Anahtar kimde?

Cenk Mutluyakalı

Avrupa Parlamentosu’nun Kıbrıslı parlamenterlerinden Kostas Mavridis, “Kıbrıslı Türkler seçimini yapmalı, ya Avrupa Birliği yolunda gitmeli, ya da Türkiye... Avrupa’da Kıbrıslı Türkler için çok daha iyi ve güvenli bir hayat var” diyor.

“Kıbrıslı Türklerin bu seçimi yapacak karar verici rolü var mı” diye soruyorum. Adanın kuzeyine dair sanırım asıl soru bu... Anahtar kimin elinde, Kıbrıslı Türklerin yoksa Türkiye’nin mi?

Avrupalı parlamenter Kostas Mavridis, “Ne demek istediğini anladım” diyor ve ekliyor: “Kıbrıslı Türkler çok daha güçlü ses verebilir, destekçiler bulabilir, Avrupa’ya ve dünyaya kendi isteğini duyurabilir.”

Kostas Mavridis eski bir akademisyen, ekonomist... Amerika Birleşik Devletleri’nde eğitim gördü. DİKO’dan Avrupa Parlamentosu’na seçildi. Aslen Dikmenli (Digomolu.) Yıllar yılar sonra yeniden köyüne gitmiş, kendi evini hatta çocukken uyuduğu yatağını bulmuş... Demir karyolanın gövdesine isminin ilk harfini kazımış, savaşta... “Çok duygulandım, kendi el izim orada duruyordu” diyor.

Yine ‘garantör’ meselesi

Annan Planı’na “hayır” diyenlerden biriydi, “Şimdi yeni bir plan olsa, kesinlikle evet derim, yeter ki Kıbrıslı Rumların güvenliği kayıt altında olsun” diye biraz da pişmanlıkla kendini ifade ediyor.

“Güvenlik” derken neyi anlatıyor!
“Kıbrıslı Türk milliyetçiler de çözüme güvenlik gerekçesiyle karşı çıkıyor” diyorum.

Avrupa Birliği garantisinden söz ediyor.
“Kıbrıs’ta insanlar arasında bir sorun yoktur, iyi ya da kötü düşünen insanlar vardır, bunun etnik kimlikle ilgisi yoktur.  Tek yanlı müdahaleyi de içeren Türkiye’nin garantörlüğünde Kıbrıslı Rumların çoğunluğu kendini güvene hissetmez, bir çözümde garantörümüz Avrupa Birliği olmalıdır.

“Çok kolay değil”

“Kıbrıs’ta mevcut durum çok fazla kalıcılaştı ve çok geniş kitleler bunu kabullendi, bu statükonun değişeceğine inanıyor musunuz?” diye soruyorum.

“İyimser değilim, çünkü gerçekçiyim. Çok kolay değil. Hele de Erdoğan varken... Ama yine de bu durumu değiştirmek için çalışmalıyız. Yeni başkan Hristodulidis görüşmeleri yeniden başlatmak için hazırlanıyor. Avrupa Birliği’ne daha güçlü bir rol vermek istiyor. Birleşmiş Milletler yeterince etkin değil. Avrupa Birliği özellikle Türkiye’yi ikna etmek yönünde çok daha güçlü enstrümanlara sahiptir. Kıbrıslı Türklerin geleceği Avrupa Birliği’ndedir. Erdoğan Türkiye’sinin Avrupa Birliği talebi yoktur. Avrupa yasalarını ve değerlerini benimsemek gerekiyor, umarım, Türkiye yüzünü yeniden Avrupa’ya döndürür. Demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü, azınlık hakları gibi ihlaller ortadan kalkar.”

“Kılıçdaroğlu CHP’si...”

Avrupa Parlamentosu’nun Kıbrıslı parlamenterlerinden Kostas Mavridis, Türkiye seçimlerine dair yorumlarını sürdürüyor:

“Kılıçdaroğlu’nun CHP’si Erdoğan’dan daha milliyetçidir. Avrupa ve laiklik yanlısı olduğu için yeni dönem için bir umudumuz olabilir. Yine de Kılıçdaroğlu dönemine dair çok yüksek bir beklentin olmadığını itiraf etmeliyim.”

Mavridis, bu kez kendisi bir soru yöneltmek istediğini söylüyor...
“Türkiye hakkında ne hissediyorsun” diyor.

Kıbrıs’ın kuzeyine yönelik dayatmacı politikaları nedeniyle öfkeli olduğumu anlatıyorum, yurt yitimini, irade kaybını...
“Türkiye de Kıbrıs Cumhuriyeti de Kıbrıslı Türklere ‘güç’ dayatıyor. Saygılı ve eşitlik düzeyinde bir ilişki kurmuyor. Özne kabul etmiyor, her ikisi de” diyorum...

Türkiye ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin elinde tuttuğu anahtar, tüm kapıları Kıbrıslı Türklerin yüzüne, düşüne, geleceğine kilitliyor!