Alpes Martitimes’in başkenti Nice

Fransa’nın en önemli turizm merkezlerinden biri olan Nice, Güney Fransa’nın, Akdeniz sahilinde, Marsilya ve Cenova arasında yer alır.

Serkan SOYALAN

 

Fransa’nın en önemli turizm merkezlerinden biri olan Nice, Güney Fransa’nın, Akdeniz sahilinde, Marsilya ve Cenova arasında yer alır.

 Cote d’Azur’un bulunduğu bölge olan Alpes Martitimes’in başkenti pozisyonundaki, Fransa’nın beşinci büyük şehri olan Nice, 71.92 kilometrekarelik alana yayılmıştır.

Şehrin batısında Var nehri, doğusunda Boron dağı var.

Nice halkı Fransızcası “Niçois” diye anılan “Nisliler” diye biliniyor.

 

Sürekli el değiştirdi

Şehrin tarihine baktığımızda, Nice’in birkaç yüzyıl boyunca Fransa ve İtalya’daki hanedanların egemenliğinde gidip geldiğini söyleyebiliriz. Nice, 1861’de Fransa’nın kontrolüne geçti. Bu döneme kadar da, bir dönem Pronevce’in bir dönem Savoy hanedanının, bir dönem de III. Napoleon’un ordularının kontrolüne girdi.

 Nice de tarih boyunca yağmalamalardan ve salgın hastalıklardan büyük zarara uğradı.

Peki Nice’de ilk yaşam ne zaman başladı?

Şehrin ilk insan yerleşimleri 400 bin yıl öncesine dayanır.

Terra Amata kültürüne ait arkeolojik site ateşin ilk kullanıldığı yerlerden biridir, yine aynı ev yapımına ve 230 bin yıl öncesine tarihlenen çakmak taşı kalıntılarına rastlanmıştır.

Nike’nin adı şehre verildi

Nice, Marsilyalı Yunanlar tarafından M.Ö. 350 yılında kurulmuş ve Liguryalılar karşısında kazanılan bir zaferin anısına, antik Yunan Zafer Tanrıçası Nike’nin adı şehre verilmiştir. Şehir kısa zamanda Ligurya sahillerinin en yoğun ticaret merkezlerinden biri haline geldi.

 Şehir Ortaçağ’da 729’da Sarazen’lerin saldırısını püskürtse de, 859 ve 880 yıllarında yağmalanmadan ve yakılmadan kurtulamadı.

1399’da Savoy Hanedanı’nın kontrolüne girdi ve 1860’a kadar Savoyların kontrolünde kaldı.

1536-38 yıllarındaki İtalya Savaşı’ndan sonra 1538’de yapılan Nice Anlaşması saldırmazlık imzaladılar. Ancak 1543’de de Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki donanma Nice’i kuşattı. Barbaros şehri alıp Fransızlar’a verdi. Fransızlar da 100 yıla yakın yönetti. Nice’de hala Barbaros Hayreddin Paşa’nın attığı toplar sergileniyor.

1550 ve 1580’de şehirde tekrardan veba baş gösterdi. 1600’de kısa süre Guise hanedanlığına geçti, 1626’da kapılarını tüm ülkelere açarak ticaret serbestisi olan bir şehir oldu ve hızla gelişmeye başladı. 1705’te tekrar Fransızlar tarafından işgal edildi, ancak fazla uzun sürmedi ve 1713’de imzalana Utrecht Anlaşması ile tekrar Savoy hanedanına verildi ve birkaç el değiştirmenin ardından 1792’de Birinci Fransa Cumhuriyeti orduları tarafından işgal edildi, ancak 1814’e kadar Fransa’nın bir parçası olabildi, sonrasında Sardinya Krallığı’na geçti. Sonrasında da yeniden Fransa’ya katılıyor Nice.

 Çokça el değiştirmesinden dolayı, her uygarlığın acı-tatlı izlerini almış tarihi kesitine Nice.

İklimi bizden pek de farklı değil

Fransız Riviera’sında kışların en ılık olduğu yerdir Nice. Biz Kıbrıslıları pek etkilemese de Nice halkı, Temmuz ve Ağustos aylarının oldukça sıcak geçtiğinden şikâyetçi. Kış aylarını sorduğumuzda ise çok nadiren hava sıcaklıklarının, 0 derecenin altına indiği görülüyormuş. Pek de bizden farklı değil yani. Bu özelliklerinden dolayı da, 19’uncu yüzyılda İngiliz ve Rus turistler tarafından çokça tercih edilen bir kış tatil yeriydi. Nice’de bulunan büyük oteller, bahçeler ve Rus Ortodoks katedralinin varlığı o dönemlere dayanıyor.

