ALTIN SALKIM  ‘ÜZÜM’ÜN BEREKETİ

Üzüm hasadı Temmuz ayı başlarında başlar.

Üzüm hasadı Temmuz ayı başlarında başlar. Mehmetçik köyünde ilk hasatta toplanan üzümleri önce bağ sahipleri yerdi. İlk toplanan üzümler gomu- gomşuya ve hısım akrabaya dağıtılırdı. Dağıtılan ilk hasat üzümler için de “Başımızın gözümüzün sadakası için” söylenerek dağıtılırdı.

 

Nisan-Mayıs aylarında yemeklerde ekşi (limon) yerine yani tatlandırıcı olarak kullanılmak üzere üzüm gorukları (pişmemiş yeşil üzüm) toplanırdı. Goruklar 1976 yılına kadar kullanıldı. Rahmetli Meryem Mulla Salih nene vefat ettiği 1978 yıllarına kadar gorukları kullanan biri. Eskilerde Mehmetcikte ekşi yerine goruk kullanımı kısmen yaygındı.

 

Tatlılanmış ve olgunlaşmış üzümler kesilip köye getirilir. Önceleri taştan yapılmış teknelere dökülen üzümler ayak ile ezilip suyu alınırdı. Şimdilerde ise makine gücü ile üzümler ezilmektedir. Sıkılan üzümlerin suyu meşrubat olarak içilebildiği gibi büyük kazanlarda kaynatılmak üzere ateş üzerine konurdu.


Zekai Altan

 

Üzüm hasadı

Altın Salkım’ın merkezi Mehmetçik. Üzüm hasadı Temmuz ayı başlarında başlar. Mehmetçik köyünde ilk hasatta toplanan üzümleri önce bağ sahipleri yerdi. İlk toplanan üzümler gomu- gomşuya ve hısım akrabaya dağıtılırdı. Dağıtılan ilk hasat üzümler için de “Başımızın gözümüzün sadakası için” söylenerek dağıtılırdı. Evet, Temmuz ayı başlarında olgunlaşan üzümler kesilip çarşıya gönderilir. Bağ makası veya bıçak ile kesilen üzümler hurma dallarında zembillere veya kamıştan yapılan sepet ve köfünlere konurdu. Eşekler üzerindeki semerin her iki tarafına bağlanan köfün veya sepetler eşeklerle köye taşınırdı. Eşeklerle taşınan sepet ve köfünler 1968 yıllarına kadar devam etti. Mehmetçik’teki son bağ “Bağlar” bölgesi olarak bilinen bölgede idi. Bu bölgedeki bağlar Mehmetçikli rahmetli Mulla Salih Dede’ye ve diğer köylülere aitti. 1972 yılında aynı bölgeye genç bağ ekimine başlanınca buradaki bağlar da söküldü.  

 

Yaprak dolma (Yalançı veya Sahici dolma)

Etsiz olan dolmalara yalançı, etli olan dolmalara da sahici dolma denirdi. Bu dolmaların öyküsü ise; Nisan-Mayıs aylarında olgunlaşan taze ve yırtık olmayan yapraklar toplanır. Genelde sağ elle kesilen yapraklar sol göğüs hizasında düzülür ve sol elle devamlı tutulur. Yapraklar ile dolma yapılır fazlası da satışa sunulur.  Toplanan yaprakların tümü yıl boyunca özellikle kış aylarında kullanılması için saklanmaktaydı. Bu saklama işlemi bardaklarda (testilerde) yapılmakta idi. Testiler içerisine konan tuzlu suya veya sirkeli suya konan asma yapraklarının hava almaması için bardakların ağzı çaput (bez parçası) parçaları ile kapatılıp bağlanırdı. Bazen de gavcar odunu ile kapatılırdı. Bardağın ağzı bez parçası ile örtüldükten sonra üzerine gavcar odunu sokularak bardak kapatılırdı. İhtiyaç duyulan miktarda asma yaprağı için bardak açılıp yapraklar alındıktan sonra bardak yeniden kapatılırdı.

