Ambeligulu Salih Paşa’nın babası Mustafa Salih Paşa, Mehmet Aziz’le birlikte Ocak 1964’te “kayıp” edilmişti…
Aslında herşey bu yılın Ocak ayında, Altuğ Sabrioğlu’nun bir Facebook mesajıyla başladı: Dedesi Mustafa Salih Paşa “kayıp”tı ve bu konuda neler yapılabileceğini soruyordu…
Mustafa Salih Paşa, Ambeligulu’ydu (Bağlıköy) ve yine aynı köyden Mehmet Aziz’le birlikte, Lefkoşa’dan Ambeligu’ya dönerken, 9 Ocak 1964’te “kayıp” edilmişti…
Mustafa Salih Paşa, Karayolları’nda çalışmaktaydı. Karayolları’nın Müdürü Panayodis Kondo ile iyi geçinmekteydi ve zaman zaman problemli zamanlarda onun evinde de kalıyordu, torunu Altuğ Sabrioğlu’nun anlattığına göre… Nitekim Altuğ Sabrioğlu’na göre, dedesi Mustafa Salih Paşa, “kayıp” edildiği gün, ustası Kondo onu uyarmış, “Gitme” diye ama dedesi onu dinlememiş…
Mehmet Aziz’le birlikte yola çıkmışlar ve hiçbir zaman köyleri Ambeligu’ya varamamışlar…
Nerede “kayıp” edilmişlerdi?
Mehmet Aziz, Pendaya’da bir kereste fabrikasında şöför olarak çalışmakta ve burada hazırlanan portokal kasaları için kesilmiş tahtaları Mağusa’ya taşımaktaydı…
Bu yüzden özellikle Kambos ve Ksero bölgesinde geçmişte kereste fabrikası çalıştırmış Kofteros ailesinden yardım istedim ama onların nerede “kayıp” edildikleri hakkında herhangi bir bilgileri yoktu… Kostas Kofteros, Mehmet Aziz’i hatırlıyordu, “Bana araba sürmeyi o öğrettiydi… Ben densiz bir çocuk olduğum için babam beni ceza olarak bizim fabrikada tutmaz, Pendaya’da Hacısotiri’ye ait fabrikaya gönderirdi… Mehmet Aziz de orada şöfördü” diye anlatıyordu…
Söylentilere göre Mustafa Salih Paşa ve Mehmet Aziz, Ksero’da “kayıp” edilmişlerdi – Zaten o günlerde Ambeligu’ya gidebilmek için Ksero’dan geçmek gerekiyormuş… Ksero’da bir evin avlusuna gömülmüş oldukları yönünde Mustafa Salih Paşa’nın ailesinin elinde bazı bilgiler vardı – bu ev bir zamanlar Kıbrıslıtürkler köyü terkettikleri zaman Kıbrıslırum askerler tarafından kullanılmış bir evdi… Bu evin sahibi Kıbrıslıtürkler neden sonra evlerine geri döndükleri zaman bahçede beton dökülmüş bir alan görmüşler ve bundan kuşkulanmışlardı…
Anlatılanlara göre, şimdi Ksero’daki (Gemikonağı) caminin olduğu yerde küçük bir Kıbrıslırum evi varmış ve orada yaşayan Kıbrıslırum kadın, o evin sahibine buraya bir gömü yapılmış olduğunu söylemiş… Mustafa Salih Paşa’nın ailesi de bu konudan böyle haberdar olmuş, Altuğ Sabrioğlu’nun anlattığına göre…
Bu konuda geçtiğimiz günlerde bir Kıbrıslırum “kayıp” yakını olan Mihalis Yangu Savva’nın bu evi ziyaret etmesi ardından, Kayıplar Komitesi de sözkonusu yeri incelemiş bulunuyor ve araştırmalar ardından belki de bu şüpheli nokta kazılacak… Mihalis Yangu Savva’nın ziyareti ardından, o evin sahipleri beni aradılar ve çok tedirgin olduklarını, bu yerin hemen kazılmasını istediklerini söylediler… Ailenin tedirginliğini Kayıplar Komitesi’nin hem Kıbrıslıtürk, hem de Kıbrıslırum üye ofislerine ilettim… Ardından Kayıplar Komitesi yetkilileri bu evi ziyaret ettiler… Kazılıp kazılmayacağına herhalde önümüzdeki günlerde karar verecekler…
Altuğ Sabrioğlu’nun yardımlarıyla, “kayıp” Mustafa Salih Paşa’nın oğlu Salih Paşa’ya ulaştık… Onunla bir röportaj yaptık…
Salih Paşa, “Babam çok iyi bir insandı… Köye gidin, sorun… Herkes onun ne kadar iyi olduğunu anlatacak size” diyor… Mustafa Salih Paşa, Kadriye Hanım’la evliydi ve dört çocukları vardı: Hatice, Ülker, Salih ve Hüseyin. Bugün artık ne Kadriye hanım, ne de Hüseyin hayatta…
Salih Paşa’yla “kayıp” babası Mustafa Salih Paşa’ya ilişkin röportajımız şöyle:
SORU: Salih Bey, kaç yaşındasınız?
SALİH PAŞA: 1945 doğumluyum… Bağlıköy (Ambeligu) doğumluyum.
SORU: Ambeligulu muydu aileniz?
