2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Kıbrıs sorunu ile ilgili “Anahtar Türkiye’de, Erdoğan ile bu işi bitireceğiz” şeklindeki söyleminin bugüne kadar duyulmadığını ifade ederek, Türkiye’nin Kıbrıs sorununda destekleyici olduğunu belirtti ve “Anahtar bizdedir, Türkiye’de değil” dedi.
Talat, Kıbrıs sorununun çözümünün şart olduğunu, Kıbrıs Türkü’nün kimliğini ve varlığını devam ettirmesinin, ekonomisini geliştirmesinin ve çağdaş bir toplum olmasının buna bağlı olduğunu belirterek, aksi halde uluslararası hukukun dışında kalmaya devam edeceğini ve geleceğinin belirsiz olacağını ifade etti.
Talat’ın ofisinden verilen bilgiye göre, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, katıldığı bir TV programında çeşitli konuları değerlendirdi.
“MÜZAKERELER GERÇEKTEN TIKANDI”
Müzakerelerin tıkanma noktasına geldiği iddialarının sorulması üzerine Talat, müzakerelerin gerçekten tıkandığını, aslında bunun uzun zamandan beri böyle olduğunu savundu.
Talat, önerilerin Rum basınına sızmasının sorulması üzerine de, Rum tarafının bu işi alışkanlık haline getirdiğini, belki liderin değil ama çevresinden birilerinin görüşme belgelerini basına sızdırdığını kaydetti.
“TÜRK TARAFI GİZLİLİK KARARINA UYUYOR”
Bazı gazetecilerin Rum Başkanlık Sarayı’nda fiilen görevli olduğuna dikkat çeken Talat, kanalın buradan geçebileceğini, Türk tarafının ise gizlilik kararına ve kurallara uyduğunu belirtti.
Bu çerçevede Türk basınının haklı olarak şikayetçi olduğunu kaydeden Talat, Rum tarafında gazetecilerin uzmanlaşmasının ve bilgiye ulaşma kanalları yaratmasının da rolünün bulunduğunu, ancak bazı bilgilerin asılsız olduğunun unutulmaması gerektiğini, masa başında birçok haber yapıldığını ifade etti.
Bugünkü koşullarda görüşmelerin iyi gitmesini beklemenin yanlış olduğunu belirten Talat, çözüm isteyen tarafın büyük bir çaba içerisinde olması gerektiğini, ancak böylesi bir durumun görülmediğini anlattı.
“Liderler görüşmesi” denen görüşmelerin aslında güven yaratıcı önemler görüşmelerine dönüştüğünü ifade eden ve sorunun özüyle ilgilenilmediğini savunan Talat, görüşmelerin gerçekten tıkandığını ifade etti. Talat, teknik komitelerin görüşmesi gereken konuları liderlerin görüştüğüne de dikkat çekti.
BIDEN’IN AÇIKLAMASI
Biden’ın “Anahtar Türkiye’de, Erdoğan ile bu işi bitireceğiz” şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine Talat, bunun doğru olması halinde, bu söylenenlerin bilgisizlikten kaynaklandığını, ancak üslubun tipik Rum tarafı üslubu olduğunu, dolayısıyla da büyük ihtimalle Rum basınının bu haberi yeniden yarattığını ifade etti.
Bu tür Rum basını kaynaklı haberlerin ülkede yeniden üretilmesinin çözüm sürecine bir katkısı olmadığını söyleyen Talat, “Rum gazeteciler, çoğu zaman resmi makamların yönlendirmesiyle haber üretiyorlar, bunu unutmamalıyız” dedi.
“ANAHTAR BİZDE”
Bugüne kadar bu şekilde bir söylemin Amerikan yetkililerinin ağzından duyulmadığını kaydeden Talat, Türkiye’nin başında birçok başka sorun bulunduğunu, Kıbrıs sorununda ancak destekleyici olduğunu söyledi ve “Anahtar bizdedir, Türkiye’de değil” dedi.