 

Üzüm goruğu

Aynı aylarda yani Nisan-Mayıs aylarında yemeklerde ekşi (limon) yerine yani tatlandırıcı olarak kullanılmak üzere üzüm gorukları (pişmemiş yeşil üzüm) toplanırdı. Goruklar 1976 yılına kadar kullanıldı. Rahmetli Meryem Mulla Salih nene vefat ettiği 1978 yıllarına kadar gorukları kullanan biri. Eskilerde Mehmetcikte ekşi yerine goruk kullanımı kısmen yaygındı. Goruğu bağı olanlar kullanmakta idi. Bağdan toplanan goruklar günlük olarak toplanır ve kullanılırdı. Toplanan goruklar salata veya yemeklere ekşi gibi elle sıkılırdı. 

 

Üzüm çeşitleri ve Bome

Hasattan bir hafta sonra yaklaşık olarak Temmuz ayı sonları tatlınanan sultani üzümler ile Ağustos ayı ilk haftalarında da tatlılanan kara üzümler toplanır. Üretilen üzümler sultani, kara üzüm, beyaz çekirdekli bağ üzümü, rozzagi, cardinal ve talvar üzümleridir. Tümü sofralık üzüm olarak kullanılmaktadır. Ancak, şeker oranı (bomesi) yüksek olan sultani, siyah üzüm ve çekirdekli beyaz bağ üzümü, sucuk, şarap, zivaniya, köfter, sirke, betmez (betmezde kullanımı daha ekonomiktir), hoşaf ve reçel yapımında idealdirler. Bome; üzümlerin şeker oranının ölçüsüdür. Üzümün bomesi önceleri damak tadımı ile ölçülürdü. Üzüm tanesi yenmek süreti ile şeker oranı ölçülürdü. Sonraları ise ölçüm işlemi bome aleti ile ölçülür. Alet içerisine üzüm tanesinden bir damla sıkılarak alet kapatılır. Bome aleti üzerindeki ölçülerden de üzüm tanesini şeker oranı ölçülürdü. Alet çift kapaklı dürbün merceğine benzemektedir. 

 

Üzüm suyu

Tatlılanmış ve olgunlaşmış üzümler kesilip köye getirilir. Önceleri taştan yapılmış teknelere dökülen üzümler ayak ile ezilip suyu alınırdı. Şimdilerde ise makine gücü ile üzümler ezilmektedir. Sıkılan üzümlerin suyu meşrubat olarak içilebildiği gibi büyük kazanlarda kaynatılmak üzere ateş üzerine konurdu. Bu arada suyu sıkılan üzüm salkımlarının posaları  sirke veya zivaniya yapılması için küplere konurdu. Odun ocağı üzerinde kaynamaya bırakılan üzüm suyunun kaynama süresince ocak’a sürekli odun atılarak ateşin sönmemsei sağlanırdı. Ve bu üzüm suyundan sucuk, köfter ve  paluze gibi ürünler elde edilir. 

 

Üzüm suyunun bereketi

1. Soğuk meşrubat olarak içilir. Kaynadıktan sonra soğutulan üzüm suyu buzluklarda saklanabilmektedir. Ve arzu edildiği zaman da içilebilmekte.

2.  Paluze tatlı olarak yendiği gibi böreği de yapılır. Bunu yapan rahmetli Dudu abla. Eskilerde evlerde ikram olarak da verilmekte idi. Kıbrıs halk dilinde de güzel kızlara “paluze gibi kız “ denirdi.

3. Üzüm  Sucuğu tatlı ve meze olarak yenir (Bademli ve cevizli), Özellikle zivaniya ile.

4. Köfter, tatlı ve zivaniya mezesi olarak yenir,

5. Betmez, tatlı olarak kahvaltılarda ve tahın ile karıştırılarak yenir,

6. Hoşaf, yaz tatlısı olarak yenir,

7. Reçel, kahvaltılarda yenir,

8. Sirke, yemeklerde ve salatalarda kullanılır,

9. Zivaniya, Kıbrıs’ın meşhur alkollü içeceği,      

                                                                         

Dergiler Haberleri