye, patates, hayvancılık sizlere ömür!
Domatesin kilosu 40, hıyarın 45 TL!

-*-*-

Toplum liderinin tek bir dış teması yok…
Arada Türkiye’ye gidiyor, belki kaymakam seviyesinde karşılanıyor ve çocuklar gibi sevindiriliyor!
N’aaaapsssın?

-*-*-

Ülkesi iflas etmiş durumda…
Bakanlar kurulu, dama taşları kadar değeri olmayan “piyonlardan” oluşuyor…
Liderimizin her günü ayrı bir skandal…
Kendisini eleştirenleri hapse attırmak istiyor… 
Korumalarını artırmış…

-*-*-

Sabah yürüyüşlerinde Toros fotoğrafları çekmek dışında bir meşguliyeti yok!
Ülkeye tek kuruşluk faydası söz konusu değil; tam tersine, zararı büyük!

-*-*-

Neredeyse “görevden el çektirilmesi gereken noktalara gelmiş” davranış sıkıntıları olduğu kesinlikle gözden kaçmıyor… 
Ve bunun tek sebebi kendisi…

-*-*-

Ama siz “Yılın Devlet Adamı” diyeceksiniz!
Sorry ama ebenizin çıkrığı!


Karganın biri her gün kilisenin çanına pislermiş. Papaz ne yaptıysa yakalayamayınca çanın bulunduğu yere bir bardak şarap koymuş. Karga şarabı içip sızınca da yakalamış. Sonra demiş ki: Müslüman olsan şarap içmezsin, Hristiyan olsan çana s*çmazsın. Söyle bana sen nesin? Karga cevap vermiş: Kıbrıslı Türk… Ve Papaz da Müslümanlar da, o kargaları yok etmek için çok uğraşmışlar…