Şimdi bu bilgilerden yola çıkarak, güzel bir yaz tatili geçirmek isteyen okuyucularımıza şunu belirtmek isterim ki, sahillerinde kum aramayın. Taşlı sahillere sahiptir Nice.

Sanatçılara ilham oldu

Dünya zenginlerinin tercih ettikleri yaşam yeri olan Nice, Fransız emeklilerin de yaşamlarının son demlerinin keyfine vardıkları yer olarak da karşımıza çıkıyor.

Birçok önemli sanatçı da burayı tercih ederek yaşamış. Chagall, Matisse, Renoir bunlardan bazıları. Hal böyle olunca da Paris’in ardından, en zengin müzeler de bu şehirde yer alıyor. Ünlü ressam Matisse, 1917’den hayatını kaybettiği 1954 yılına kadar burada yaşadı. Evi şu anda müze olarak kullanılıyor. Müzede sanatçının eserlerinin yanında, kişisel eşyaları da sergileniyor.

 Ben Vautier’in evinin dış cephesi de görülmeye değer. Sanatçı, sanat figürleriyle süslemiş evinin dış cephesini.

Bunlar dışında şehirde Modern ve Çağdaş Sanat Müzesi ve Marc Chagall Müzesi de görülmeye değer.

Şehrin en önemli caddelerinden biri olan Avenue de Phoenicians adını daha önce yolları buraya düşen Fenikelilerden alıyor.

“Vieux Nice”

Şehrin kale altında kalan bölümü “Eski Nice / Vieux Nice” olarak anılıyor. Burası Nice’in gelişmiş dokusunun dışında daracık sokakları, Arnavut kaldırımları, yerel restoranları, cafeleri, bozulmamış tarihi dokusuyla ünlü.

Tabii Nice deyip de Colline de Nice yani Nice Kalesi’nden bahsetmemek de olmaz. Nice’e panoramik bir bakış atmak isterseniz eğer, mutlaka bu kaleye çıkmalısınız. Çıkmak korkutmasın sizi, asansör de kurulmuş. Kaleden bakınca, aşağıdaki sahil şeridi de Promenade des Anglais. Palmiyelerle süslü bu upuzun sahil şeridi, kentin kimliğini oluşturuyor. Konuştuğumuz bölge halkı, bu sahilin, İngilizler tarafından 1820’de 7 kilometrelik, yürüyüş yolu olarak yapılmış.

Vieux Nice de rengarenk panjurlu evlerin çevrelediği semt pazarı da görülmeye değer. Cours Saleya Pazarı olarak da bilinen bu pazar yeri, kente ayrı bir hava katıyor. Burada Salı ve Pazar günleri arasında dünyaca ünlü çiçek pazarı kuruluyor. Her Pazartesi de “Brocante” adında bit pazarı. Burada sanatçıların el yapımı ürünlerinin satışı da yapılıyor. Görülmeye değer.

Şehrin tek antika pazarı bu değil. Garibaldi Meydanı’nda da ayda bir kez antikaların satışı yapılıyor.

Massena Meydanı

  Massena Meydanı, siyah ve beyazın tezatlığıyla kurulan yer döşemesi, ikonik heykellerle süslenmiş bir meydan.

Apollon’un dev bir heykeli ve onun etrafında gezegenlerin olduğu Fontaine du Soleil’in yer aldığı sokak ve o sokaktaki, sokak müzisyenlerinin sergilediği canlı performanslar da görülmeye değer.

Nice’e gelmişken lezzetlerinden tatmak isterseniz, önerebileceğim Socca…

Nice Karnavalı

 

 Nice Karnavalı, dünyanın sayılı sokak karnavallarından biri. Sabaha kadar devam eden partiler, eğlenceler, karadan ve denizden geçen karnaval kortejleri…

 Klasik Hristiyan inancına göre, Büyük Perhiz öncesi son kez dilediğince yenilip-içilmesi için düzenlenen bu karnavalın, kayıtları 1294 yılına kadar dayanıyor.  Her yıl bir tema seçiliyor karnaval için ve kortejde, araçlardan kalabalığa çiçekler atılıyor. Ortam bir anda rengârenk olabiliyor.

Not: Gezimiz coronavirüs salgınından çok önce yapılmıştır. Şimdi can çekse de düşünmekte fayda var!

           

 

Dergiler Haberleri