Aslında bu köşede siz okuyuculara mimarlık ile ilgili ulaşıyorum. Fakat bu hafta benim için önemli bir konuyu gündeme getireceğim.
Mimarlar Odası merkez binamızdaki kedimiz, Mimar Sinan’a bu hafta araba çarptığı için üyelerimizin önemli bir kısmı, çalışanlarımız ve yönetimde olan bizler üzüntü yaşıyoruz.
Araba çarpması gibi korkunç bir kaza yaşasa da Sinan yine de şanslı sayılır. Üç gündür veterinerde olan kedimiz, Mimar Sinan’ımızın iç kanaması durdu.
Antibiyotik alıyor ve kırılan çenesi ve kullanılmaz hale gelen gözü için operasyonu bekliyor.
Hep birlikte düzelmesi ve odamıza geri dönmesini umuyoruz. Dua ediyoruz.
Veterinerimiz gelemeyeceğini söylediğinde, ne zaman sokakta yardıma ihtiyacı olan bir can görsek yaptığımız gibi yine Altın Patiler Derneği’nden arkadaşlara ulaştık. Hemen bize veteriner önerileri ve yardımlarını sundular.
Doğruyu söylemek gerekirse ben bu arkadaşların yürüttükleri çabaya yıllardır hayranım.
Bu dernek ile ne zaman nerede tanıştık hatırlamıyorum, 10 yılı epey geçtiğini biliyorum.
Fakat, yıllardır gönüllü olarak yaptıkları çalışmalarla belki de on binlerce sokak hayvanının canını kurtardıklarını söyleyebilirim.
Hiçbir karşılık beklemeden birçok sokak hayvanını yuvalandırdıklarını, ameliyatı için veterinerlere taşıdıklarını, kampanya yaparak ameliyat masraflarına fon bulduklarını, kaybolan canları arayarak yuvalarına döndürdüklerini ve diğer mücadelelerini yakından takip ettim.
Düzenli olarak hayvan barınağına yaptıkları etkinliklere ben de pek çok kez katılma fırsatı buldum. Kollarını sıvayıp bu yavruların temiz bir ortamda yaşatmak için düzenli temizlik kampanyaları düzenliyorlardı.
Peki, bunları neden yazıyorum?
Bizler, kendimizin seçerek koltuklara yerleştirdiği siyasileri yüceltmeyi çok seviyoruz.
Bu siyasetçilerin ömrünü mücadeleye adadıkları söylemeyi ve onların toplum için kendilerinden ödün verdiklerini duygulanarak söylüyoruz.
Bana göre bu gönüllü arkadaşlarımız da en az onlar kadar övülmeyi ve desteği hak ediyorlar.
Bu ülkede kamunun yapmadığı, duyarlılık göstermediği ve yeterli kaynağı ayırmadığı sokak hayvanlarını kurtarma mücadelesini yıllardır bu arkadaşlarımız üstleniyorlar.
Ve bunu herhangi bir siyasi pozisyon veya maaş almadan yapıyorlar.
Bu ülkede ne zaman sokakta bulduğumuz bir can için yardıma ihtiyaç duysak, bu arkadaşlarımız hiç hayır demeden yardımımıza koştular.
Bu mücadele takdire şayandır ve en az siyasi mücadeleler kadar destek görmesi gerekir.
Dahası, bugün artık devlet bu mücadeleye bütçe ayırmalı ve sokak hayvanları ile ilgili atılacak adımlarda sivil toplum örgütü olarak Altın Patiler Derneği ve diğer derneklere söz hakkı vermelidir.
- On binlerce sokak hayvanına yuva bulan
- Ameliyatları için seferberlik başlatan
- Barınaklarda temizleme kampanyaları düzenleyen
- Kaybolan evcil hayvanların evlerine dönmesini sağlayan
- Sesi olmayan canlar için gerektiği yerde ses olan
- Kısırlat-Aşılat-Yaşat kampanyalarını savunan
bu mücadeleye artık kamu kaynakları da katılmalıdır.
Vergisini veren her bir vatandaşın devletten vergilerini bu mücadeleye de aktarmasını talep etmek hakkı vardır.
Bunu talep etmeliyiz, çünkü Sinan’ımız biraz da olsa şanslı.
Kendisine araba çarpsa bile birçok diğer sokak hayvanı gibi sokak köşesinde, kırık çenesini kullanamadan, gözleri görmeden, acı çekerek ve çaresizlikle ağlayarak açlıktan ölmeyi yaşamadı.
Ona sahip çıkan, ameliyatını üstlenen, antibiyotiklerini alan, yanına giderek korkusunu hafifleten mimarlar var.
Diğer tüm sokak hayvanları için bu görevi Altın Patiler Derneği üstleniyor.
Ve bu görevi başarmak için bizim gibi gönüllülerin desteğine ve devletin görevini yapmasına ihtiyaçları var.
Vicdanı olan hiçbir kamu yöneticisi bu destekten geri durmamalıdır.
Bu mücadele desteklenmelidir.