‘ANALİZCİ’ geldi

Cenk Mutluyakalı

 

Çok doğru bir iş yapılmış, Kıbrıs’ın kuzeyine dair araştırma ve analizlerle…
Ama ‘süreç’ ve ‘yöntem’ sakat!..
Adeta gizlenerek, saklanarak, toplumsal yaşamdan ‘kaçırılarak’ yapılmış tüm bu analizler…

***

“Üniversiteler adası” dedikleri ülkemizde, kaç toplantı düzenlenmiş örneğin, kuzey-güney ticareti ya da işgücü piyasası analizi için….
Peki ya da ‘üniversiteler’in konumu, devletin hantallığı, eğitim…
Siyasi partilere, sivil topluma ne kadar taşınmış tüm bunlar, kamuoyu önünde ne kadar tartışılmış?
Sorun da bu ya…
Türkiye’den uçaktan iki bakan iniyor, ellerinde dosyalarla geliyor, öğreniyoruz!
Bu ülkenin insan kaynağına adeta ‘geri zekalı’ muamelesi yapılıyor…
Ve böylece ‘kendine güvensiz’ bir toplum büyütülüyor, her meseleyi denizin ötesine havale eden, sorunlarına çözüm üretme kapasitesini yitirmiş bir siyaset…

***

İşgücü piyasası analizi yapılıyor ancak ‘kaçak işçi’den tek kelime yok!..
Türkiye’den buraya ha bire gelen, sömürülen, sosyal yaşam içerisinde travmalar yaratan ve yaşayan, “KKTC yurttaşlığı”nı da mutlak bir hak gibi gören “sorun”un üzeri silinmiş!..
Peki “irade” neresinde bu analizin?
Bir yerinde söyleniyor aslında:
“Vatandaşın kamu yönetimine ve siyasi kadrolara güveni oldukça düşük !”
Nasıl olmasın ki, siyaseti yönlendiren kadroların Kıbrıs’ta olmadığını görüyor, gözlemliyor herkes…
Siz, hem uzaktan kumanda her işi yönetecek, hem de “vatandaşın siyasi kadrolara güveni düşük” diyeceksiniz.
Peh!..
***

“Telekomünikasyon dairesi şirketleşmeli, rekabet sağlanmalı” deniyor analizlerde…
Kim söylemiş bunu, bu sonuca nasıl ulaşılmış, ip ucu yok!..
“Güvenlik ve sivil savunma hizmetlerinde sivilleşme ve etkinlik artırılmalı” deniyor mesela…
Sivilleşme tamam da, “etkinlik artırılmalı” ne?
Asayiş sorunu mu var; bir hafta önce adaya gelmiş adamın üniversite öğrencileri önünde ve yol ortasında ‘mastürbasyon’ yapmasına mı karşı bu, yoksa, çekilen bıçaklara, patlayan silahlara önlem için mi?
Peki ama sebebi ne, tüm bu ‘sonuçlar’ın?

***

Üniversite eylem planında “müşteri memnuniyeti”nden söz ediliyor, örneğin!..
Öğrenciyi “müşteri” gören bir anlayışla, ne uğraşıyorsunuz boşuna…
Ne?