MARAŞ KONUSU
Maraş konusunda ise Talat, ancak Kıbrıs sorununun çözülmesi halinde Maraş’ın da çözüleceğini düşündüğünü ifade etti. Maraş’ın geçmişte güven yaratıcı önlemler arasında gündeme getirildiğinin doğru olduğunu, fakat son olarak BM’nin bu konuyu bütünlüklü çözüme dahil ettiğini belirten Talat, AB’nin de Maraş konusunu böyle gördüğünü ve en yetkili ağızlardan ifade ettiğini anlattı.
Kıbrıs sorununun çözümünün şart olduğunu kaydeden Talat, Kıbrıs Türkü’nün kimliğini ve varlığını devam ettirmesinin, ekonomisini geliştirmesinin, çağdaş bir toplum olmasının buna bağlı olduğunu, uluslararası hukukun dışında kalmaya devam edecek Kıbrıslı Türklerin geleceğinin belirsiz olacağını ifade etti.
Yaşanan bugünlerde yeniden göçlerin başladığını ve ekonominin vatandaş düzeyinde iyi olmadığını kaydeden Talat, yeni açılan iş yerlerinin, esnafın iş kapattığına dikkat çekti ve iyi noktada olmadıklarını söyledi.
“CTP’DEKİ SIKINTI ATLATILACAK ANCAK BU KEZ DAHA ZOR OLABİLİR”
Yerel seçimlerle CTP’deki iç huzursuzluğu da değerlendiren Talat, CTP’nin köklü bir geleneği olduğunu, bu sıkıntının atlatılacağını, ancak bu kez daha zor olabileceğini söyledi.
Talat, CTP’nin büyüdüğünü, buna paralel olarak olanaklarının da artığını; bu çerçevede iktidar olma sorumluluğunun yükseldiğini, iktidar olunca koalisyon ortakları ile uzlaşılan konuların tabana yansımasında ve toplumun politikalarına uyum gösterme gibi konularda sıkıntılar yaşandığını anlattı. Talat, ancak bu sıkıntıların köklü bir parti olarak aşılacağı inancında olduğunu belirtti.
“HALK OYLAMASININ SEÇİMLE KARIŞTIRILMASI YANLIŞ OLDU”
Anayasa değişikliği konusunda yapılan halk oylaması sonucu ile ilgili bir soru üzerine Talat, bu konunun başka konularla, yani seçimlerle karıştırılmasının yanlış olduğunun ortaya çıktığını, Anayasa değişikliklerinin ayrı bir kampanyayla halka götürülmesinin daha doğru olacağını söyledi.
Talat, ekonomik nedenlerle, Anayasa değişikliklerinin bir seçim sırasında oylanmasının iyi olacağının düşünüldüğünü, ama seçimlerin gölgesi altında kalan anayasa değişikliklerinin çok az tartışılabildiğini, sonucun da böylece olumsuz çıktığını anlattı.
“CESARET KALMADI”
Öngörülen değişikliklerin mevcut Anayasa’ya göre ileri düzenlemeler olduğunu kaydeden Talat, buna rağmen reddedildiğini, böylece Anayasa’nın adeta kutsal bir metin haline geldiğini ve yakın gelecekte ele alınması cesareti kalmadığını düşündüğünü söyledi.
YEREL SEÇİMLER
Yerel seçimler üzerinde de duran 2. Cumhurbaşkanı Talat, hemen her yerde ittifak olduğuna dikkat çekti ve Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun da bizzat seçimleri adım adım takip ederek bu ittifaklara katıldığını iddia etti. Talat, bu seçimlerin ittifakların sonucu olduğunu kaydetti.
“ÖRGÜTSÜZ SEÇİM HAYAL”
Cumhurbaşkanlığı’na aday olup olmayacağı konusunda ise Talat, bu konuda öncelikle kendisinin geldiği parti olan CTP’nin Cumhurbaşkanlığı konusundaki değerlendirmelerinin ortaya çıkması gerektiğini, kendisinin örgütlü harekete inandığını ve örgütsüz koşullarda seçimin hayal olduğunu kaydetti.
(tak)