SALİH PAŞA: Evet…
SORU: Kaç kardeştiniz?
SALİH PAŞA: İki oğlan, iki kız – dört kardeş idik, şimdi üç kardeş kaldık.
Biri rahmetlik oldu.
SORU: Ambeligu karma köydü hatırladığım…
SALİH PAŞA: Eskiden Rumlar da vardı içinde… Ama son yani Rum yoktu içinde…
SORU: Yok vardı 74’e kadar…
SALİH PAŞA: Aşağıki Ambeligu’da vardı…
SORU: Evet… Çünkü “kayıp” vardı, Koçços, Ambeligulu ve bulduyduk ondan geride kalanları… Orası da Ambeligu yani…
SALİH PAŞA: Evet…
SORU: Aileniz ne iş yapardı?
SALİH PAŞA: Benim babam burada, Lefkoşa’da çalışırdı… Adı Mustafa Paşa. Annemin adı Kadriye Paşa.
SORU: İkisi da Ambeligulu muydu?
SALİH PAŞA: Yok, annem Baflı’ydı, Melandralı…
SORU: Zeki Beşiktepeli’nin köyü… Hem Suat Günsel ve Mustafa Kıralp’ın köyü…
SALİH PAŞA: Evet… Annem oralıydı, babam Ambeligulu’ydu. Gelin geldiydi o köye annem.
SORU: Baban Lefkoşa’da ne yapardı?
SALİH PAŞA: Babam Lefkoşa’da devlet dairelerinde çalışırdı ve hafta sonları gelirdi köye.
SORU: 1963’te “kayıp” oldu babanız… Nasıl olduydu? Bildiğiniz kadarıyla yani…
SALİH PAŞA: Zaten o zaman çocuktuk biz… Ocak’taydı zannederim.
SORU: 9 Ocak 1964…
SALİH PAŞA: Evet… İşte babam çıkardı Pazartesi, gelirdi buraya, Lefkoşa’ya. Her gece gelip gidemezdi. Vasıta yoktu o zaman.
SORU: Hangi bakanlıkta işlerdi, hatırlar mısınız?
SALİH PAŞA: Vallahi Karayolları’nda çalışırdı ve işlediği yerde kalırdı.
Son işte bu hadiseler çıktı 63’te, kesildiler, kaldı Lefkoşa’da… Epeyi kaldı bunda… Bir ara dediler işte açıldı yollar falan… Bir arkadaşıyla beraber, Mehmet Aziz… O da bir Kıbrıslırum’un yanında çalışırdı Ksero’da (Gemikonağı)… Kamyon sürerdi ve tahtacık taşırdı Mağusa’ya o… Portokal kasaları için tahtacıklardı bunlar. O da geldiğinde kesildi,
Lefkoşa’ya girdi, kaldıydı… Mehmet Aziz da Ambeligulu’ydu…
Aynı köylüydü o da…
Onunla beraber çıktılar yola, bir kere daha da gelmediler…
SORU: Lefkoşa’dan çıktılar, Ksero’ya veya Ambeligu’ya gidecektiler?
SALİH PAŞA: Ksero’dan şarttı geçecen, Ambeligu’ya gitmek için. Ksero’ya doğru gelirlerdi…
SORU: Peki ne öğrendiniz? Nerede “kayıp” olmuş olabilirler?
SALİH PAŞA: Vallahi o zaman zaten her yerde yol yoktu gelsin oraya. Bir yol vardı. Bir yol vardı Girne’ye, bir yol vardı buraya.
SORU: Nereden geçerdi yol?
SALİH PAŞA: Koşu yerini geçerlerdi, çıkarlardı Yerolakko’ya… Bildiğim yol oydu, başka yol yoktu zaten.
Son, epeyi zamandan sonra…
SORU: Kaç yaşındaydınız babanız “kayıp” olduğunda?
SALİH PAŞA: Ben ufaktım… 12-13 yaşlarındaydım… Ama pek bilgimiz yoktu zaten… Bilgim bu: Mehmet Aziz’le beraber bu yerlerde yakalandılar.
Epeyi zamanlardan sonra, Gemikonağı’nda annemin – annem da tabii rahmetlik oldu – annemin kaldığı evde, aynı sırada komşular vardı. Onlar da 74 harekatında geldiler geri evlerine. Çünkü kaçtıydılar evlerinden… Bunlar hepsi kaçtıydı… Orada kalanlar, iki-üç aile kaldıydı o Gemikonağı-Ksero’da… İki üç aile kaldıydı. Ama onların çocukları…
Bunlar Lefke’ye kaçtı geldiydi… “….” derlerdi kendine.
Ne zaman ortalık biraz sakinleştiydi, bunlar tekrar indiydi evlerine. Evlerine indiği zaman, avlusunda bir beton görmüş. Demiş kadın “Yahu bu benim avlumda yoğudu… Nasıl oldu da buraya beton döktüler?” falan…
Yani, onun anlatması… Bize biri gelip söylemedi ama onun anlatması… Dedik yahu, bizim da içimize doğdu, acaba getirdiler babamı buraya kadar da gömdüler buraya? Zaten o bölgede asker vardı. Rum askerlerin yeriydi orası. Dedik getirdiler buraya acaba da burada öldürdüler?
DEVAM EDECEK